ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM
İsrail bunu beklemiyordu, hem de hiç. Hele ki Amerika’nın ve AB’nin koşulsuz ve sınırsız desteği arkasındayken… Dünyanın gözü önünde Gazze’de istediği gibi at oynatırken.
Ama oldu. Lahey’den ‘insanlığın vicdanı ölmemiş’ dedirten bir karar geldi.
Uluslararası Adalet Divanı, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği yönündeki başvurusuyla açılan davada ara karar açıkladı. Mahkeme İsrail’in ‘dosyanın reddi’ talebini reddetti.
Yargıçlar İsrail’den ‘Gazze’deki can kayıplarını önlemek ve soykırımı durdurmak için elinden geleni yapması gerektiğine’ karar verdi. Kararda, İsrail’in Gazze’deki yaşam koşullarını iyileştirmek için ‘acil ve sert önlemler’ alması gerektiğini hükme bağladı.
Mahkeme, bölgede yaşanan “insanlık trajedisinden” çok sayıda ölümden ve insanların çektiği acılardan endişe duyduğunu açıkladı. Bu satırların anlamı şu; “Soykırım suçlamasını ciddiye alıyorum!”
İsrail tarafı ise şokta.
Başbakan Netanyahu, UAD kararına karşı bakanlardan sessiz kalmalarını istedi. Dışişleri Bakanlığı soykırım suçlamasını ‘yanlış ve çirkin’ olarak tanımladı. İsrail büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor…
Şimdi ne olacak?
Malum olduğu üzere Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023’te Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiği iddiasıyla İsrail aleyhine dava açmıştı. Mahkeme, ocak ayı ortasında konuyu gündemine aldı ve iki gün süren oturumla tarafları dinledi. İşte bugün çıkan ara karar, bu oturumun sonucu.
Mahkeme, ‘soykırım’ iddialarını ciddiye alıyor
Divan Başkanı Yargıç Joan E.Donoghue, canlı açıklanan kararda mahkemenin ihtiyati tedbir kararı almaya yetkisi olduğunu söyledi. Mahkeme, Güney Afrika’nın talep ettiği acil ateşkes kararını vermedi ama İsrail’i de hiç memnun etmeyen adımlar attı.
Soykırım ile ilgili karar yıllar sürebilecek ayrı bir süreç. Dolayısıyla o konuda zaten bir sonuç beklenmiyordu. İsrail bu kadarını bile beklemiyordu. Hatta talebin en baştan reddini istiyordu. Ancak UAD konuyu gündemine aldığı gibi ciddiyetle de takip ediyor.
Evet, Güney Afrika’nın ‘ateşkes’ talebi çıkmadı ama mahkemenin İsrail’e yönelik ‘bunları yapmayın, bunlar soykırıma girer’ şeklinde anlaşılabilecek ifadeleri tarihi öneme sahip. Bu ifadeler davanın esasını oluşturan ‘soykırım iddiasına’ dair bir önemli bir ipucu da veriyor. Mahkemenin iddiaları ciddiye aldığının delili sayılmalı.
İsrail şimdi bir ay içinde mahkeminin taleplerine dair rapor hazırlayıp vermek zorunda. Dolayısıyla bu durum bile günlerce konuşulacağı anlamına geliyor. Yani her yönüyle İsrail’in hiç beklemediği bir durum.
Gazze’de yaşayan insanlık dramı nedeniyle dünya kamuoyunu adım adım kaybeden Netanyahu hükümeti daha da zor duruma düştü.
Her ne kadar ABD ve AB İsrail’in arkasında koşulsuz/sınırsız duruyor olsa da halklar ve kamuoyları İsrail’e desteği çekiyor. Mahkeme hakimlerinin ülke liderlerinin politik duruşunu dikkate almamaları da takdire şayan.
Güney Afrika, insanlığın vicdanı oldu
Mahkemenin aldığı karar çok önemli. İsrail’in soykırım suçlaması ile uzun sürecek bir yargılamanın ayağı olması da tarihi öneme sahip. Ancak burada Türkiye’yi ilgilendiren çok temel bir soru var ve hala cevapsız; bu davayı neden Güney Afrika açtı?
Nüfusunun sadece yüzde 2’si Müslüman olan bu ülke, söz konusu adımıyla dünyanın vicdanı oldu. Fakat her fırsatta ‘Filistinin hamisiyim’ diyen Erdoğan ve Türkiye neden böyle bir dava açmadı, açamadı. Esas soru bu olmalıdır.
Aslında sorunun cevabını herkes biliyor; Erdoğan, Filistin sorununa her zaman politik kazanç olarak baktı. İç politikada sonuna kadar kullandı. Erdoğan ekranlardan, miting meydanlarından ve meclis kürsüsünden ‘Ey İsrail’ diye höykünürken oğlu, akrabaları ve partili yoldaşları İsrail’e jet yakıtı, silah ve mühimmat sattı. Hatta İsrail askerlerine kış aylarında üşümesinler diye içlik bile yolladı.
Para yok, kasa tamtakır
Gerçekten bir Filistin hassasiyeti olsa bunları yapmazdı, yapmamalıydı. Erdoğan için tüm gündemler, davalar, olaylar ve kişiler ‘işe yaradığı ölçüde’ kıymetlidir.
Peki Erdoğan rejimi Lahey’de böyle bir davayı neden aç(a)madı?
Erdoğan rejiminin propaganda aygıtları “Davayı Müslüman olmayan bir ülkenin açması daha iyi, biz zaten delilleri sağladık!” türü bir algı oyunu oynasa da gerçek öyle değil.
Ortada acı ve çok rahatsız edici bir durum var.
Türkiye’nin ekonomisi o kadar kötü, dış borca o kadar çok ihtiyacı var ki böyle bir dönem de Lahey’e gidemedi. İsrail’i karşına alamadı. Böyle bir girişim yaparak sadece İsrail’i değil ABD ve AB’yi de rahatsız edebilirdi. Malesef AKP’lilerin bile kapalı kapılar ardında bir birine itiraf ettiği acı gerçek bu.
Tarih kitapları bu dönemden bahsederken, “Erdoğan rejimi Filistin sorununu dilinden düşürmese de ağır ekonomik kriz ve borç para bulma ihtiyacı nedeniyle İsrail’in işlediği insanlık suçlarıyla ilgili Lahey’e gidemedi!” diye yazacak.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***