(Serbest Görüş) – Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar X platformu üzerinden yaptığı paylaşım ile Birleşik Arap Emirlikleri Yatırım Bakanı ve ADQ CEO’su Sayın Mohamed Hassan Alsuwaidi ile Ankara’da bir araya geldiğini açıkladı. Bakan Bayraktar paylaşımında Enerji Bakanlığında yapılan görüşmede geçtiğimiz yıl iki ülke arasında imzalanan enerji anlaşmalarının somutlaştırılmasına yönelik izlenecek yol haritasının ele alındığını belirtti. Alparslan Bayraktar sözlerinin devamında iki ülkenin enerji alanında yeni projelerle ilişkilerini güçlendireceğini ve bölgesel iş birliklerini ileriye taşıyacaklarını da sözlerine ekledi.
Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti arasında geçtiğimiz yılın Temmuz ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti sırasında iki ülke arasında toplam yatırım tutarı 50,7 milyar ABD Doları olacağı belirtilen projeler için “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Arap Emirlikleri Hükümeti arasında Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Stratejik Ortaklık Çerçeve Anlaşması” imzalanmıştı.
Anlaşma Aralık ayında komisyona geldi
Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan enerji işbirliği anlaşması Aralık ayında TBMM Dışişleri Komisyonu’na gönderilmişti. Birden fazla enerji alanında 28 bin 500 MW büyüklüğünde bir yatırım olması beklenen anlaşmada projelerin tamamının hayata geçirilmesi halinde 18 milyar dolara yakın yatırım yapılması gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Temmuz ayında Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ziyaretinde imzalanan işbirliği anlaşmalarından bir tanesi 2023’ün son günlernde TBMM Dışişleri Komisyonu’na gönderildi. BAE’li şirketlerin Türkiye’de; nükleer, rüzgar, güneş alanlarında 28 bin 500 MW büyüklüğünde yatırım yapmasını öngören anlaşmada öngörülen projelerin tamamının hayata geçirilmesi halinde 18 milyar dolara yakın yatırım yapılması gerekiyor. Anlaşmayı ‘kapütilasyon’ olarak nitelendiren CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi Dr. Baran Bozoğlu, Türk şirketleri enerji yatırımı için yer ve kapasite ararken, BAE şirketlerine kısa sürede bunların sağlanacağına yönelik taahhüt verilmesini eleştirdi.
Anlaşmanın ikili işbirliği denilmesine rağmen, tek taraflı bir imtiyaz tesis edildiğinin altını çizen Baran Bozoğlu, bu anlaşmadan Türkiye’nin bir kazanımı olmadığını bildirdi. Türkiye’nin yeşil hidrojende öncü olmayı hedeflerken, bu stratejik alanın tamamen BAE sermayesine bırakıldığını dile getiren Bozoğlu, resmi olarak belirlenmesi de 5000 MW gücündeki yatırımın Mersin-Antalya arasındaki Taşeli platosunda yapılmasının öngörüldüğünü öne sürdü.
“Yerli firmalar 3 yıl uğraşıyor yabancıya 3 ayda tahsis”
Yenilenebilir alana yatırım yapmak isteyen Türk girişimcilerin 30’dan fazla kurumda bürokrasiyle uğraştığına değinen Baran Bozoğlu, bu yatırım süreçlerinin 2-3 yılı bulduğunu, iletim hatlarındaki kapasite yetersizliği nedeniyle yatırımların riske girdiğini anlattı.
“Enerji kapitülasyonu uygulanıyor”
Buna karşılık BAE şirketlerine, 3 ay içinde arazi tahsisi ve iletim hattı kapasitesinin hazır hale getirileceği taahhüdü verildiğini söyleyen Bozoğlu, “Yerli firmalarımızın nesi eksik de BAE şirketlerine bu imkanlar sağlanırken Türk yatırımcısına bu imkanlar sağlanmamaktadır? Bizim sanayimimize, yerli firmalarımıza, beyaz yakalı ve mavi yakalı liyakatli insan kaynağımıza duyulan bu güvensizlik kabul edilemez” dedi.
Bu anlaşmayla liberal ekonominin olmazsa olmazı ‘adil rekabet’ ortamının ortadan kaldırıldığına işaret eden Bozoğlu, “Anlaşma bizlere Osmanlı’nın çöküşünü hızlandıran Kapitülasyonları hatırlatmaktadır. Söz konusu anlaşma bir nevi “enerji kapitülasyonları” niteliğindedir” diye konuştu.
Türk firmaları arasında bir kapasite savaşı yaratılarak, sektörün adeta birbirine düşürüldüğünü söyleyen Baran Bozoğlu, “BAE’ye kılçıksız bir alan yaratılması adil ve milli bir yaklaşım değildir. Enerji yatırımları için son derece zor bulunan geniş alan kaplayan milli varlık niteliğindeki değerli arazilerimiz koşulsuz BAE enerji şirketlerine verilecektir” ifadelerini kullandı.
Bozoğlu, “Yenilenebilir, temiz enerji için yatırım yapmaya çalışan, EPDK ve TEİAŞ’ın kapısında bekletilen yerli ve milli şirketlerimizin bağlantı kapasitesi ve yatırıma uygun arazi ihtiyacını sağlamayanlar, Birleşik Arap Emirliklerinin şirketlerine bu imtiyazı sağlıyorlar. Bu anlaşma ile ülkemize adeta Birleşik Arap Emirlikleri’nin emlakçısı pozisyonu tanımlanmaktadır” dedi.
Anlaşma kapsamında hangi yatırımlar yapılacak?
YENİLENEBİLİR VE TEMİZ ENERJİ
* 2500 MW’a kadar deniz üstü rüzgar enerjisi
* 3000 MW’a kadar batarya depolamalı karasal rüzgar enerjisi
* Yeşil hidrojen ve/veya yeşil amonyak üretmek için 5000 MW
* 2000 MW’a kadar pompaj depolamalı HES
ŞEBEKE VE İLETİM
* 1000 MW’a kadar batarya depolama projesi
* Üçüncü ülkelerde elektrik enterkonneksiyon projeleri TERMİK SANTRAL
* İstanbul Ambarlı da 1200-1800 MW çevrim santrali dahil 3000 MW’a kadar kömür yakıtlı santral
TABİİ KAYNAKLAR VE YENİ TEKNOLOJİLER
* Nadir toprak metalleri
* Diğer hidrojen
* Karbon yakalama kullanımı ve depolanması
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
* 6000 MW’a kadar nükleer güç santrali projesi
* Atık ısı ve yenilenebilir ısı kullanımı
* Bölgesel ısıtma ve soğutma
* Nihai kullanım sektörlerinde enerji verimliliği yatırımı
* ESCO projelerinde işbirliği
* Nükleer yakıt imalatı
* İleri nükleer reaktörler
* Nükleer işgücü ve tedarik zincirinin geliştirilmesi
Nükleere finansman desteği
Anlaşmanın ‘Ana Prensipler’ başlıklı 3’üncü maddesinde sağlanacak finansman destekleri ve tahsisler yer alıyor.
Anlaşmaya göre BAE tarafı nükleer enerjiyle ilgili projeleri değerlendirecek ve uygun olması halinde finansman sağlayabilecek. Türk tarafı projeler için gerekli sahaları belirleyerek tahsis edecek.
Anlaşma yürürlüğe girdikten sonra 3 ay içinde BAE’ye bildirilecek, 18 aylık süre için başka bir yatırımcı ile proje müzakeresi yapılmayacak. Türkiye, izin, ruhsat ve ÇED değerlendirme sürecinin alınmasında kolaylık sağlayacak. Enterkonneksiyon projeleri hariç olmak üzere, ulusal iletim sisteminde enerji projeleri için yeterli kapasite tahsis edilecek.
“Anlaşmazlık tahkim yerine dostane yöntemle çözülecek”
Anlaşmaya göre, taraflar arasındaki anlaşmazlıklar istişare veya müzakereler yoluyla dostane şekilde çözüme kavuşturulacak. Anlaşma 10 yıl yürürlükte kalacak, 3 ay önceden bildirim yapılmazsa 3’er yıllık süreler halinde otomatik uzatılacak. Karşılıklı rıza ile anlaşma herhangi bir zamanda da sona erdirilebilecek. Bu durum en az 6 ay önce karşı tarafa bildirilecek.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***