Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, şehirleşme sürecinde, verimli tarım arazileri yerine tarıma elverişli olmayan, daha verimsiz arazilerin kullanılmasına özen gösterilmesi gerektiğini bildirdi ve “Yabancılara tarım arazilerinin satışı yasaklanmalı” dedi.
Bayraktar, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Tarım topraklarının korunmasıyla ilgili çalışmalar her ne kadar devam etse de ülkemizin hızla artan nüfusu karşısında yetersiz kalıyor. Artık bir karış toprak dahi kaybedilmemeli. Bu amaçla tarım arazilerinin amaç dışına çıkarılması önlenmeli. Kara yollarını ve şehirlerin gelişimini projelendirirken, verimli tarım arazileri yerine tarıma elverişli olmayan, daha verimsiz arazilerin kullanılmasına özen gösterilmeli. Birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerimizin, imara açılmasına izin verilmemeli, bu arazilerin üzerine sanayi tesisleri, şehirler kurulmamalı. Turizm, madencilik ve ulaştırma için verimli tarım arazileri kullanılmamalı.”
‘YABANCILARA TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI YASAKLANMALI’
Maliyetlerdeki artışlar nedeniyle tarımdan yeterli gelir elde edemeyen üreticilerin arazilerini elden çıkardığını bildiren Bayraktar, tarımsal arazilerin yatırım aracına dönüştüğünü aktardı. Değerinin üzerinde fiyatlarla satılan arazileri bölge insanının alamadığını aktaran Bayraktar, “Tarımsal arazilerin amaç dışı kullanımının engellenmesi amacıyla arazilerin el değiştirmesinde tarımsal faaliyet yapılması zorunluluğu getirilmeli. Ülke ve köylerimizin güvenliği bakımından yabancılara tarım arazilerinin satışı yasaklanmalı. Köylerimizin sosyal düzeninin bozulmamasına dikkat edilmeli” ifadesini kullandı.
‘UZAKTA YAŞAMAYI CAZİP GÖSTERİYOR’
Bayraktar, son yıllarda popüler hale gelen, insanlara şehirden uzakta yaşamayı cazip gösteren hobi bahçesi, “tiny house”, bungalov benzeri yaşama alanlarının, tarım arazilerinin parçalanmasına ve çarpık yapılaşmanın oluşmasına neden olduğunu savundu.
Tarımsal üretimin temelinin toprak olduğuna işaret eden Bayraktar, “Sahip olduğumuz toprak ve su kaynaklarına sahip çıkmalıyız. Var olan kaynaklarımızın gelecekte artacak ülke nüfusu ve beklenen iklim değişikliğinin olumsuz senaryolarına karşı etkin ve sürdürülebilir kullanımı konusunda gereken hassasiyeti ülke olarak göstermeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***