11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat Depremi’nin birinci yılı yaklaşırken İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu İstanbul’daki deprem hazırlıkları kapsamında uluslararası basınla biraraya geldi.
Türkiye’nin en büyük kentinde 1 milyon 300 bin bağımsız bölümü bulunan yaklaşık 200 bin binanın riskli ve çok riskli yapılar olduğunu söyleyen İmamoğlu bu binalarda yaklaşık 3 milyon kişinin yaşadığını belirtti.
Art Feshane’de düzenlenen toplantıda konuşan İBB Başkanı, “Üzüntü verici bir durumu paylaşmak isterim. Kapısını çaldığımız ve hızlı tarama sistemi ile birlikte evlerini test etmek istediğimizi söylediğimiz yapıların sadece yüzde 35’i kapılarını bize açtı yani yüzde 65’i bizi yapılarına sokmadı. Durumla yüzleşme konusunda tereddütleri olan, ‘binamız riskli ise ben ne yapabilirim’ kaygısıyla bunu reddeden bir toplumla karşı karşıyayız. Hani derler ya ‘bir musibet bin nasihatten evladır‘ diye. 6 Şubat depreminden hemen sonra da büyük bir taleple karşılaştık” dedi.
İmamoğlu deprem hazırlıkları kapsamında 18,8 milyar bütçeyle 52 projenin tamamlandığını, bununla beraber 66 projenin sürdüğünü, 70 projenin de hazırlık aşamasında olduğunu dile getirdi.
“Ben rakibimin kim olduğunu biliyorum; İstanbul İttifakı’nın seçimi kazanacağına inanıyorum”
Toplantının soru cevap kısmında ise yaklaşan yerel seçimler öne çıktı.
Son dönemde Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın isminin DEM Parti adayı olarak öne çıkması hakkında doğrudan bir değerlendirme yapmayan İBB Başkanı, DEM Parti’nin “kent uzlaşısı” kavramına benzer “şehir uzlaşması” ile İstanbul İttifakı’nın seçimi kazanacağına inandığını söyledi.
İmamoğlu asıl rakibinin AK Parti adayı Murat Kurum değil Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu ima ederek, kendisine karşı siyaset geliştirenlerin Erdoğan’a yol açacaklarını savundu.
“2019’da iki partili bir ittifakla seçime gittik biz. Bugün sadece ikiden bire düştük. Elbette ki biz şu anki süreçte kiminle yarıştığımızı biliyoruz hangi yapıyla yarıştığımızı biliyoruz. Ben de kiminle yarıştığımı biliyorum. O bakımdan bu mesele böyle yürürken kulvarlar böyle çizilmişken başka türlü yine bu kulvar mücadelesini veren adayların ya da temsil edildikleri ettikleri partilerin ya da partilerin liderlerinin de şu anda sadece Ekrem İmamoğlu üzerinden bir yerel yönetim süreci konuşmalarını ya da bu şekilde bir gündem yaratmalarını biraz ilgiyle biraz şaşkınlıkla takip ediyorum.” diyen İmamoğlu, “2019’da bir ‘şehir ittifakı’, bir ‘şehir uzlaşması’ndan bahsederek yola çıkmıştım. Bugün artık güçlü bir İstanbul ittifakı vardır ve bunun da duygusu bu şehrin korunmasıdır. İstanbul ittifakının bir seçimi daha İstanbul’da kazanacağına da yürekten inanıyorum” diye ekledi.
“Kanal İstanbul gibi bir baş belası işi bu şehrin başından uzak tuttuk”
İBB Başkanı, Murat Kurum’la ilgili bir soruya “kendisi ile aramızda bir nezaket ve saygı ilişkisi var” cümlesiyle başladıktan sonra AK Parti İstanbul adayının Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğu dönemde Kanal İstanbul konusunda çok kararlı sözler söylediğini dile getirdi.
İmamoğlu, “Biz İstanbul’da ortaya koyduğumuz tavırla en başta Kanal İstanbul gibi bir baş belası işi bu şehrin başından uzak tuttuk ve başlayamadılar. Bu kapsamda bugün Sayın Kurum’a ‘İstanbul’un gündeminde olmayan bir konu bizim de gündemimizde olmaz’ dedirtebiliyorsak ki sekiz on ay önce hararetle nasıl ağız dolusu cümleler kurduğunu görürseniz aslında bizim nerede durduğumuzu görürsünüz” dedi.
Murat Kurum en son 27 Ağustos 2022’de “Kanal İstanbul Projesi’ni tabi ki iptal etmedik. İmar planları yürürlükte. Gurur projemizi adım adım hayata geçiriyoruz” paylaşımında bulunmuştu.
İmamoğlu’ndan Kurum’a İSKİ tepkisi: “Siyasi onay alamadıkları için İSKİ’ye yönetim kurulu üye atamamıza onay vermemişlerdir”
İmamoğlu sonrasında arka arkaya verdiği örneklerle Murat Kurum’un İBB Başkanı seçilmesi halinde İstanbul’u yönetme iradesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’da olacağını iddia etti.
İBB Başkanı, “Sayın Bakan’la müsilaj meselesi ile ilgili işbirliği zemininde ortak toplantılar yaptık. Bu ortak toplantıların ilkinde muhtemelen benim konuşmamdan endişe etti ki, ‘Ya arkadaşlar müsilajla ilgili çözümü konuşacağız ne olur Kanal İstanbul gibi başka meseleleri bu sürecin içine katmayalım’ demiştir. Kanal İstanbul’un gerçekleşmesi halinde Marmara Denizi’nin öleceği nettir. Ona rağmen böyle bir talep açmıştır. İstanbul meselelerine duyarlılığının önünde Sayın Cumhurbaşkanı’nın ne istediği ne istemediği daha öncelikli meselesidir. İSKİ’de bizim yönetim kurulu üyelerimizin olurunu bakanlık verir. Bizim İSKİ’de yazdığımız yönetim kurulu taleplerinin hiçbirine onay yazısı gelmemiştir. Bir ismin atamasına bile siyasi onay alamadıkları için onay verememişlerdir” dedi.
İmamoğlu’ndan bir eleştiri de Erdoğan’a: “3 bin 500 itfaiye eri talep ettik, 750’si onaylandı”
İBB Başkanı’nın gazetecilerle paylaştığı bir başka ilginç olay ise İstanbul İtfaiyesi hakkında idi. İmamoğlu, İstanbul’un ihtiyaç duyduğu itfaiye eri kapasitesinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onay vermemesi nedeniyle mahrum kaldığını söyledi.
İmamoğlu, “Depremi konuşuyoruz. Afetle ilgili mücadelede acilen yeni yetişen güçlü bir itfaiye ordusuna ihtiyacımız var. 3 bin 500 itfaiye talebimizi sunduk. Ancak bu talebimizin 750’si bize onaylandı gönderildi. Niye biliyor musunuz? İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ekrem İmamoğlu döneminde itfaiye eri almasın. Bir itfaiye erinin eğitimlerini tamamlayıp işe başlatılması bir yıl sürüyor. O insanın gerçekten kudretli bir personele dönüşmesi en az beş yıl. Acil ihtiyacımız olduğunu önceki dönemki Valimiz şimdiki İçişleri Bakanımızla görüşmüştük. O da biliyor” dedikten sonra Kurum’a, “Bu onayları bile veremeyen kişinin iradesinden, yetkisinden ne kadar özgün davranabileceğine kadar 16 milyon İstanbullu’nun belediye başkanı olabileceğinin cevabını topluma vermesi lazım” diyerek meydan okudu.