AMED – DFG Eşbaşkanı ve MA editörü Dicle Müftüoğlu hakkında tahliye kararı verildi.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu’nun tutuklu yargılandığı davanın 3’üncü duruşması Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 29 Nisan 2023’ten bu yana tutuklu bulunan Müftüoğlu, “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt kurmak ve yönetmek” iddialarıyla suçlandığı davanın duruşmasına Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Müftüoğlu’nun avukatları duruşmada hazır bulundu. Çok sayıda meslek örgütü duruşmayı takip etti. Tecride Karşı Uluslararası Hukukçular Delegasyonu üyeleri de duruşmaya katıldı.
Duruşma, gizli tanığın dinlenmesiyle başladı. Gizli tanık, Müftüoğlu’nun MA’da çalıştığını, burada kadın çalışanlardan sorumlu olduğunu, kadın örgütleriyle yapılan toplantılara temsilen katıldığını belirtti. Gizli tanık, gazeteci Müftüoğlu’nun kadınlardan “örgütün önemli günlerine dair” haber istediğini öne sürdü. Gizli tanık, “Müftüoğlu’nun örgüt mensupluğuna dair görgün bilgin var mı?” sorusuna, “Yoktur. Bu faaliyetlerinden yola çıkarak örgüt adına faaliyet yürüttüğünü düşünüyorum” diye cevap verdi.
Avukat Resul Temur, gizli tanığa “Daha önce Müftüoğlu’nun Amed’de yapılan kadın kurumlarıyla toplantılara katıldığını söylediniz. Hangi tarihte, hangi kurum, nerede katıldı?” sorusunu yöneltti. Gizli tanık, “Tarih ve yeri hatırlamıyorum” dedi. Gizli tanık, örgüt isimlerinin de “şu anda aklına gelmediğini” söyledi.
‘MESLEKİ FAALİYET KRİMİNALİZE EDİLİYOR’
Müftüoğlu, tanık beyanlarına dair “15 yıldır gazetecilik yapıyorum. Mezopotamya Ajansı’nda çalışıyorum. Öncesinde Etkin Haber Ajansı, Dicle Haber Ajansı’nda çalıştım, gazetecilik yaptım. Aynı zamanda DFG yöneticisiyim, kurucu üyesiyim. Tanığın haberciliğe dair bir bilgisi olmadığını varsayıyorum” dedi.
“Somut delillere dayanmayan, sadece iddialar ve iftira var” diyen Müftüoğlu, “Gazetecilik faaliyeti kapsamında 15 yıl muhabirlik yaptım. Birçok kentte çalıştım. Tutuklanmadan önce editörlük yapıyordum. Haber merkezinde bir mesleki hiyerarşi vardır. Yayın programınızı düzenlemek için toplantı yapmak zorundasınız” diye konuştu. Müftüoğlu, “Muhabirler önerilerini sunar, bununla birlikte haber merkezinde çalışan editörler de gündemdeki konulara dair önerilerde bulunur. Bu talimat değildir. Bu tamamen mesleki bir olaydır” diye kaydetti.
Müftüoğlu, şöyle devam etti: “Her ajansın, her gazetenin bir yayın çizgisi vardır ve bu doğrultuda haberler yapar. Licik’teki (İliç) maden faciası gibi bir gündem olduğunda bütün muhabirler oraya gider ve haber merkezi tarafından öneriler yapılır. Dün 8 kadın öldürüldü erkekler tarafından. Böyle bir ülkede elbette haber merkezi de bunu tartışacak, kadın örgütleriyle görüşecek, buna karşın verilen mücadeleyi göstermek adına onlarla görüşecektir. O kentte yer alan bütün kadın kurumların açıklamalarına katılırım. Gazeteci olarak görevim budur. MA’nın merkezi İstanbul’dur ve dolayısıyla tanığın iddiası yalandır. Gerçeği yansıtan tek bir iddiası yok. Mesleki faaliyeti kriminalize eden bir hava içerisindedir.”
AV. TEMUR: DAVA REDDEDİLMELİ
Avukat Resul Temur, “Gizli tanık cezalandırma motivasyonu ile hareket ediyor. Gizli tanık, tanıklığı aşıp iddia makamının yerine oturuyor. Gizli tanık, kolektif bir suçlamaya yönleniyor ve gazetecileri kolektif olarak cezalandırmayı hedefliyor. Bu ifadeler hükme esas alınmamalı” şeklinde konuştu.
Av. Temur, Müftüoğlu’nun 2014 yılının Haziran ve Temmuz ayında yaptığı haberleri mahkemeye sundu. Temur, “Bir aylık süreçte Müftüoğlu’nun burada olduğunu gösteren haberler bunlar. Açık tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığı da böylece ortaya çıkacak” dedi.
Bir önceki duruşmada dinlenen açık tanık Kerem Gökalp’in beyanlarına değinen Temur, şunları söyledi: “Açık tanık Kerem Gökalp’in beyanları gerçeği yansıtmıyor. İki celse boyunca dile getirdim, müvekkil daha önce 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Buradaki yargılama ile oradaki yargılama birebir aynı. Dolayısıyla bu durumu açıklığa kavuşturmak adına Dr. Timuçin Köprülü ile iletişime geçip değerlendirme istedik. Uzman görüşü hazırladı: Fiil, fail, zaman üçgeninde yargılamanın mükerrer olduğunu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin görüşünü sundu.”
‘GAZETECİLİĞİ ANLATIYORUZ’
Dicle Müftüoğlu’nun avukatlarından Veysel Ok ise, “Gizli tanığın kullandığı her cümle, bu salonda bulunan her gazeteciyi ilgilendiriyor. 3 celsedir size gazeteciliği anlatıyoruz. Bu dava Dicle’yi aşmıştır; tanık ifadesi üzerinden bütün gazetecileri kriminalize ediyorsunuz. Herkes talimat alır. Muhabirler de talimat veriyor. Öcalan’ın yakalanmasının haber değeri yok mudur? Haber değeri olan şeyin, illa sizin hoşunuza mı gitmesi lazım haber olabilmesi için” ifadelerini kullandı.
Savcı, “Tanık beyanları, telefon kayıtları ve kuvvetli suç şüphesini” gerekçe göstererek, Müftüoğlu’nun tutukluluğunun devamını istedi.
‘HUKUKSUZLUK SON BULSUN’
Savcı mütalaasına dair söz alan Dicle Müftüoğlu, “10 aydır bir gazeteci olarak tutuklu yargılanıyorum. Bu başlı başına basın ve ifade özgürlüğüne bir engeldir. Tanık ifadesiyle başlatılan bir soruşturma var. Yargılama sürecinde de bu ifadeler çürütüldü, somut deliller sunuldu. Gerçeği yansıtmayan iddialara karşı tutuklu yargılanmam bir zuldür benim için. Mesleğimi yapmama da engeldir” dedi.
Mahkeme heyeti, Müftüoğlu’nun tahliyesine karar verdi. Yurt dışı çıkış yasağı getiren heyet, duruşmayı 13 Haziran’a erteledi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***