(Serbest Görüş) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
İYİ Parti’den dün bir milletvekili daha istifa etti. 7 ay önce 44 milletvekiliyle girdiği Meclis’te sandalye sayısı 38’e düştü. Bu kadar kısa zaman diliminde, bu kadar fazla milletvekilinin kopuşunun sağlıklı izahı yapılmalı. Üstelik istifalar milletvekiliyle de sınırlı değil. Parti kurucusu deve dişi gibi isimlerden sıradan üyelere kadar giden gidene…
İlk istifaları ‘çatıdan kiremitlerin uçmasına’ benzetmiştim. İYİ Parti’yi bir fırtına tutmuştu. Gelinen nokta kiremitlerin uçmasının çok ötesine geçti. Artık binanın omurgasında sorun var. Bırakın kiremitleri ortada çatı matı kalmadı. Binanın duvarları çatladı, temelleri sarsılıyor. Ya bina çok çürüktü, ya da fırtına tufana dönüştü. Kanaatim binanın fay hattı üzerinde inşa edildiği ve sağlam olmadığı yönünde… Daha deprem yaşamadan her yanından çatırtılar geliyor.
İYİ Parti lideri istifaları yorumlarken ‘partimize operasyon çekiliyor’ dedi. Bu yöndeki tespitini sürdürdü ve İBB İYİ Parti Grup Başkanvekilliğinden istifa eden İbrahim Özkan’ın açıklamalarını kanıt olarak gösterdi. Operasyon sözünü daha da ileri taşıyarak ‘Yaşananları partimize karşı bir savaş ilanı kabul ediyorum’ dedi. Çok değil 7 ay önce birlikte miting yaptıkları Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na yüklendi.
Meslekte ‘üstad’ olarak kabul ettiğim, yazı hayatımın başlamasında başrol oynayan Fehmi Koru da istifaları ‘İYİ Parti’ye operasyon’ olarak yorumladı. 1973 sonrası MSP’den kopuşları örnek olarak gösterdi. Fehmi Abi’nin siyasi ve sosyal olayları ‘komplo teorileriyle’ süsleyerek farklı bakış açılarıyla yorumlamakta üstüne yoktur. Üstatlığına hürmeten analizine katılmadığımı belirteceğim.
MSP’den istifalar da parti dışı faktörlerden ziyade parti yönetiminin zaafiyetinden kaynaklıydı. MSP homojen değil parçalı yapısıyla koalisyonu andırıyordu. Farklı grup ve meşreplerden mürekkep kadroları idare etmek kolay değildi.
İYİ Parti’deki istifalar ne MSP’deki kopmaları ne de Akşener’in öne sürdüğü gibi 28 Şubat sürecinde DYP’deki çözülüşe benziyor. DYP’nin RP ile koalisyon kurmasının ardından başlayan istifalarda parti dışı hatta siyaset dışı unsurlar etkili. Daha açık söylemek gerekirse Demirel, asker ve medya üçlüsü elini Çiller’in liderliğindeki DYP’ye soktu ve partiyi ikiye böldü.
Bu RP’siz hükümet arayışı için bir operasyondu. Kısa vadede başarılı da oldu. RP de DYP de iktidardan uzaklaştı. Ama orta vadede operasyonda parmağı olan siyasi kadrolar kaybetti. Bütünüyle siyaset kurumu kaybetti. Merkez sağ çöktü, AK Parti bu siyasi enkazın üzerinde yükseldi. Bir hükümet ortağı olarak bile Erbakan’a tahammül edemeyen sistem Erdoğan’ın tek parti iktidarıyla yüz yüze geldi. Neyse bu ayrı hikaye.
Hayır, İYİ Parti’den istifalarla vaktiyle gerçek bir operasyona ve savaşa muhatap olan DYP’deki kopuşun arasında bir benzerlik yok. İYİ Parti’ye karşı ne bir savaş ilanı söz konusu, ne de operasyon çekiliyor. Siyaset dışı faktörler falan da devrede değil. Kaldı ki bugün ne İstanbul iş çevrelerinin, ne askerin, ne de medyanın bir partiye operasyon yapacak kadar etkili gücü var.
Yerel seçimlere CHP ile iş birliği yapmaksızın ‘hür ve müstakil’ olarak girme kararı medyada ağır eleştirilere ve sert ithamlara neden oldu. Bu da gayet doğal. Siyasi yorumcular gazete köşelerinde ve ekranlarda parti politikalarını istediği gibi yorumlayabilir. Eleştirinin dozu da kaçabilir. Siyasi arenaya çıkan buna hazır olacak.
İYİ Parti’de hiç kimse medya eliyle veya eleştirilerin etkisiyle istifa etmiyor. Başka politik gerekçeleri var. Bunlar da sır falan değil. Her şey şeffaf biçimde herkesin gözü önünde yaşanıyor. Benim anlayamadığım partisini ‘millet ittifakına’ göre yapılandıran ve isimlendiren Akşener’in seçimlere ‘hür ve müstakil’ girme kararının bu sonuçları doğuracağını hesap edememesi…
Böyle bir kararın partide depreme sebep olacağını bilmek için politika üstadı veya siyasi tecrübe sahibi olmak gerekmiyor. Normal bir siyasi anlayışı taşımak ve bir metre ötesini görebilmek yeterli sizin anlayacağınız. Ferasetli ve uzun görüşlü olmak şart değil yani. Bu kararı alırsan sonucu bu olur. ‘2 artı 2 dört eder’ gibi çok basit ve sıradan bir formül bu. Sapılan yol başka yere çıkmaz ki… Yolun başında ‘sonu uçurum’ diye yazıyor zaten. Ben istifalara şaşıranlara şaşırıyorum.
İlla ‘operasyon ve savaş ilanı’ gibi kavramlarla izah etmek gerekirse şu tespit daha doğru, daha gerçekçi ve sağlıklı olur: ‘İYİ Parti’ye operasyon yapan bizzat Genel Başkanı Meral Akşener’dir. Bütün istifaların sorumlusu odur. Bile bile bu yola girmiştir. İYİ Parti’nin geleceğini kurtarma iddiasıyla bugününü mahvetmiştir. Gelecek de garanti değildir. Pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştur’.
Politik sebeplerden bağımsız olarak CHP ve İYİ Parti’de yaşananlara benim başka izahım da var. Her türlü avantaj ve kozlar ellerinde olmasına rağmen 14-28 Mayıs seçimlerini AK Parti’ye altın tepsi içinde hediye eden CHP ve İYİ Parti’ye sandığın ve tarihin lanetidir bu. Boş kaleye gol atamayan oyuncuların maç kazanması mümkün mü? Basiti yapamayanın zoru aşması mümkün mü? Değil elbette. İki parti de ağır yenilgiye rağmen oralı olmayan seçimin bedelini ödüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu koltuğunu kaybetti. Sebebi bu. Kendi seçtiği delegeler kurultayda kırmızı kartı gösterdi ve oyun dışı bıraktı. Gelenin değil gidenin hikayesi bu.
Umutlandırdıkları halk tabakaları kan ağlarken İYİ Parti’nin bu süreci hasarsız, yara almadan atlatabilmesi mümkün mü? Sandığın lanetinin İYİ Parti’ye dokunması olası mı? Meral Akşener politik manevralar ve siyasi cambazlıklarla kendisini sorumluluk sahasının dışında tutmaya çalışsa da vebali Kılıçdaroğlu’ndan daha az değil. Belki daha fazla.
Milliyetçi tabanı konsolide edemedi. MHP’nin oyları arttı, Zafer Partisi’nin adayı Sinan Oğan yüzde 5 gibi herkesi şaşkına çeviren oy oranı yakaladı. Akşener’in milliyetçi kitleyi Millet İttifakı’na taşıması beklenirdi. Saadet, Deva gibi partiler muhalefet blokuna daha fazla katkı verdi. AK Parti’nin oyları yüzde 35’lere 2002 seviyesine geriledi. Seçim yenilgisinin temel nedenlerinden biri ve en önemlisi kendisinin ‘kumar masası’ dediği ‘halkın umut masasına’ vurduğu tekmedir. Ne neden gittiği anlaşılabildi, ne de neden döndüğü… Gerekçelerini temellendiremedi. Bunun bir bedeli olmayacak mı? Var ve şu an yaşanmakta… CHP’deki kırılma, İYİ Parti’deki çözülmenin nedeni bu.
İYİ Parti’yi milletin ahı ve sandığın laneti tuttu… Meral Akşener’i daha karanlık ve zor günler bekliyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***