(Serbest Görüş) -SAFA KAR
Futbolda her haftanın hikayesi başka… Geçen hafta Galatasaray’ın ‘tek farklı skorları’ konuşuluyordu. Sarı kırmızılıların kolay maçlarda bile skoru arttıramaması tartışma konusuydu. Sivas’ta tek farklı üstünlüğün bedelini ağır ödedi. Maçın son bölümünde yediği golle sahada iki puan bıraktı. Ligde öylesine nefes nefese bir yarış var ki her kaybedilen puan adeta şampiyonluktan ediyor.
Galatasaray’a karşılık rakibi Fenerbahçe ise içeride dışarıda bol gollü ve net skorlarla sahadan ayrıldı. Konya gibi bir takıma 6 gol attı. Sarı Lacivertliler’in ligin gol rekorunu kıracağını ileri sürenler oldu. Haksız da değillerdi çünkü gol yollarında çok etkili bir takım sahadaydı. Geçen haftanın manzarasına bakarsanız, skor, oyun ve puan olarak birkaç adım önde yürüyen Fenerbahçe’yi ‘şampiyon’ ilan edebilirsiniz.
Ama top yuvarlak ve lig bünyesinde önceden kestirilemeyen büyük süprizler barındırıyor. Anadolu’da ‘ummadık taş baş yarar’ diye bir atasözü var. Elbette boşuna söylenmemiş.
İşte bu haftanın hikayesi bambaşka… Düne kadar G.Saray’a edilen laflar dün Fener’e söylendi. Fener kendi sahasında ağırladığı Samsun karşısında mutlak favoriydi.
Kağıt üzerinde Samsun’un, Fener’e rakip olması mümkün görünmüyordu. Puan ve oyuncu kalitesi yönünden çok gerilerdeydi çünkü. Fener ise yüksek tempo yakalamış koşar adım şampiyonluğa yürüyordu. Samsun engelini de kolay geçeceğini düşünmesi de gayet normal.
Oysa özellikle iki maçtan ders çıkarması gerekiyordu. Daha bir gün önce Beşiktaş, küçümsediği rakibi Pendik karşısında tarihi hezimete uğradı. Diğer maç, rakibi G. Saray’ın geçen hafta oynadığı Sivas karşılaşmasıydı. Sarı kırmızılıların Sivas’ta yaşadığını Fener, dün kendi sahasında tekrarladı.
Fener, Samsun’a niye takıldı? Rakibini ciddiye almadığı hatta küçümsediği için… Gollük pozisyonları hovardaca harcadığı için. Oyuncuların gevşek, laubali davrandığı ve işi sıkı tutmadığı için… Teknik ekip futbolcuları yeterince motive edemediği için…
Eğer Fener bir final maçı gibi asılsaydı skor böyle mi olurdu?
Sarı Lacivertliler sadece iki puan kaybetmedi moral üstünlüğünü de yitirdi. Ligin uzun bir maraton olduğu doğru daha çok hikayelerin yazılacağı da bir gerçek. Son iki hafta arasındaki büyük fark ortada… Fener şampiyonluk yolunda yürümeye devam edecek kuşkusuz. Ama ‘emin adımlarla’ değil, korkak ve ürkek adımlarla… Samsun senaryosunun başka maçlarda tekrarlanmayacağını kim iddia edebilir?
Ligi domine etmesini bekleyen taraftarın, önceki yıllarda sık karşılaştığı ‘felaket senaryolarını’ yine düşünmeye başlaması son derece doğal değil mi? Renklerine gönül verenlere en çok ‘travma’ yaşatan takım Fenerbahçe. Son anda kaybetmek, yarışa girmemekten daha evla taraftar için. Ali Koç bütün kredileri tüketti. Artık tek çıkışı şampiyonluk. Yoksa itibar da gider, başkanlık da…
Galatasaray ise dün önceki haftalara göre bambaşka bir hikaye yazdı. Karadeniz’in tehlikeli ve dalgalı sularında sahil-i selamete ulaşmasını bildi. Trabzon ligin en dişli takımlarından… Şampiyonluğun çok uzağına düştüğü gerçek fakat bir başka iddiası var Trabzon’un: ‘Şampiyonu belirlemek’… Büyük maçların takımı. Bunu ispatladı da. Fener’e İstanbul’da saha ve seyircisi önünde ‘dur’ dedi. Beşiktaş’ı ise kendi sahasında yendi.
Sarı Kırmızılılar zor deplasmanda öyle tek farkla da değil çok net skorla, tam 5 gol bularak sahadan galip ayrıldı. Büyük takımlara kök söktüren Trabzon, G.Saray karşısında etkisizdi. Bunda Afrika kupasına giden oyuncuların payı büyük şüphesiz. Diğer takımlarda da benzer durum var. Ama Trabzon’un durumu öteki takımlardan farklı.
Bordo mavililer kadro derinliğinden yoksun. Gidenlerin boşluğunu doldurucak oyuncusu yok. Dün özellikle dev oyuncusu Onuachu’yu çok aradı. Trezeguet’in eksikliği de hissedildi. Bu elbette mazeret olamaz. Bu halkaya Bakasetas’ı ilave etmek gerekir. Takımdan gideceği kesinleşen Yunan oyuncu Atina yolculuğunu çoktan başlatmış. İkinci yarı şans buldu fakat kendisini maça veremedi. Belli ki aklı artık yeni takımında. Yoksa karşılaşmaya ilk 11’de çıkardı.
Galatasaray ise erken bulduğu golün de avantajıyla sakin, telaşsız bir oyun çıkardı. İlerleyen dakikalarda rakibinin geride çok açık vereceğini hesap etti. Fırsatları değerlendirecek sihirli ayaklar da olunca farklı skor kendiliğinden geldi. Sarı Kırmızılılar Trabzon’da ummadıkları skor ve galibiyet elde ederken ev sahibi takım da yine hiç beklemediği bir hezimetle karşılaştı. Galatasaray’ın Trabzon’da kazandığı sadece üç puan değil onun ötesindeydi, rakibini tekrar yakaladı ve kendine güveni geldi.
Ligin sürprizlere gebe olduğunu son iki haftanın birbirinden farklı hikayeler doğuran maçları ortaya koydu. Bugünden görünen o ki bundan sonraki haftalarda ‘heyecan’ ve ‘yeni hikayeler’ eksik olmayacak. Her şeye rağmen ligi izlemeye devam…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***