(Serbest Görüş) – HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden CHP’ye ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı İmamoğlu’na gönderme yaparak, “Biz oylarımızı son Cumhurbaşkanlığı seçiminde ana muhalefet partisine verdik. ‘Oyunu ver ama bizimle fotoğraf verme, oyunu ver ama bize sorma.’ Biz oylarımızı ‘AKP kaybetsin’ diye verdik. Bir Kürt imamı Büyükşehir Belediyesi’nde çalışırken gözaltına alındığında ona sahip çıkılsın diye verdik. Yargılanmayan, soruşturmaya uğramayan tek bir Kürt var mı? Bir imama dahi sahip çıkmayan bir anlayışa niye oylarımızı verelim?” diyerek yüklendi.
Seçime kendi adaylarıyla katılma kararlarının “AKP ile anlaştı” diye yorumlandığını ancak bu yorumun yanılgı olduğunu söyleyen Bakırhan, “kazan kazan” politikasını benimsediklerini söyleyerek, “Biz buradayız. Bizimle birlikte başta İstanbul ve ilçeleri olmak üzere Türkiye’de bu yerel yönetimleri yönetmek isteyenler varsa kapımız açıktır. Kimsenin bize rota belirlemeye, yol göstermeye haddi yok” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Okmeydanı bulunan Labella Salonu’nda 31 Mart 2024’te yapılacak olan yerel seçimlere ilişkin halk buluşması gerçekleştirdi. Yerel seçimlere ilişkin konuşan Bakırhan, bu seçimlerde farklı yol ve yöntem izleyeceklerini söyleyerek, “Kürtlerin emekçilerin, ezilenlerin yoksulların bulunduğu her ilde, ilçede, beldede iradelerinin yönetimlere yansıdığı yani kazan kazan politikasını izleyeceğimizi bir kez daha siz değerli haklarımızla paylaşmak istiyorum. Biz bir eğilim belirledik. Dedik ki, Türkiye’nin her yerinde kendi adaylarımızla girme eğilimimiz var” dedi.
‘SANKİ BİZ DOĞUŞTAN BERİ OYUMUZU ONLARA VERMEK ZORUNDAYMIŞIZ’
Bakırhan, şöyle devam etti: “Biz oylarımızı son Cumhurbaşkanlığı seçiminde ana muhalefet partisine verdik. Oyunu ver ama bizimle fotoğraf verme oyunu ver ama bize sorma. Sanki biz doğuştan beri oyumuzu onlara vermek zorundaymışız gibi büyük bir yanılgı içindedirler. Biz oylarımızı AKP kaybetsin diye verdik ama demokrasi kazansın diye verdik emekçiler kazansın diye verdik. Bir Kürt imamı Büyükşehir Belediyesinde çalışırken gözaltına alındığında ona sahip çıkılsın diye verdik. Yargılanmayan soruşturmaya uğramayan tek bir Kürt var mı? Bir imama dahi sahip çıkmaya bir anlayışa niye oylarımızı verelim. Dolayısıyla bizim bu eğilim sonrası çeşitli manipülasyonlar yapanlar AKP ile anlaştı diyenler bize rota belirleyenler yol çizenler büyük yanılıyorlar.”
‘BİZİMLE İSTANBUL’U YÖNETMEK İSTEYENLER VARSA KAPIMIZ AÇIK’
“Başta İstanbul olmak üzere her yerde kendi adaylarımızı çıkarma eğilimindeyiz. Bu işbirliği güç birliği yapmayacağımız anlamına gelmiyor. Ama bu işbirliği kapalı kapılar arkasında olmayacak. Bu işbirliği sizlerden kaçırılmayacak kamuoyundan gizlenmeyecek. Biz buradayız, bizimle birlikte başta İstanbul ve ilçeleri olmak üzere Türkiye’de bu yerel yönetimleri yönetmek isteyenler varsa kapımız açıktır, buyurur açık kamuoyu karşısında konuşuruz. Bizim Türkiye haklarından saklayacak hiçbir şeyimiz yoktur. Bundan sonraki politikamız budur. Niye her dönem bu kadar bedel ödemiş bu kadar emek vermiş bu hareket bu birbirine benzer iki blok arasında seçim yapın.”
‘KİMSENİN BİZE ROTA BELİRLEMEYE HAKKI YOK’
“Birisini 100 yıldır Kürtler buradaki halklar ve inançlara uyguladığı baskı politikalarından tanıyoruz. Diğerini de son 21 yıldır bizim üzerimizden estirdiği zulüm politikalarıyla tanıyoruz. Dünyanın neresinde bir partinin eş genel başkanları belediye başkanları milletvekilleri yöneticileri içeridedir. Kürt olunca emekçiler olunca, Aleviler olunca halklar olunca, gençler olunca sözünü sakınan birbirine yakın siyaset yapan bu iki blok arasında seçim yapmak zorunda değiliz. Kimsenin bize rota belirlemeye, yol göstermeye haddi yoktur. Bu hareket 40 yıllık büyük emekler ve bedellerle bugüne geldi. Biz kendi özgücümüze güveniyoruz kendi irademize güveniyoruz. Yeri geldiğinde kendi adaylarımızla yeri geldiğinde açık şeffaf bir işbirliğiyle seçimlere de gideriz ittifak da yaparız. Ama kesinlikle biz artık eski biz değiliz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***