(Serbest Görüş) – ABD’de 2024 başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin aday adaylarından olan eski Başkan Donald Trump’ın, başkan olduğu dönemde ismini vermediği bir Avrupa ülkesine, “Rusya’yı ittifaka yeterli maddi katkı yapmayan NATO üyelerine her ne isterse yapmaya teşvik edeceğini söylediği’’ yönündeki ifadeleri Avrupa’da endişeye yol açtı. Weimer Üçgeni’ni oluşturan Fransa, Almanya ve Polonya üçlü işbirliğini yeniden canlandırma kararı aldı.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ikinci yılında toplanan ve Rusya’ya karşı üç ülkenin tek cephe olmasını hedefleyen Weimar Üçgeni Fransız, Alman ve Polonyalı liderlerin katılımıyla Paris yakınlarında Saint-Cloud’da yapıldı.
Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, Alman Bakan Annalena Baerbock ve Polonyalı Bakan Radosław Sikorski, Ukrayna ve Ortadoğu savaşları ile “AB savunma birliğinin geleceği” konularını görüşmek üzere biraraya geldi.
Kasım ayında yapılacak ABD seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin aday adayı olarak yeniden yarışta olan Donald Trump’ın Rusya ve NATO’ya ilişkin açıklamaları gündemi değiştirdi.
Aralık 2023’te iktidara geldiğinden bu yana, Avrupalı mevkidaşlarıyla ilişkileri yeniden başlatmak isteyen Polonya Başbakanı Donald Tusk, aynı gün Paris ve Berlin’de Almanya ve Fransa liderleriyle görüştü.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Trump’ın açıklamaları karşısında temkinli davranarak sessiz kalmayı seçti.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “Vladimir Putin’in Batı’nın Ukrayna’daki yorgunluğuna bel bağladığı bir dönemde, NATO’nun yardım garantisini göreceli hale getirmenin sorumsuz ve tehlikeli olduğunu ve yalnızca Rusya’nın çıkarlarına hizmet ettiğini” söyledi.
Uzmanlar ne diyor?
VOA Türkçe’ye konuyu değerlendiren Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IRIS) NATO uzmanı Jean Pierre Maulny, Macron’un sessizliğini, Fransız liderin daha önce bu konuda Avrupa’yı uyarmasına bağlıyor.
Maulny, “Macron bunu yıllardır söylüyor. Avrupa, savunmasını yalnızca ABD’ye ya da NATO’ya güvenerek sürdüremez. Kendi savunma önlemlerini de hızla almak zorunda. Zaten bu yönde uzun süredir bir çaba var” dedi.
Polonya Başbakanı Donald Tusk da Paris ve Berlin gezisi öncesinde, “Avrupa’nın savunmasını yalnızca ABD’nin iyi niyetine ve müsait olup olmadığına dayanarak askıya alırsak, bu er ya da geç felaketle sonuçlanır” dedi.
Üç lider, “AB’nin savunma kabiliyetlerini arttırmasının tam zamanı olduğu” konusunda hemfikir olduklarını belirtti.
Dışişleri bakanlarından ortak açıklama
Weimar buluşmasının ardından basın toplantısı düzenleyen dışişleri bakanları, NATO, Avrupa savunması ve Trump’ın açıklamaları konusunda ortak duruş sergileyerek, Weimar Üçgeni formatını yeniden canlandırma kararı aldıklarını bildirdi.
Alman bakan Baerbock, “Üç ülke arasındaki karşılıklı iletişim temel önemde. Paris, Berlin ve Varşova her zaman aynı fikirde olmayabilir. Ancak aynı müzik aletini çalmak değil hedefimiz, farklı enstrümanlar çalarak bir uyum yakalamalıyız” dedi.
Baerbock, NATO’nun Avrupa savunmasının “hayat sigortası ve omurgası” olduğunu vurguladı; ancak savunma konusunda Avrupa’nın daha bağımsız olmasının da “çok önemli” olduğunun altını çizdi.
Fransız bakan Sejourne ise, “Avrupalılar’ı, Donald Trump tarafından mükemmel bir şekilde tarif edilen bir senaryonun şokunu atlatmaya hazırlamak için her dakika önemlidir. Avrupa ABD seçimlerine bağımlı olma ve her dört yılda bir kendi güvenliğini yeniden düşünme lüksünü kaldıramaz” diye konuştu.
Ancak açıklamalarda Fransız ve Alman bakanlar arasındaki NATO’nun rolü konusundaki vurgu farkı da dikkat çekti.
Baerbock, “NATO bizim hayat sigortamızdır. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için. NATO 31 ülke halkını koruyor” derken; Fransız mevkidaşı Sejourne, “NATO’nun yerine geçecek değil ama bu örgüte ek olacak ikinci bir hayat sigortasına ihtiyacımız var” vurgusu yaptı. Sejourne, “Hiçbir şey bizi kendi aramızda hazırlanmaktan ve Donald Trump’ın tarif ettiği senaryonun şokunu atlatmaktan alıkoymamalı” ifadelerini kullandı.
“NATO ittifakı güvenlik şirketi sözleşmesi değildir”
Polonya Dışişleri Bakanı Radosław Sikorski de, “Atlantik İttifakı bir güvenlik şirketiyle yapılan bir sözleşme değildir. Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 5. maddesi yalnızca bir kez, 11 Eylül’den sonra etkinleştirildi. 2001’de ABD’ye yönelik saldırılarda Avrupalılar oradaydı. Polonya o dönemde Afganistan’a müdahil oldu ve faturayı Washington’a göndermedi. Bütçemizin yüzde 3’ünü savunma harcamalarına ayırdık ve NATO tarafından savunulmayı hak ediyoruz” dedi.
NATO anlaşmasının 5. maddesine göre, bir ittifak üyesine yönelik silahlı bir saldırı tüm müttefiklere yönelik bir saldırı olarak kabul ediliyor ve kolektif meşru müdafaayı tetikliyor.
Ortak bildiride Ukrayna’ya destek
Toplantının ardından yayınlanan ortak bildiride bakanlar, “birleşik ve güçlü bir NATO’ya eşit derecede bağlı” olduklarını belirterek, “Amacımız, Avrupa Birliği’ni (AB) daha birleşmiş, daha güçlü hale getirmek ve güvenlik ve savunma birliği yolunda mevcut güvenlik sorunlarıyla daha iyi yüzleşebilir hale getirmektir” dedi.
Açıklamada, “Rusya’nın yasadışı saldırganlığını yenmek için harekete geçeceğiz ve ne kadar sürerse sürsün Ukrayna’yı destekleyeceğiz. Ukrayna’nın kendi güvenlik düzenlemelerini seçme hakkını tümüyle destekliyoruz. Birlikte, Ukrayna’nın birlikte çalışabilirlik yönündeki ilerlemesini ve güvenlik sektörü reformlarının devam etmesini desteklemeye devam edeceğiz. Ukrayna’nın geleceği NATO’dadır” denildi.
“Rus dezenformasyonuna karşı birlikte mücadele”
Fransız yetkililer, Kremlin propagandası doğrultusunda Rusya yanlısı içerik yayınlamak için kurulan “Portal Kombat” adlı sitenin varlığını ortaya çıkarmıştı.
Bu gelişmeden birkaç saat sonra toplanan Weimar Üçgeni Dışişleri bakanları, “Rus dezenformasyonuna” karşı birlikte mücadele etme sözü de verdi.
Soğuk Savaş’tan sonra kuruldu
Weimar Üçgeni formatı, 1991’de Soğuk Savaş’ın ardından doğan ve Fransa, Almanya ve Polonya arasında yakın diyalog ve işbirliğinin yanısıra; Polonya’yı NATO ve AB’ye yakınlaştırma amacıyla kuruldu.
Ancak 2015’ten itibaren Polonya’da muhafazakar Hukuk ve Adalet Partisi’nin iktidara gelmesiyle, Weimar Üçgeni formatı 8 yıl boyunca ivmesini kaybetti. AB yanlısı, AB eski Konsey Başkanı Donald Tusk’ın başbakan seçilmesiyle yeniden hızlandı.
AB ve NATO üyesi 3 ülke 200 milyonluk nüfusuyla, AB nüfusunun yarısını, askeri harcamalarının ise yüzde 25’ten fazlasını temsil ediyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***