Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, İstanbul’da partisinin aday tanıtım toplantısında konuşma yaptı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan ve tutukluluğu sürerken 14 Mayıs’ta milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmeyen avukat Can Atalay’ı hedef alan Erdoğan, “31 Mart seçimlerinde Özgür efendiyi de özgürleştireceğiz. Biz kendisinin zincirlerinden kurtularak özgürleştirmesini isteriz. Bu zatın gidişatı şu anda pek de iyi gözükmüyor. Daha bismillah demeden, anayasal düzene kastetmekten 18 yıl ceza almış bir teröristi adeta Meclis’ten cezaevine tünel kazarak kurtarma peşinde düşüyor.” dedi.
Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
“Siyasi hayatımızın her safhasında bunlarla karşılaştık, mücadele ettik. Bu milletin ne cumhuriyetle ne de cumhuriyetin banisi Mustafa Kemal Atatürk’le bir derdi yoktur. Türkiye bu tuzağa düşmeyecek bir ülkedir. Her karışı terle ve kanla sulanmış vatan toprakları üzerinde meydanın boş olmadığını göstermek boynumuzun borcudur. Riyad’dan size ekmek çıkmak. Tişörtleri farklı bir şekilde boyamak size ekmek kazandırmak. Samimiyseniz bunu ülke genelinde yerli ve milli olarak ifade edin. Bizi üzen ülkemizin 2. büyük partisi hüviyetine sahip CHP’nin Türkiye düşmanlarına kuyruk olmasıdır. Bu partinin emanetçi genel başkanı milleti tahrik ederek, parti içi iktidar kavgasını unutturmaya… Bundan başka bir işe yaramıyor. 31 Mart seçimlerinde Özgür efendiyi de özgürleştireceğiz. Biz kendisinin zincirlerinden kurtularak özgürleştirmesini isteriz. Bu zatın gidişatı şu anda pek de iyi gözükmüyor. Daha bismillah demeden, anayasal düzene kastetmekten 18 yıl ceza almış bir teröristi adeta Meclis’ten cezaevine tünel kazarak kurtarma peşinde düşüyor. Siyaset her kişinin değil, er kişinin hakkıdır. Fatih’in fethettiği İstanbul’u muradına kavuşturacağız.”
CAN ATALAY DAVASINDA NE OLMUŞTU?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022’de Gezi Parkı davasında Osman Kavala’yı “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay dahil 7 sanığı ise “hükümetin ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırdı.
25 Nisan 2022’de tutuklanan Can Atalay, tutukluluğu sürerken 14 Mayıs’ta milletvekili seçildi.
Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.
Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.
Atalay’ın avukatları, Anayasa’nın milletvekillerine yasama dokunulmazlığı getiren 83. maddesine dayanarak seçim sürecinin ardından müvekkillerinin tahliyesi ve hakkındaki yargılamanın durması gerektiğini vurguladı.
Anayasa’nın 83. maddesinde, “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz” ifadesi yer alıyor.
AYM, Can Atalay ile ilgili olarak 25 Ekim’de 5’e karşı 9 oyla hak ihlâli kararı verdi ve dosyayı, milletvekilinin tahliye edilmesi ve yargılamanın durması için yerel mahkemeye gönderdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise Atalay için hüküm verildiği gerekçesiyle dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmesini kararlaştırdı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım’da hem karara uymadı hem de Türkiye’de ilk kez görülen bir karara imza atarak ihlâl yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında ise suç duyurusunda bulundu.
“Yargı krizi” olarak adlandırılan olaya tepkiler sürerken, Can Atalay’ın avukatları bu kez AYM kararına uyulmaması nedeniyle bir kez daha Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
AYM Genel Kurulu 21 Aralık’ta Can Atalay hakkında daha önce verdiği hak ihlâli kararına uyulmaması nedeniyle yapılan ikinci başvuruyu inceledi.
AYM, Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine bu kez 3’e karşı 11 oyla karar verdi. İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal karşı oy kullandı.
AYM, Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan “bireysel başvuru hakkı”nın ihlâl edildiğine ise oy birliğiyle karar verdi.
AYM ayrıca; hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, yeniden yargılanmasına başlanması, infazın durdurulması, tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar vermiş ve Can Atalay’a 100 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetmişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ise AYM’nin Can Atalay hakkındaki kararını uygulamayarak, dosyayı bir kez daha Yargıtay’a göndermişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***