İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘bozuk İETT otobüsü’ reklam kumpasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. AKP’nin, bir otobüsü kiralayarak kurgu bir reklam filmi çektiği ortaya çıkmıştı. İmamoğlu, “Bunu bir çekim sahası haline getiriyor ama sizin bir hesabınız var ise Yaradan’ın da bir hesabı var, patladınız. Pat diye patladınız.” dedi. İmamoğlu, ayrıca, İBB’ye bozuk otobüs kumpası kuran çekim ekibine İstanbul Valiliği’nin il genelinde çekim izni verdiğini açıkladı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, taşkınlara ve boğaza atık su girişine son veren projenin temelini attı. İmamoğlu, buradak konuşmasında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, şunları söyledi:
İstanbul boğazına zehir dökülüyordu
Açıkçası tonlarca zehrin denizlerimize döküldüğü bir dönemi devraldık. Bu İstanbul Boğazı’nda, Marmara Denizi ve hatta Haliç’te yaşadığımız bir gerçek. İstanbul Boğazı’na bu kadar zehir dökülüyor ve yapalım desek, vatandaş; ‘feryat figan elimizden ne geliyorsa yapın’ diye sert bir tavırla bize yol gösterir. Ve böyle bir soruna seyirci kalamazsınız diye de parmağını gösterir. Bu atık su meselesi gerçekten İstanbul’un göbeğinde göz bebeği olan mecralarda bu kadar yıllar boyu ihmal edilmiş olması büyük bir özensizlik.
Rant ya da oy odaklı çalışmıyoruz
Her şeyi ben bilirim der ve öyle bir süreç yönetimi ortaya koyarsanız iş başarma şansınız yok. Eğer nereden rant elde edebiliriz ya da neyi yapar ve gösteririm de bana oy gelir diyerek seçim, seçmen, oy kazanmak her yol mubahtır, yeter ki seçimi kazanalım anlayışıyla hareket ederseniz o yönetim İstanbul’a bir şey kazandırmaz. Bakınız biz bu az önce gösterdiğimiz o görüntüleri öyle montajla falan da yapmadık. Onların hepsi gerçek. Onların ne dediyse, nasıl istiyorlarsa yayın yapan televizyonlarını çekimleri, bizim çekimlerimiz de değil. Denize dökülen, denizi kanlı gösteren veya o atık suyun dereye aktığını yaşatan görüntüler bize ait değil.
İstanbul’un bağrına kanal açacaklarmış; bangır bangır bağırıyorlar
Bütün bu sorunları çözmek yerine peki başka neyi önemsediler? İstanbul’un bağrını delerek kanal açacağız. Bangır bangır bağırıyorlar. Biri bağırıyor diye diğerleri de bağırıyor. Diğer bağıranlar inanmıyor. Gene bağırıyor, Kanal İstanbul diye. Acı, vahim, trajik bir durum. İstanbul’a ihanetin Nirvanası size o ihaneti yaptırmayacağız. 1,5 yıldır ağızlarına Kanal İstanbul’u almıyorlar.
Genel seçim geçti, unuttular. Yerel seçim geldi bangır bangır Kanal İstanbul’u savunan kişiler -aday olanlar da var- Ağızlarından kelimesi bile çıkmıyor. Niye, ‘günü geldi mi söyleriz’. ‘Burada da milletimizi aldatalım’. Bu millet aldanmayacak. Çünkü bu milletin doğru pusulaya ihtiyacı vardı. Biz onları temsilen doğru pusula olmaya devam edeceğiz. Kararlı bir şekilde devam edeceğiz.
Bozuk otobüs kumpası: Patladınız!
İETT’yle ilgili araç arızalı kumpası nasıl onları çukura soktu? O çukurdan çıkamayacaklar. Aramaya kalksak onları çukurları gezmeye kalksak 5 yıl da yetmez bize. Kavacık Alman Üniversitesi hattında çalışması gereken Özel Halk otobüsü İETT’ye araç arızalı bilgisi veriliyor ve bu İETT aracı ta Eyüpsultan’da bulunuyor.
15 bin lira resmi ödeme yapıyorlar araca. Reklam filmi çekmek için. Ne için? Ekrem İmamoğlu’nun küçük küçük düşürecekler aklı sıra. Sahte bir reklam filmi çekecekler. Görüntüleri gördünüz, konuşmaları duydunuz. Yapan belli, parti ismiyle bunu yapıyorlar. Oyuncu kadrosu, çekim kadrosu yani bakıyorum ben anlamam film çektirmekten yani. Filmle benim işim yok. Benim hayatım gerçeklerle bakıyorum…
Benim bu konuda uzman arkadaşlarım dört dörtlük hazırlık diyorlar. Arkada otobüs itecek adamlar hazırlanmış. Hafiften dumanlar çıkıyor. Çekim ekibi aynı zamanda resmi izinli… İstanbul genelinde çok yetkili bir izin. Valilikten alınmış bu izin. Ve çok geniş yetki verilmiş. Bu kadar geniş kapsamlı izinleri almak önemlidir. Adres belli olunca biraz boyunlar kıldan ince oluyor.
Bunu bir çekim sahası haline getiriyor ama sizin bir hesabınız var ise Yaradan’ın da bir hesabı var kardeşim. Patladınız, pat diye patladınız. Zaten sizin işiniz bu kadar. Pat! Bu kadar alçaldınız. Ben hep yani bu tür durumlarda aile terbiyem gereği sadece Allah sizi ıslah etsin. Allah sizin bu kötü emellerinizden bu milleti korusun. Sizi Allah’a havale ediyorum.”
Biz İstanbul’un muhafızıyız kardeşim
Çalışkan, emeğinin peşinde koşan mert çalışanlarımıza çok dikkatli olmaya ve kumpaslara karşı duyarlı olmaya davet ediyorum. Ve onları bu göreve çağırıyorum. Ne dedik başından beri? Evet biz İstanbul’un muhafızıyız kardeşim. Muhafızı ben değil sadece, 16 milyon İstanbullu bu şehrin muhafızı. İstanbul’a bu kadim emanete muhafızlık yapmak sadece bu şehrin doğasına, canlısına, mimarisine, mirasına, insanına korumakla sınırlı değil. Aynı zamanda bu şehrin muhafazı olmak, bu şehrin hakkına, hukukuna kastetmeye karşı dayanıklı ve donanımlı olmayı gerektirir. Dolayısıyla asla uyumayacağız, asla boşvermeyeceğiz.
Süleyman Soyluya: Şimdi pısırık pısırık cevaplar veriyor
Önceki dönem bir bakan (Süleyman Soylu) binlerce, on binlerce İBB çalışanımıza terörist demişti. Ve bir çalışanımız hak ettiği ölçekte kendisine üç kuruşluk dava açtı… Tam muhafız karakterini taşıyan bir çalışanımızdı. Nuri kardeşimize bu davadan dolayı teşekkür ediyorum.
Nuri Bey hesap sormuş mahkemede iddiasını ispat etsin demiş. O da ben güvenlik kuvvetlerinin raporuna konuştum demiş. Bizim muhafız ‘o zaman mahkemeye o raporları getirin bakalım, gelsin bakalım biz terörist miyiz, değil miyiz’ diye mahkemeye ısrarlı bir şekilde mücadelesine devam etmiş.
Bu eski bakanın avukatı ‘müvekkilin bu açıklamaları siyaset yapma ve ifade özgürlüğü kapsamında yapmıştır’ demiş. Mecliste kürsüleri devirecekti, mikrofonlar sallanıyordu bize anlatırken sayı veriyordu. Kul hakkı yediniz. Şimdi köşenizden pısırık pısırık cevaplar gönderiyorsunuz.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***