CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün Manisa’da katıldığı şehit cenazesinde yaşanan provokasyon ile ilgili konuştu.
Özel, “CHP’nin teröre karşı duruşu ortaktır. Ancak iktidar partisi bu konuda yapmış olduğu dezenformasyonu, provokasyona çevirmiştir… Dün, sabah erken saatlerden itibaren hem koruma ekibimize hem Manisa’da partimize hatta civar illerden Adalet ve Kalkınma Partisi’ne geçmişte çok yakın olmuş isimlerden; bir provokasyon olacağı, bir saldırı olacağı, hatta bana bu cenazeye katılmamı yeniden değerlendirmem gerektiği defalarca söylendi. Dün gün boyunca, şehit cenazemize katılacağımı, şehidimize sahip çıkacağımı ifade ettim. Ve bu provokasyonların amacının ne olduğunu bildiğimi söyledim… Ne Özgür Özel’in ne CHP’nin geriye atacak bir tek adımı yoktur. En hassas yerlerden, en alçakça saldırılarda bulunsanız da bir santim eğilmeyiz, bir kelime eksik konuşmayız, bir adım geri atmayız. Biz biliriz ki biz bir santim eğilirsek, siz bu millete diz çöktürürsünüz. Buna izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün ölümünün 50’inci yıl dönümünde Anıtkabir’i ziyaret eden Özel, gazetecilere şunları söyledi:
“Cumhuriyetimizin İkinci Cumhurbaşkanı, milli mücadele kahramanı Atatürk’ün silah arkadaşı ve partimizin de ikinci Genel Başkanı İsmet İnönü’yü ölüm yıldönümünde bugün Anıtkabir’de hep birlikte andık. Bir kez daha milletimizin başı sağ olsun. Bugünkü törene Cumhurbaşkanlığı’nın; Cumhurbaşkanı ya da Cumhurbaşkanı Yardımcısı düzeyinde dahi değil, bir temsilci düzeyinde katılmış olmasını; İsmet İnönü’ye karşı, İsmet İnönü’nün bu ülke için yaptıklarına karşı, canını ortaya koyarak ve Lozan Fatihi olarak bu ülkenin tapu senedini dünyaya kabul ettiren bir kişinin karşısında devletin çok daha güçlü şekilde temsil ediliyor olması lazımdı. CHP dışındaki kurumlarda bu temsiliyetin alt düzeyde tutuluyor olmasını milletimize şikayet ediyoruz. Bu durumun ilerleyen senelerde tekrar etmemesi gerektiğini hatırlatıyoruz.
“BİR GÜN ÖNCESİNDEN İTİBAREN BÜYÜK BİR ALGI OPERASYONU VE BİR PROVOKASYON VAR”
Dün yaşananlara gelince… Dün yaşananlar, hepimizin gözlerinin önünde gerçekleşti. Bir gün öncesinden itibaren büyük bir algı operasyonu ve bir provokasyon var. CHP, sorumluluğu olan, sorumluluğu gereği Meclis’i bilgilendirmeyen Adalet ve Kalkınma Partisi ile bir A4 kağıdın üzerinde ortaklaşıp da onların yaptıkları bütün eksikleri, kusurları meşrulaştırmaya itiraz etmiştir. Kendi bildirgesini yayınlamıştır. İki bildirge yan yana konulduğunda, bir bildirgede büyük ihtimalle tabii ki gözden kaçmıştır ama terörü kınamaktadırlar. Oysa böyle bir terör ve terör örgütü kınanmaz, lanetlenir. Öyle kınanacak bir kusur işlememişlerdir. Lanetlenmeleri gerekmektedir.
CHP’nin teröre karşı duruşu ortaktır. Ancak iktidar partisi bu konuda yapmış olduğu dezenformasyonu, provokasyona çevirmiştir. Partinin sözcüsü, sözcüleri tarafından söylenen sözler ortadadır.
“BİR PROVOKASYON OLACAĞI, BİR SALDIRI OLACAĞI DEFALARCA SÖYLENDİ”
Dün, sabah erken saatlerden itibaren hem koruma ekibimize, hem Manisa’da partimize hatta civar illerden Adalet ve Kalkınma Partisi’ne geçmişte çok yakın olmuş isimlerden; bir provokasyon olacağı, bir saldırı olacağı, hatta bana bu cenazeye katılmamı yeniden değerlendirmem gerektiği defalarca söylendi. Dün gün boyunca, şehit cenazemize katılacağımı, şehidimize sahip çıkacağımı ifade ettim. Ve bu provokasyonların amacının ne olduğunu bildiğimi söyledim.
Dün cenazeye katıldığımız andan itibaren, o organize meseleyi hep birlikte takip ettik. Şimdi bugün tek tek isim isim tespit ediliyor, hepsi. Manisa’da olanların parti aidiyeti çok açık ortada. Ama civar illerden getirilenlerde de aynı kümelenme belli.
Milletimiz dünkü, orada yapılan provokasyonu; Manisa’daki, Manisalıların şehit cenazesine kendi isteği ile gelmiş kişilerin olmadığını biliyor. Şehit ailesi dün cenaze sırasında da gelip, bu sloganları attıranlara tepki gösterdi. Dün uçağa binmeden önce, şehit ailesi taziye evinden arayarak, uçaktan indikten sonra bir kez daha arayarak; yaşananlardan üzüntü duyduklarını, şehidin bizimle olan samimiyetini, yakınlığını bildiklerini dün orada yaşananların, saygısızlığın; şehide yapıldığını, şehitlerine yapıldığını ve Enes’in hatırasına saygısızlık olduğunu defaten söylediler.
Hatta şehit ailesi hiçbir günahları olmamasına rağmen, aile büyükleri kanalı ile özür dilemeye kalktı. Bizim böyle bir şey kabul edemeyeceğimizi, esas şehide yeterli saygının gösterilememesi noktasında; bütün yaşananlardan dolayı biz üzüntülerimizi ve özürlerimizi ilettik.
“NE ZAMAN GELİP, MİLLİ SAVUNMA BAKANI GEREKLİ BİLGİLENDİRMELERİ YAPACAK”
Milletimiz her şeyi biliyor. Ve bundan sonra da istedikleri kadar provokasyon yapsınlar, istedikleri kadar bu tip tertipler içine girsinler; CHP doğru bildiğini yapacak. Bugün bir kez daha söylüyoruz. Haydi dün gelmediniz. Bugün Meclis’tesiniz. Yarın Meclis olağan gündemine dönüyor. Ne zaman gelip, Milli Savunma Bakanı gerekli bilgilendirmeleri yapacak. Bir kez daha buradan soruyoruz. Diyoruz ki, Pençe-Kilit Operasyonu ile ilgili geçmişte çok önemli görevlerde bulunmuş askerler, askeri kişiler; önemli hataları ifade ediyorlar. Operasyonun hedefinin ne olduğunu sorguluyoruz. Bu hedefin ulaşılıp ulaşılmadığını söylesinler. Ulaşıldıysa ne için oradayız? Ulaşılmadıysa kusur kimde, hata kimde? Lojistik imkansızlıklara dikkat çekiyor askerlerimiz. Bu lojistik imkansızlıkların askerlerimizin bazen orada; yemeğe erişemediklerini, aç bıraktığını; bazen gerekli lojistik sağlanamadığı için hayatlarının tehlikeye girdiği ortaya çıkıyor.
“ESAS VATANA İHANET BUDUR”
Bunların hepsinin konuşulması gerekirken ve Pençe Kilit’ten durup durup, bir günde altı şehit, bir günde altı şehit gelen bir durum ortadayken; hiçbir şey olmamış gibi, sorunu bir A4’e imza atarak çözülmüş gibi göstermek, milleti kandırmaktır. Esas vatana ihanet budur.
Oradaki askerlerimizin hayatlarını korumak, onlara sahip çıkmak, bizim sorumluluğumuz gereğidir. Adalet ve Kalkınma Partisi, onu yöneten kötücül akıl şunu bilsin ki ne Özgür Özel’in ne CHP’nin geriye atacak bir tek adımı yoktur. En hassas yerlerden, en alçakça saldırılarda bulunsanız da bir santim eğilmeyiz, bir kelime eksik konuşmayız, bir adım geri atmayız. Biz biliriz ki biz bir santim eğilirsek, siz bu millete diz çöktürürsünüz. Buna izin vermeyeceğiz.”
“YERE BATSIN BÖYLE YERLİLİK, YERE BATSIN BÖYLE MİLLİLİK”
Özel, “milli yas ilan edilmemesi” ile ilgili tartışmanın anımsatılması üzerine de şunları söyledi:
“Milli Yas konusunda iş baştan itibaren söyledik. 12 tane vatan evladı ölmüş, hayatını kaybetmiş, şehit olmuşlar. Kimsenin aklına Milli Yas ilan etmek gelmiyor. Ama Suudi Arabistan Kralı öldüğünde, üç günlük Milli Yas ilan ediyorlar. İşte size Recep Tayyip Erdoğan, işte size yeri ve milli Adalet ve Kalkınma Partisi anlayışı. Suudi Arap Kralı’na gösterilen üç günlük yas, üç günlük vefa, ifade edilen üç günlük acı; 12 tane Mehmetçik’ten esirgeniyor. Buna da yerli ve milli siyaset diyorlar. Yere batsın böyle yerlilik, yere batsın böyle millilik. Gerçekten yerli ve milli bir siyaset istiyorsanız, İsmet Paşa’ya bakacaksınız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bakacaksınız; CHP’nin iktidarda olduğu dönemlere, Bülent Ecevit’in Kıbrıs Barış Harekatı’na, ambargo tehditlerine rağmen doğruyu yapmasına bakacaksınız. Öyle dünyanın öbür liderlerinin ya da Körfez ülkelerinin liderlerinin karşısında sus pus olup da burada sözde yerli ve milli olanlara söyleyecek sözümüz şudur: O kolay siyaset döneminiz bitti artık.”
Kaynak: ANKA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***