Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği kentlerden Diyarbakır’da Türkiye’nin ilk Kürtçe yayını da depreme kurban gitti. Teknik cihazları enkaz altında kalan Can TV ve Radyo’nun yayını tamamen sustu.
Geçen yıl bu zamanlar dört blok ve altında bir AVM olan Galeri isimli kompleksin yerinde artık boş bir arazi duruyor. Bir zamanlar kompleksin içinde yer alan ve Türkiye’nin ilk Kürtçe yayınının yapıldığı Can TV ve Radyo’nun genel yayın yönetmeni Ahmet Dalgıç aylar sonra tellerle çevrili boş araziyi ziyaret etti.
Arazide amaçsız bir şekilde dolaşırken Dalgıç’ın gözüne bir cisim takıldı. Cismi yerden alarak tozunu temizledikten sonra ne olduğunu anlayan Dalgıç sözlerine, “Bizim yayın sisteminin parçası” diye başladı.
Dalgıç, cümlesini tamamlayamadan gözleri yaşardı. Gözyaşlarının sebebi 20 yılı aşkın süre yayın yaptıkları binadan geriye sadece boş bir arazinin kalması.
Dalgıç daha çocuk yaştayken çalışmaya başladığı medya kuruluşunda, genel yayın yönetmenliğine kadar yükselmiş.
Bu kez mahkeme değil deprem yayınları engelledi
1992 yılında yayın hayatına başlayan Can Radyo’ya 1993 yılında Can TV adıyla bir televizyon kanalı da eklendi. Can TV ve Radyo 1995 yılında Kürtçe yayına başladı. Türkiye’nin ilk Kürtçe yayınını yapan medya kuruluşu olan Can’ın yayını, 28 yıl boyunca mahkeme kararlarıyla defalarca engellendi. Ancak yayın kuruluşu deprem nedeniyle bu kez tamamen sustu.
Depremin ilk günlerinde cihazları enkazdan kurtarabileceklerini umut eden Dalgıç, sadece arşivin bir kısmını çıkarabildi. Binanın ağır hasarlı olması nedeniyle, diğer malzemelerin çıkarılmasına izin verilmedi. Geriye kalanlar ağır hasarlı bina yıkılınca enkaz altında kaldı.
22 yıllık hatıralar enkaz altında kaldı
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dalgıç, 22 yıllık hatıralarının enkaz altında kaldığını söyledi.
“Hüzünlüyüm” diyerek sözlerine devam eden Dalgıç, ”Çok üzülüyorum, bazı duygular hiçbir zaman anlatılmıyor. Dile gelmeyen şeyler var. Maddiyat gelip geçicidir, insanlarımızı kaybettik. Yani acılar bazen insanın içerisinde birikiyor” dedi.
“Bu cihazı böyle görmeyi hayal etmiyordum”
Elinde tuttuğu canlı yayın parçasına bakarken gözleri bir kez daha dolan Dalgıç, kendi monte ettiği cihazı böyle görmeyi hayal etmediğini söyledi. Enkaz altında kalan malzemeleri yeniden alamayacaklarını ifade eden Dalgıç, “Yıllarımızı verdiğimiz emeğimiz vardı işin içinde. Bunların hepsi gitti. Teçhizatın büyük bir bölümü gitti ama çok şükür ki yaşıyoruz. Malum yerel televizyonlar için, radyolar için maddiyat çok önemli. Elektronik cihazlar çok pahalı, yerine koyamıyoruz. Yani 1-2 tane değil bu. Sonuçta bir kamerayla olacak iş değil. Teçhizat olmayınca yayın yapamıyorsunuz” diye konuştu.
“Televizyon yayıncılığını mecburen bıraktık”
Yayıncılığı mecburen bıraktıklarını vurgulayan Dalgıç, şunları söyledi: “Yıllardır verdiğimiz emeğimiz vardı işin içinde. Bunların hepsi gitti. Teçhizatı çıkaramadık, büyük bir bölümünü gitti. Dolayısıyla bıraktık. Yani başka alanlara artık yönelmeye başlıyoruz. Sektörümüzle alakalı başka alanlara girmeye çalışıyoruz ama tabii şu anki şartlarda, ki ne derece girebiliyoruz, o da muamma. Çünkü yıllardır beraber çalıştığımız arkadaşlarımız dağıldı, hepimizin içinde yara var.”
Dalgıç, şartların düzelmesi halinde yeniden yayıncılığa dönmek istediğine dikkat çekerek, “14 yaşından beri bu sektördeyim, ben başka iş yapamam” şeklinde konuştu.