(Serbest Görüş) – Cenevre merkezli Euro-Med İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne konuşan onlarca Gazzeli kadın, İsrail güçlerince alıkonuldukları süre zarfında maruz kaldıkları işkence ve cinsel tacizi anlattı.
İsrailli erkek askerlerin önünde çıplak olarak aranmaya zorlandıkları, tecavüz tehditleri, sözlü taciz ve dayağa maruz kaldıklarını kaydeden Gazzeli kadınlar, İsrail askerlerince gözleri ve elleri bağlı vaziyette gözaltına alındıklarını söyledi.
Gazzeli kadınlar uzun süre dondurucu havada kafesler içinde tutulduklarını, ilaç, gıda ve temel tıbbi bakım ve hijyen malzemelerinden mahrum bırakıldıklarını da belirtti.
Euro-Med’e göre, İsrail saldırılarının hedefindeki Gazze’de benzer ihlallere maruz kalan kadınların sayısının çok daha yüksek ancak sosyal normlar, travma ve güvenlik endişeleri nedeniyle konuşmaktan kaçınıyor.
ÇIPLAK ARAMAYA ZORLANDILAR
Güvenlik endişeleri gerekçesiyle isminin açıklanmasını istemeyen 45 yaşındaki N.H., İsrail güçlerince 28 Aralık’ta gözaltına alındığını 43 gün boyunca alıkonulduğunu belirtti.
N.H., Gazze Şeridi’nin orta kesiminde yer alan Bureyc Mülteci Kampı’nda yerinden edilen Gazzelilerin sığındığı Birleşmiş Milletlere (BM) ait bir okulu İsrail askerlerinin gün ağarırken bastığını erkekleri bir araya toplayıp kıyafetlerini çıkartmaya zorladıklarını kaydetti.
Kadınlara “tıbbi muayene” için bir odaya geçmeleri talimatı verildiğini ifade eden N.H., “Kapalı bir alanda tamamen çıplakken üzerimiz arandı ve kadın askerler bizi sürekli ve şiddetli bir şekilde dövdü.” dedi.
N.H., İsrailli erkek askerlerin de olduğu açık alanlarda birden fazla çıplak aramaya zorlandığını, bir kadın askerin arama esnasında kendisine hakaret ettiğini, üzerine tükürdüğünü belirtti.
Hayvan kafesine benzediğini söylediği bir yerde dört gün boyunca alıkonulduğunu kaydeden N.H. bu süre zarfında zincirli tutulduğunu ifade etti.
Güvenlik endişesiyle ismini açıklamak istemeyen 39 yaşındaki N.M. ise sığındığı okulda alıkonulmasının ardından İsrail askerlerinin kendisini tecavüzle tehdit ettiğini ve Hamas’ı hedef alan videolarda bulunmaları emrine uymaması halinde çocuklarını bir daha göremeyeceği yönünde tehditler savurduklarını söyledi.
N.M., İsrail’in Damon Hapishanesi’ne nakledildiğini, küçük bir odada zor şartlarda kaldığını belirtti.
TACİZ, İŞKENCE, DAYAK…
Gazze’ye saldırılar sonrası sığındığı bir okulda gözaltına alınan 20 yaşındaki S.D. de gözlerinin bağlanıp ellerinin arkadan kelepçelendiğini yalnızca iç çamaşırlarıyla bırakıldıktan sonra arandığını anlattı.
Alıkonulan diğer Gazzeli kadınlarla birlikte Zikim Askeri Üssü’ne götürdüğünü söyleyen S.D., iki saat orada tutulduklarını ve askerlerin İbranice alaylarına muhatap olduklarını kaydetti.
Sonrasında Kudüs’e yakın bir bölgede bulunan Anatot adındaki gözaltı merkezine götürüldüklerini, orada dondurucu havadan dolayı sıkıntı çektiklerini belirtti.
S.D., kendilerine gri hapishane kıyafetleri verildiğini, askerlerin aşağılamalarına maruz kalırken tek sıra halinde yürümeye zorlandıklarını söyledi.
Alıkonuldukları süre zarfında, sözlü tacize ve küfre maruz kaldıklarını belirten S.D., “Son derece az sayıda (bir güne bile yetmeyecek kadar) hijyenik ped kullanmamıza ve nadiren banyo yapmamıza izin verildi.” dedi.
Damon Hapishanesi’ne transfer edildikten sonra da hakaretlere maruz kaldığını söyleyen S.D., “Kadın askerlerden biri nakil sırasında gözlerimin bağını çıkardı ve benden İsrail bayrağını öpmemi istedi, reddettiğimdeyse yüzüme sert şekilde vurdu. Kadın asker, beni provoke etmeye ve bana saldırmaya devam etti.” dedi.
31 yaşındaki R.R. ise İsrail saldırılarında kaçmak için Gazze’nin kuzeyinden güney bölgelerine doğru yürüyerek gitmeye çalıştığını ancak bir askeri kontrol noktasında gözaltına alındığını anlattı.
R.R., İsrail askerlerinin tüm eşyalarına el koyduğunu, ellerini ve gözlerini bağlamadan önce kıyafetlerini çıkartmaya zorlandığını kaydetti.
Sorgulamalar sırasında İsrail askerlerinin sözlü tacizi, dayak ve işkencelerine maruz kaldığını belirten R.R., İsrail istihbaratı için çalışmasının teklif edildiğini ve reddetmesi halinde öldürmekle tehdit edildiğini söyledi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***