Türkiye’nin 11 ilinin yıkan 6 Şubat Kahramanmaraş depreminin yıl dönümü depremzedelerin devam eden mağduriyetleriyle geride kaldı. Deprem ülkesi olan Türkiye’de 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de yaşanan deprem sonrasında hak sahiplerinin durumu da hala çözüme kavuşturulmuş değil.
CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın, İzmir depreminin üçüncü yıl dönümü olan 30 Ekim 2023’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye sorduğu sorularla konuyu gündeme getirmiş; kaç rezerv alan ilan edildiğini ve üretilen konutlardan kaçının hak sahiplerine teslim edildiğini sormuştu. Bakanlıktan gelen cevap ise şeffaflıktan uzak ve soru işaretleriyle dolu.
7 PROJE ALANINDA KONUT ÜRETİMİ BEKLİYOR
Bakanlık’ın verdiği bilgilere göre, İzmir depremi sonrasında hasar gören ya da riskli alanların bulunduğu 7 adet proje alanı ve Bayraklı İlçesi’nin Bayraklı Mahallesi’nde yaklaşık 375 hektar büyüklüğünde bir alan, mekansal dönüşümün sağlanması için 6306 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmek üzere Rezerv Yapı Alanı olarak belirlendi. Bu rezerv yapı alanlarında TOKİ tarafından yürütülen yapım çalışmaları ve üretilen bağımsız bölümlerin hak sahiplerine dağıtım çalışmaları tamamlandı.
Bunun yanında, binaları orta ve az hasarlı olarak tespit edilen vatandaşlara yönelik 7 adet proje alanı daha Rezerv Yapı Alanı olarak belirlendi. Ancak Bakanlık’tan verdiği yanıtta 770 adet bağımsız bölüm üretilmesi planlanan bu rezerv alanlarda konut üretimine henüz başlanmadığını belirtti. Uygulama projesi ve ihaleye ilişkin süreç sadece 2 rezerv alanda tamamlanmış durumda.
TAŞKIN: NERELERİN REZERV YAPI ALANI OLDUĞUNU KİMSE BİLMİYOR
Meslek ve sivil toplum örgütleriyle yakın temasta olduklarını belirten Yüksel Taşkın, Bakanlıktan gelen yanıt konusunda şunları ifade etti:
“İzmir’de 500 orta hasarlı ve 5000’e yakın az hasarlı bina var. Az hasarlı binalarda bakım onarım yapılarak yaşanabilir. Ancak orta hasarlı binalar riskli binalardır. Yapı güvenliği tespitinin yapılması gereklidir ve akabinde güçlendirilebilir. İzmir depreminin üzerinden geçen üç yılda orta hasarlı binaların yapı güvenlik tespiti yapıldı mı? Güçlendirme çalışması yapıldı mı? Bakanlık bu sorulara cevap vermiyor.
Ayrıca Bakanlık, onarım ile yaşanır hale getirilebilecek olan az hasarlı binaları neden projeye dahil etti, bilmiyoruz. Zira toplamda yıkılması planlanan 5500 bina, oldukça yüksek bir sayı. Benzer şekilde, bu kadar yüksek sayıda binayı proje kapsamına alıyorsunuz; ancak yapılması planlanan bağımsız bölüm adedi 770 ile sınırlı. 770 bağımsız bölüm adedi nasıl belirlendi, neye göre tespit edildi, bunu da bilmiyoruz. Yani süreç şeffaflıktan oldukça uzak ve de açıkça kamuoyu ve demokratik toplum örgütlerinden gizlenerek ilerliyor.”
Taşkın ayrıca orta ve az hasarlı binalar için tespit edilen Rezerv Yapı Alanlarının nerede olduğunun da bilinmediğinin altını çizdi. Yüksel Taşkın, “Bu yapı alanları boş alan mı yoksa bina var mı? Bu alanların yeri nasıl belirlendi? Bakanlık, bu soruların yanıtını İzmirlilere vermek zorunda” diye konuştu.
6 ŞUBAT DEPREMLERİ İÇİN TESLİM EDECEKLERİNİ SÖYLEDİKLERİ EV SAYISININ YÜZDE 8’İNİ YAPABİLDİLER
6 Şubat depremlerinin birinci yılı dolayısıyla İnşaat Mühendisleri Odası yaptıkları açıklamada afetin ardından bir yıla dönüp bakıldığında “ciddi bir çalışmanın yapılmadığı” belirtilerek, seçim öncesi verilen taahhütlerin ötelendiği ifade edildi.
Mühendislerin açıklamasında şu bilgiler verildi:
“Siyasi iktidarın deprem sonrası kentlerin yeniden ayağa kaldırılması, hayatın normale döndürülmesi doğrultusunda 319 binin bir yıl içerisinde teslim etmek kaydıyla 650 bin konutun yapılacağı yönündeki beyanlarının oldukça gerisinde kaldıkları görülmektedir.
Son 1 yılda TOKİ tarafından ihalesi yapılmış konut miktarı ise toplamda 108 bin 936 adettir. Bu ihalelerin toplam bedeli 204 milyar liradır. Kısa vadede bitirilip teslim edilebilecek konut miktarı TOKİ verilerine göre 25 bin civarındadır. Bu durum siyasilerin geçen yıl verdikleri sözlerin veya ortaya koydukları hedefin ancak yüzde 8’ine tekabül etmektedir.
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***