(Serbest Görüş) – SAFA KAR
Ne olacak bu Beşiktaş’ın hali? Ve Trabzon’un hali de… İki takım haftalardır kayıpta. Oysa hoca değişikliği takımlara yaramıştı. Abdullah Avcı ve Santos çok iyi başlangıç yapmıştı. Sonra peş peşe yenilgiler geldi. Hem de felaket boyutunda. Beşiktaş Pendik’ten 4 gol, Trabzon ise kendi saha ve seyircisi önünde Galatasaray’dan 5 gol yedi.
Her iki skoru da ‘facia’ olarak nitelemek mümkün. Trabzon büyük maçların takımıydı. Şampiyonluk iddiası olmasa bile zirveye oynayan takımlara kafa tutardı. Çok defa şampiyonluğu belirledi. İstanbul’da Fener’in galibiyet serisine son verdi. Tesadüfi bir zafer değildi. Güzel futbol ve net skorla Fener’e sahayı dar etti. Beşiktaş istikrarsızdı. Yönetimi ve hocayı değiştirdi.
Beşiktaş ve Trabzon gibi geleneği ve taraftarı fazla olan takımlar yol kazasına uğrayabilir. Hiç ummadıkları skorlarla karşılaşabilirler. Ama seriye bağlamazlar. Bir maç sonra yaraları sarmaya başlar ve taraftarın gönlünü alırlar.
Şampiyonluk iddiasının çok uzağına düşmüş olsalar da bu kadar mücadeleden yoksun zayıf oyun ve ters skor iki takıma da yakışmadı. Kara Kartal Sivas’ı ısıtacakken buz tuttu. Üç haftadır golü yok. Futbolu da tabii.
Büyük umutlarla takımlarının başına getirdikleri hocaları sorgulanır hale geldi. Abdullah Avcı bütün kredisini tüketti. Belki birkaç hafta daha tahammül edilir. Takım düzelmezse sezon sonunu göremez. Bu kadar başarısızlığa hiçbir takım katlanamaz. Fernando Santos’a Sivas maçından sonra taraftar ‘Godfather ne oluyor?’ diye sordu. Cevap yok tabii. Olsa da anlamı yok. Manzara ortada ve hiç de iç açıcı değil.
Beşiktaş’ta hoca kadar yeni yönetim de taraftarın hedefi durumunda. Büyük yıldız transferler gerçekleşmedi. Kongre sürecinde verilen sözler tutulmadı. Kara Kartal da Trabzon da ağır yaralı… İki takımın üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Kaderin cilvesi hafta sonu iki takım karşı karşıya gelecek.
Şampiyonluk yarışı büyük heyecana sahne oluyor. Fener ve Galatasaray nefes nefese, aynı puanla şampiyonluk yolunda tavizsiz yürüyor. Ama emin ve kararlı adımlarla değil. Son 3 hafta da iki takım maçlarını güçlükle kazanabildi. Tribünde taraftar, ekranları başında seyirci adeta dokuz doğurdu.
Galatasaray geri düştüğü İstanbul maçını güçlükle çevirebildi. Fenerbahçe, Başakşehir’i uzatma dakikalarında bulduğu golle geçebildi. İsmail Kartal ceza sahası içinde topla buluşmanın rekorundan söz etti. Ama gol olmayınca rekorun bir önemi yok. Eğer Başakşehir birkaç dakika daha dayanabilseydi taraftar rekora, pozisyon bolluğuna falan bakmaz, giden puanın ardından gözyaşı döker, şampiyonluk umutları ağır yara alırdı.
Ankaragücü’nü de kolay geçemedi Fener. Geriye düştüğü karşılaşmada kısa sürede bulduğu gollerle üstünlüğü sağladı. Fakat takımı rahatlatacak skoru yakalayamadı. Böyle maçlar her türlü sürpriz gole ve skora açıktır. Tek farklı skorlar risk ve tehlikelidir. Bunu Fenerbahçe yaşayarak öğrendi aslında. Geçmişten ders almadığı anlaşılıyor.
Rakibi gibi Galatasaray da çok zorlandı dün Gaziantep karşısında. İlk yarıda geriye düştü, karşılaşmanın son yarım saatinde bulduğu iki golle öne geçebildi. Yarışın içinde kalması her iki takım için de güzel. Ama taraftarlar için 90 dakika azap olmaya başladı. Ligin boyu kısaldıkça puan aslanın ağzından midesine indi sanki. Kolay maç yok. Zayıf ve iddiasız takımlar bile aslan kesiliyor.
Anadolu takımlarında her futbolcu kendini göstermek ister. Büyük maçlar oyuncuların görücüye çıktığı pazarlardır aynı zamanda. İki takımın maçlarında bunu açıkça görüyoruz.
Fenerbahçe de Galatasaray da bu haftayı hasarsız, puan yitirmeden atlatmayı başardı. Gelecek maçlar her türlü sürprize gebe. Tamam kolay maç yok da her karşılaşmanın bu kadar güçlükle kazanılması taraftarı kara kara düşündürüyor olmalı. Risk ve tehlike her iki takımın maçlarında kol geziyor. Birisi diğerinin bir adım önüne geçebilmiş değil.
Bir ara Fener bol gollü galibiyetler aldı. Sonra golcüleri sustu. Galatasaray sanki biraz daha zor maçların, final karşılaşmalarının takımı havasında. 90 dakikanın sonunda paniğe kapılmadan, sakin kalarak kazanmasını biliyorlar. Sarı Kanaryalar daha tedirgin. Taraftarı daha ürkek.
Şampiyonluk için şanslar eşit… Ama böyle gitmez. Oyun ve skorlara bakınca puan kayıplarının çok uzakta olmadığını söylemek mümkün. Fanatik taraftarların bu yüksek tansiyon ve heyecana nasıl kalbi dayanıyor bilmiyorum ama futbol seyircisi her hafta büyük keyif alarak izliyor maçları. Lig en heyecanlı sezonlarından birini yaşıyor. Bakalım hangi takımın nefesi tükenmeden şampiyonluğa yetecek?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***