Kolajen, vücut proteininin yüzde 30’unu oluşturan kas, kemik, eklem ve bağ dokularına sağladığı güç ve esneklik ile eklem sağlığı; cildin esnekliği ve sağlamlığından sorumlu vücutta en bol bulunan protein olarak dikkat çekiyor.
Yaş almayla beraber cilt, kas, eklem ve kanda bulunan kolajen parçalanmaya başlar ve yapımı da zorlaşıyor. Bu yüzden birçok kişide belli bir yaştan sonra kolajen kullanım ihtiyacı artıyor.
Kolajenin faydalarından bahseden Medicana Intarnational Samsun Hastanesi Diyetisyeni Cemre Balkan, “Kolajenin ana görevi vücuda yapı, güç ve desteklik sağlamaktır. Cilt nemini korumak ve osteoartrit (kireçlenme) ağrısını hafifletmek için de kullanılır. Kan şekerini düşürme ve düzenleme gibi durumlarda da etkilidir. Kolajen, eklem ağrılarını hafifletir. Kemik kaybını önler, kas kütlesini artırır. Saçları ve tırnakları güçlendirir. Yaşlandıkça kemiklerde oluşan kırılganlığı azaltarak güçlenmesine yardımcı olur. Cilt hidrasyonu ve elastikiyeti sağlayarak, güç ve esneklik kazandırır. Kırışıklıkları azaltmaya yardımcıdır. Kolajen içeren besinler ise tavuk, hindi, dana et gibi hayvansal proteinden zengin et ürünleri ve somon, uskumru gibi soğuk su balıklarıdır” dedi.
“SAĞLIKSIZ BESLENME, SİGARA, ALKOL VE AŞIRI ŞEKER TÜKETİMİ KOLAJENİ AZALTIYOR”
Kolajenin azalması ile birlikte ciltte selülit, kırışıklık ve kuruluğun meydana gelebileceğini ifade eden Cemre Balkan, “Kolajen içeren besinleri tüketmek doğrudan cilde ve vücuda alınmasını sağlamamaktadır. Vücut kolajen içeren besinleri alır, sindirir ve proteinleri sentezler. Doğru beslenme planı ile kolajen üretimi desteklenmelidir.
Sağlıklı bir diyet vücudun kolajen üretmesine yardımcı olabilir. Kolajen oluşumunu destekleyebilecek maddeler arasında antosiyaninler, A vitamini, C vitamini, bakır, prolin ve glisin bulunur. Günlük hayattaki bazı alışkanlıklar kolajen kaybına sebep olabilir. Bunun yanında yaşlanmayla birlikte doğal olarak bir kolajen kaybı yaşanır ve ciltte kuruluk, kırışıklık, selülit ve eklem rahatsızlıkları görülür. Sağlıksız beslenme, C vitamini eksikliği, stres, güneş ışığına fazla maruz kalmak, sigara, alkol tüketimi ve çok fazla şeker tüketimi kolajeni azaltan sebeplerdendir” diye konuştu.
Vücuttaki kolajeni korumak için yapılması gereken yöntemleri de dile getiren Diyetisyen Balkan, “Vücuttaki kolajen miktarını düşüren faktörlerden uzak durmak kolajen kaybının önlenmesine yardımcı olur. Yüksek şekerli bir diyet, kan şekerlerinin proteinlere bağlanması ile proteinlere zarar verir ve kolajeni kuru, kırılgan ve zayıf hale getirebilir.
Tütün dumanında bulunan birçok kimyasal ciltte hem kolajene hem de elastine zarar verir. Güneş ışınlarında doğal olarak bulunan ultraviyole ışınları, kolajenin daha hızlı parçalanmasına, kolajen liflerinin zarar görmesine ve ciltte anormal seviyelerde elastin birikmesine neden olur. Düzenli egzersiz görünür yaşlanmayı azaltmaya ve kolajeni korumaya yardımcı olarak cilt, kemik, kas, eklem sağlığını daha uzun süre koruyabilir” şeklinde konuştu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***