(Serbest Görüş) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
Erbakan’dan kasıt oğul Erbakan ve partisi Yeniden Refah… Aslında bugün siyasette baba Erbakan’ın takipçisi iki parti var. Diğeri Temel Karamollaoğlu’nun genel başkanı olduğu Saadet Partisi. Her iki parti de milli görüş çizgisi ve Erbakan’ın yolundan yürümelerine rağmen politikaları ciddi biçimde ayrıştı. Biri iktidarla hareket ederken, diğeri muhalefet blokunda yer aldı.
Erbakan, AK Parti’ye yanaştı, son seçimlerde cumhur ittifakının bileşenleri arasında yer aldı. Milletvekili seçimlerine tek başına girdi. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına ise açık destek verdi. Seçimde aldığı oy da sürpriz; Yüzde 2.8… Sandıktan İstanbul ve Konya gibi büyükşehirlerin de aralarında bulundugu 5 milletvekili çıkardı.
Tabii bu oy oranını yakalamasında Saadet’in meydanı boş bırakmasının payı büyük. Saadet Partisi, hem Kılıçdaroğlu’na destek verdi hem de CHP listelerinden Meclis’e milletvekili soktu. Seçim işbirliğini tabanına anlatmakta zorlandı. Milli görüş seçmeninin CHP gibi bir partiye oy vermeye eli gitmez. Dolayısıyla Saadet tabanı kardeş parti durumundaki Erbakan’ın Yeniden Refah’ına yöneldi. Bu anlaşılabilir bir durum.
Sandıktan çıkan beklenmedik hatırı sayılır oy oranı Erbakan’ın elini de sesini de hatta politikasını da yükseltti. AK Parti ile müzakerelere otururken İstanbul ve Ankara’da vereceği desteğe karşılık bir ‘talepler listesi’ sürdü masaya. İstanbul’da bir ilçe ve bir büyükşehir istedi. İlçenin Güngören, büyükşehir’in de Konya olduğu yansıdı kulislere. Konya Erbakan için önemli şehir. Bir baba mirası. Necmettin Erbakan’ı siyaset sahnesine çıkaran Konya’dır. Buradan bağımsız milletvekili seçildi. Konya’da her seçimde Türkiye ortalamasının çok üstünde oy aldı. Oğul Erbakan’ın Konya’yı talep etmesi haklı bir talep.
Neden mi haklı? Çünkü İstanbul ve Ankara’da sonucu etki edecek parti durumunda. İstanbul’daki oy oranı yüzde 3.3, Ankara’da ise 2.7… Yeniden Refah’ın bir kilit parti olduğu rahatlıkla söylenebilir. Baba Erbakan’ın amblemi anahtardı. İki büyükşehirde yarışın kıran kırana geçeceği bugünden belli. CHP ve AK Parti adaylarının ‘1 oy’a bile ihtiyacı var. AK Parti’nin gözünü Erbakan’ın oylarına dikmesinden daha doğal ne olabilir?
AK Parti İstanbul ve Ankara’da yarışa bir adım geriden başlayacak. 5 yıl önceki seçimleri, hele ki İstanbul’da dramatik biçimde kaybetti. AK Parti aradan geçen uzun süreye rağmen hala İstanbul acısını atlatabilmiş değil. 5 yıl boyunca Erdoğan sık sık, yerli yersiz İstanbul’u tekrar kazanmaktan söz etti. Ve tabandaki İstanbul yarası ve hassasiyetini sıcak tutmaya çalıştı.
Bir haftadır, Yeniden Refah ile AK Parti heyetleri arasında ‘seçim işbirliği’ görüşmeleri sürüyordu. Kamuoyunu bazı olumsuz haberler yansıdı. Erbakan’ın taleplerinde direndiği ve geri adım atmadığı buna karşılık isteklerin Erdoğan’ın canını sıktığı ileri sürüldü. Ayrıca müzakerelerin atmosferini etkileyecek bazı gelişmeler de yaşandı.
Hafta sonu Yeniden Refah’ın İstanbul il divan toplantısında AK Parti’li Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır konuşma yaparken yuhalandı. Başkan Yeniden Refah’lı gençlerin tepkisine ‘Boş boş konuşmayın…’ diyerek cevap verdi. Bu elbette iki parti arasındaki ilişkilerde hasara yol açar.
Üstelik bir hafta önce Yeniden Refah’ın Başkanvekili Doğan Aydal ekranlarda söylediği ‘Biz AKP’yi kazandırmak için var olan bir parti değiliz. Bizimle İstanbul adaylarını paylaşmadılar. Bizi ciddiye almadıklarını görüyorum’ sözleri sıcaklığını hala koruyor. Aydal’ın, İmamoğlu hakkında sözlerini AK Parti’nin kabullenmesi mümkün değildi: ‘Allah aşkına karşı tarafın söylediği kadar da gavur biri değil. Bu adamı biz Eyüpsultan’da gördük. Kur’an okurken gördük. Kanal’a da karşı. Bu dahi beka sorunumuzdur bizim’. Aydal’ın açıklamaları çok etkili olmuş olmalı ki Yeniden Refah yönetiminden yapılan açıklamada bu sözlerin partiyi bağlamayacağı, Aydal’ın kişisel görüşleri olduğu söylendi.
Bir başkanvekilinin sözleri nasıl partiyi bağlamaz? Belli ki AK parti ile yürütülen müzakere sürecini olumsuz etkilememesi için Yeniden Refah ortamı yumuşatma gereği duydu.
Doğrusu bütün bunlara rağmen ben sorunların aşılacağı ve günün sonunda iki parti arasında iş birliğinin gerçekleşeceği düşüncesindeydim. Başka bir konuya odaklanmıştım ki tam da yazıya oturacağım sırada medyaya son dakika bilgisi düştü. Bu bir kulis haberi değil, Yeniden Refah’ın Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç’ın açıklamasıydı. Kulis haberi olsaydı, her iki partinin birbirine ihtiyacı olduğundan hareketle bu gelişmeyi ihtiyatla kaşılardım. Moda tabirle ‘kazan kazan’ fomülünün işleyeceğini öngörüyordum.
Kılıç’ın şu sözleri her şeyi değiştirdi: ‘AK Parti ile ittifak görüşmeleri gitmiyor. Heyetler arasındaki görüşmeler kesildi. Randevulaşma söz konusu olmadı. Bundan sonra AK Parti’den bir talep veya girişimimiz olmayacak. Duruşumuzun bir şeyler koparmaya çalışmak şeklinde özetlenmesinden rahatsızlık duyuyoruz. Duruşumuz ilkeler temelinde bir duruştur’.
Randevulaşmadan kasıt Erdoğan ile Erbakan’ın buluşması… Ki bugünlerde gerçekleşmesi ve anlaşmaya son noktayı koymaları bekleniyordu. Kılıç’ın açıklamasından iki parti arasındaki iplerin koptuğu, müzakere sürecinin kesildiği ve masanın dağıldığı anlaşılıyor. Bu yerel seçimlerin kaderini belirleyecek önemli bir gelişme. Görmezden gelinemez.
Buradan tekrar masaya dönülmeyeceği sonucu çıkar mı? Ankara gelişmelerini bir zamanlar çok yakından takip etmiş biri olarak ‘Hayır, çıkmaz’ diyemiyorum. Türk siyaseti her zaman sürprizleri bünyesinde barındırır. Onun için ‘Politikada 24 saat çok uzun süredir’ denir. Kılıç’ın sözleriyle top AK Parti’nin sahasına atıldı. Eğer oradan karşı hamle gelmezse ancak o zaman işbirliği rafa kalkar.
Bu açıklamaların ışığında Erbakan’ın tekrar AK Parti’nin kapısını çalmayacağını söyleyebiliriz. AK Parti bu sıcak topu ne yapacak? Bir süre soğumasını bekleyecek. Sıcağı sıcağına bir manevra beklememek lazım. Ardından bir hamle daha yapması muhtemel. Erdoğan, Erbakan’ı ikna edebilir mi? AK Parti Erbakan’a mahkum mu? O kadar da değil. Her ne kadar 31 Mart’taki seçimler yerel olsa da genel sonuçlar doğuracağının farkında Erdoğan. Bu yüzden kazanmak için her yolu deneyecek. Kanaatimce Erdoğan kesinlikle işi burada bırakmaz. Yeniden Refah’ın kapısını çalar. Erbakan’ı nasıl ikna edeceğini bilir o.
AK Parti’nin kimseyi takmayan kibirli politikaları artık geride kaldı. Oyları yüzde 35’e düştü. Ve erime devam ediyor. Her geçen gün kötüleşen ekonomi, hayat pahalılığı ve enflasyon toplumu canından bezdirdi. AK Parti ancak ittifaklarla iktidarını sürdürebilir ancak işbirliği yaparak seçim kazanabilir. Rakamların dili bunu söylüyor. O yüzden Kılıç’ın açıklamalarından hareketle Yeniden Refah’ın politikaları üzerine yorum yapanlara ‘biraz daha bekleyin’ derim.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***