AHMET KARABAY | HABER İNCELEME
Dünyanın en zengin 5 kişisi, son 3 yılda servetlerini iki katından fazla artırdı. Bölgemizde bir günde yaşananlar, Ortadoğu için bile fazla. Türkiye ise sadece Aralık ayında son 20 yılın en büyük bütçe açığını yaşadı. 2024, geride bıraktığımız yılı daha şimdiden aratmaya başladı.
Önce İngiliz uluslararası insani yardım kuruluşu Oxfam’ın yeni yayınladığı rapora bakalım. Bu rapora göre dünyanın en zengin 5 iş insanı, 2020’den bu yana servetlerini iki katından fazla artırdı.
Bu isimler; Tesla’nın kurucu sahibi Elon Musk, lüks eşya şirketi LVMH’nin sahibi Bernard Arnault, Amazon’un kurucu sahibi Jeff Bezos, yazılım firması Oracle’ın kurucu sahibi Larry Ellison ve Meta’nın kurucu sahibi (Facebook) Mark Zuckerberg. İşin garip tarafı bu 5 isimden sadece aileden zengin olan Bernard Arnault. Diğer 4’ü kendi kurdukları işleri büyüterek bu aşamaya geldiler.
Bu zenginler, 2020’den bu yana yaşanan pandemiye rağmen servetlerini yüzde 114 artırarak üzerine 464 milyar dolar daha koydular ve 869 milyar dolara ulaştırdılar. Meraklı biri oturup bu 5 kişinin saat başına servetlerinin 14 milyon dolar arttığını hesaplamış. Araştırmayı yapan İngiliz kuruluş, gelecek 10 yılda bir kişinin servetinin 1 trilyon doları aşacağı öngörüsünde bulunuyor.
Oxfam’ın ortaya koyduğu tablo hayli çarpıcı. Öte yandan aynı dönemde dünya nüfusunun yüzde 60’ını oluşturan yaklaşık 5 milyar insanın reel ücretleri artmak yerine reel olarak yüzde 0,2 düzeyinde azaldı. 1 milyar dolayındaki insan, günde 1,9 doların altında bir gelirle yaşamak durumunda kalıyor.
Oxfam, bu raporun verilerini Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Dünya Bankası ve Forbes dergisinin verilerine dayanarak hazırladığını duyurdu.
Raporun verileri açıklandıktan sonra kimileri, söz konusu multi milyar dolarlık servete sahip olanların, insanlığın kaderini değiştiren buluşlara imza attığını hatırlattı. Bu zenginleri sıradan milyonlarca insanla kıyaslamanın asla kabul edilecek bir durum olmadığını öne sürenler oldu.
Elbette dünyaya yaptıkları katkılardan dolayı para kazanıyorlar. Ortada kazanmadan çok, paylaşma sorunu var, yani mevcut tablo sürdürülebilir bir durum değil. İnsanlığı büyük bir kırılma beklediği anlaşılıyor. İşin korkutucu yanı gelecekte yaşanması muhtemel kırılmayı, bu çarpık paylaşımın başındaki isimlerin planlıyor olması.
BU KADARI ORTADOĞU İÇİN BİLE FAZLA
Çevremizde son bir iki gün içinde yaşanan olaylar, “Bu kadarı Ortadoğu için bile fazla.” dedirtti.
Yahya Saree
🛑 Yemenli Husilerin askeri sözcüsü Yahya Saree, “Ülkemize yönelik saldırıya katılan tüm Amerikan gemilerini ve İngiliz savaş gemilerini düşman hedefleri olarak görüyoruz” açıklamasını yaptı.
🛑 Bu açıklamadan kısa bir süre sonra ABD’ye ait bir kargo gemisi, Aden Körfezi’nin girişinde Husiler tarafından vuruldu.
🛑 Bölgedeki ABD birlikleri, başka bir gemiye ikinci bir saldırıyı son anda önlediklerini açıkladı.
🛑 İran Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC), Irak’ın kuzeyindeki bazı merkezleri füzelerle vurdu. Devrim Muhafızları Ordusu, vurdukları yerin Mossad’ın Irak’taki üssü olduğunu öne sürdü.
İran, Kuzey Irak’taki saldırıyı önceki hafta yaşanan Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ölüm yıldönümü anmaları sırasında meydana gelen patlamaya misilleme olarak yaptıklarını açıkladı. Erbil/Hewler’e yönelik saldırıda, Erbil yönetimine yakınlığıyla bilinen işadamı Peşrew Dizayi’nin de aralarında bulunduğu 4 kişi hayatını kaybetti. Dizayi, İsrail’e yaptığı petrol ticaretiyle tanınıyordu.
Ortadoğu’da tehlike çanları hiç susmuyor. Türkiye’nin doğusundan güneydoğusuna ve güneyinden aşağıya doğru olan bölgede yangın sönmek bilmiyor. Aksine daha da alevleniyor. ABD tarafında bütün seçeneklerin masada olduğu belirtiliyor. İşin acı tarafı bu ise seçenekler arasında diplomasi alternatifinin olmaması.
Bütün bunlar, bizi çevreleyen bölgede savaşın tırmanacağını gösteriyor. Büyük bir askeri müdahaleyle, Yemen’de Husiler’e karşı yıllardır Suudi Arabistan’ın tek başına yürüttüğü savaşa ABD ve İngiltere’nin de dahil olmasıyla Kızıldeniz’in kan deryasına dönmesi kaçınılmaz hale gelecek. Bu durumda Süveyş Kanalı’nın devre dışı kalacağı ve tedarik zincirinin ciddi boyutta sekteye uğramasının önüne geçilemeyecek.
TÜRKİYE BAŞKA EVRENDE YAŞIYOR
Dünyada ve çevremizde bunlar yaşanırken Türkiye’nin gündemi bambaşka. Bir önceki yılda 142,7 milyar TL olan bütçe açığı bu yıl 1,4 trilyon TL’ye (46,5 milyar dolar) ulaştı. Sadece Aralık ayındaki bütçe açığı 842,5 milyar TL oldu. Açık, tarihte ilk kez nakit açığının 2,2 katı gerçekleşti. Bugüne kadar yüzde 1’lerde seyreden bütçe açığı, 2001 yılı kriz rakamlarının da üstüne çıkarak yüzde 5,4’e ulaştı.
Hükümet, Kur Korumalı Mevduatın (KKM) bindireceği yükü bildiği için, bunun ödemesini bütçe yerine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) devretmişti. 900 milyar TL civarındaki bu kaydırma olmasaydı, bütçenin vereceği açık 2,8 trilyona çıkmış olacaktı. Bu durumda bütçe açığı yüzde 10’lara dayanacaktı.
2009’da Yunanistan, iflasın eşiğine geldiğinde Goldman Sachs ile yaptığı swapları, farklı bir muhasebe tekniği ile bütçe açığını yüzde 12 yerine, Maastricht’e uyumlu yüzde 3 olarak ortaya koymuştu. KKM’yi Merkez Bankası’na kaydıran iktidarın Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Yunanistan’ın yaptığının farklı bir şekline başvurarak, “deprem harcamaları hariç tutulduğunda bütçe açığının yüzde 1,7 ile Maastricht kriterlerine uyumlu” olduğunu söyleyebiliyor.
Bu ayrı bir tartışma. Bir iddia daha var. 2024 yılının açığının, belki seçim harcamalarının 2023 yılı bütçesine yazılıp gizlenmek istendiği yönünde.
Vergi uzmanı Ozan Bingöl’ün hesaplaması ile bu ülkede yaşayanlar geçtiğimiz yıl;
– Dakikada 8 milyon 557 bin 429 lira,
– Saatte 513 milyon 445 bin 766 lira,
– Günde 12 milyar 331 milyon 138 bin 591 lira,
– Ayda 375 milyar 72 milyon 132 bin 147 lira,
– Toplamda ise bir yılda 4 trilyon 500 milyar 865 milyon 585 bin 767 lira vergi ödedi.
Türkiye, bu bütçe açığı ile dünya ekonomi çevrelerinin ana gündem maddelerinden oldu. Toplanan ekstra vergilerin, Ankara’nın israfçı yönetimine kafi gelmediği anlaşılıyor.
DÜNYA 1914 BAHARINI YAŞIYOR
Dünya savaş bulutlarını toplamış gibi. Uzakdoğu’da Çin-Tayvan gerilimi görünümlü Çin-ABD sürtüşmesi, kuzeyimizdeki ikinci yılını tamamlayan Rusya-Ukrayna savaşı ve hemen yanımızda ısıtılan bir savaş kazanı var.
Birinci Dünya Savaşı’nın kıvılcımını ateşleyen 28 Haziran 1914’te Saraybosna’da Avusturya-Macaristan veliahtı Arşidük Franz Ferdinand ve eşi Arşidüşes Sophie‘ya düzenlenen suikastın güncel versiyonu yaşandı mı bilmiyorum. 7 Ekim’de İsrail’deki Hamas saldırısı bunun yerini tutar mı emin değilim. Ama dünyanın savaş topladığı kesin görülüyor.
Güvenli kalın ve pek çok şeye hazırlıklı olun.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***