Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 yılın ardından bugün Mısır’a gitti, havalimanında mevkidaşı Abdülfettah es Sisi tarafından karşılandı. Erdoğan, Mısır’da İhvan iktidarının devrilmesinin ardından ülkeyle ilişkileri kesmiş, Sisi’yi “darbeci” olarak nitelendirerek uzun yıllar boyunca diplomatik ilişki kurmayı reddetmişti. İki ülke arasındaki ilişkilerin askıya alınmasının ardından Türkiye birçok alanda zarar gördü ancak en büyük zararı Doğu Akdeniz’de yaşadı.
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Erdoğan’ın Mısır ziyaretine dair bir açıklama yaptı. Mısır’la ilişkilerin bozulmasını eleştiren Salıcı, bugünkü görüşmenin önemli olduğuna vurgu yaptı.
“ÖNEMLİ OLANIN GÖRÜŞMEK DEĞİL, GÖRÜŞMEDEN SONUÇ ALABİLMEK”
“Erdoğan, 11 yıl sonra Mısır’a, Sisi’nin ayağına gitti. Bu, gerçekten önemli bir görüşme” diyen CHP’li Salıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben, ‘Mısır’la aramızı neden düzeltiyoruz’ diyecek değilim. Çünkü Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesini benimseyen, dünyada dostlarımızın artmasını isteyen birisiyim. Fakat önemli olanın görüşmek değil, görüşmeden sonuç alabilmek olduğunu da gayet iyi biliyorum. Şu an sonuç alınması gereken, durdurulması gereken acil bir meselemiz var: Gazze’deki insanlık dramı… Bu konuda Filistin’in dostlarına, İsrail’in durdurulması ve insani yardımın ulaştırılması noktasında, büyük bir sorumluluk ve görev düşüyor. Filistin ve İsrail arasında iki devletli kalıcı bir çözüm için Türkiye ile Mısır’ın birlikte çalışması gerekiyor.”
“İTİBARIMIZ YÜKSEK OLSAYDI, BUGÜN GAZZE’DE ARABULUCULUK KOLTUĞUNDA MISIR DEĞİL, BİZ OTURABİLİRDİK”
Erdoğan’ın Mısır ile bağları koparmasını eleştiren Oğuz Kaan Salıcı, diplomatik ilişkilerin yapboz olmadığını kaydetti. Salıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fakat Türkiye ile Mısır 11 yıl kaybetmeyebilirdi. Eğer Mısır’la kavgaya tutuşmasaydık, Filistin için daha hayırlı işler yapılabilirdi. Hatta dünyada itibarımız yüksek olsaydı, bugün Gazze Savaşı’nda arabuluculuk koltuğunda Mısır değil, biz oturabilirdik. Ama Erdoğan, şahsından başkasını düşünmeyen birisi olduğu için, Filistin’in çıkarlarını da Türk milletinin çıkarlarını da umursamadı.
Hatırlayın; Sisi’ye ‘darbeci’, ‘zalim’, ‘katil’ demedi mi? Mısır’la ilişkileri bir çırpıda bozmadı mı? Şimdi bunu, ‘Dün bozdu, bugün düzeltiyor’ deyip geçiştirecek miyiz? Yapboz mu bu? Çocuk oyuncağı mı?”
“KİM VERECEK BU ZARARIN HESABINI? DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN ÇAYCISI MI?”
Mısır’ın Akdeniz’de diğer ülkelerle yaptığı anlaşmaları hatırlatan CHP’li siyasetçi, Türkiye’nin bu süreçte çok zarar gördüğünü kaydetti:
“Sen Mısır’a ağzına geleni söylediğin için Mısır da kalkıp İsrail’le, Yunanistan’la, Kıbrıs Rum Yönetimi’yle ittifak kurdu ve Doğu Akdeniz’i aralarında paylaştılar. Bizi dışladılar. Üstelik hem bizim hem de Mısır’ın Akdeniz’e çok uzun kıyısı varken oldu bunlar. İsrail’in, Yunanistan’ın, Rumların o kadar kıyısı yokken yaptılar bütün bunları. Mısır’la ‘kazan-kazan’ yapabileceğimiz durumdayken, öfkeyle kalkıp zararla oturan duruma düştük Türkiye olarak. Akdeniz’deki enerji kaynaklarını Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırmak mümkünken bu fırsatları değerlendiremedik. Mısır’la Ro-Ro seferleri bile iptal oldu, ticari de zarara uğradı Türkiye. Mısır’la işbirliği yapsaydık Filistin’e daha fazla destek olabilirdik, olamadık. Kim verecek bu zararın hesabını? Dışişleri Bakanlığı’nın çaycısı mı? Kim verecek?
6 Ağustos 2020’de Mısır ve Yunanistan, iki ülkenin münhasır ekonomik bölgesi (MEB) konusunda bir anlaşma imzaladı. Ülkelerin anlaşmayı imzalama kararının ana nedeni, uluslararası arenada feshedilmesi istenen Libya-Türkiye deniz anlaşmasını ağır bir şekilde tepki göstermek ve aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki gerilimi azaltmaktı. Türkiye, Libya ile arasında imzaladığı anlaşmaya aykırı olduğu için ikili anlaşmaya ‘yok hükmünde’ diyerek hızla yanıt verdi. Anlaşma, her iki başbakanın da belirttiği gibi, Mısır ve Yunanistan arasındaki ilişkiyi güçlendirdi. 27 Ağustos’ta Yunan Parlamentosu, Mısır ile denizcilik anlaşmasını onayladı. Daha sonra, BM Okyanus İşleri Dairesi ve Deniz Hukuku anlaşmayı yayınladı.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarları bu anlaşmayla ciddi yara aldı.
“HEM TÜRK MİLLETİNE HEM FİLİSTİN’E BİR ÖZÜR BORÇLUSUN”
Neymiş efendim, ‘Sisi darbeciymiş’. Hüsnü Mübarek demokrattı ya… Onunla görüşüyordun. Çin, Suudi Arabistan, bunlar demokrasiyle yönetiliyor. Onun için aranı iyi tutuyorsun… Katar’a dostluğun onların demokratlığından kaynaklanıyor… Geçtim her şeyi, sen çok mu demokratsın da konuşuyorsun? Eğer bir ülkede darbe olmuşsa onu kınarsın, doğrudur. Cuntayı eleştirirsin ama o ülkeyle köprüleri tamamen atmazsın. Halklar arasındaki tarihi bağı bozmazsın.
Sen ne yaptın? Hem Türkiye’yi zarara uğrattın… Hem de el aleme ‘Demek ki darbeler zaman geçtikçe meşrulaşabilirmiş’ dedirttin, darbeyi meşrulaştırdın… Hem Türk milletine hem Filistin’e hem de dünyanın tüm demokratlarına bir özür borçlusun Sayın Erdoğan.”
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***