Gazeteci Müyesser Yıldız, 15 Temmuz’la ilgili bir programda konuşacağı belirtilen dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Emekli Korgeneral Zekai Aksakallı’ya önemli sorular yöneltmişti.
Müyesser Yıldız, kendi adını taşıyan internet sitesinde kaleme aldığı ‘Zekai Aksakallı’ya Sorular’ başlıklı yazısında 15 Temmuz’la ilgili 7 yıldır cevap aranan soruları ardı ardına sıraladı.
Ancak Aksakallı‘nın sorulara cevap veremediği görüldü.
Yıldız’ın Aksakallı için hazırladığı sorular şu şekildeydi:
1- Her yıl Ağustos’ta yapılan kursiyerlerin mezuniyet töreni neden 14 Temmuz’a alındı? Hulusi Akar törende yaptığı konuşmada neler söyledi? Törenden sonra düzenlenen yemekte Akar ve Hakan Fidan geç saatlere kadar baş başa ne görüştü? Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler, Akar ayrılmadan neden gitti? Akar da ayrıldıktan sonra siz Hakan Fidan’la ne konuştunuz?
2- 15 Temmuz günü siz de Genelkurmay’daki terörle mücadele toplantısına katıldınız. Öncesinde darbe bildirisinin altında ismi olan Mehmet Partigöç’ün odasına uğrayıp, buradan Ankara’ya gelecek olan Semih Terzi’ye nakliye uçağıyla gelmesi mesajı gönderdiniz mi? Yani o gece Terzi’nin Ankara’ya geleceğinden haberiniz var mıydı?
3- Genelkurmay’daki terör toplantısı sırasında MİT’ten gelen bilgi üzerine Yaşar Güler’in toplantıdan çıkmasından sonra Karargâh’ta yaşanan hareketliliği merak edip araştırdınız mı? Veya birbirinize çok güvendiğiniz bilinen Yaşar Güler, gelişmelerle ilgili size bilgi verip ÖKK’da alınacak tedbirlere ilişkin uyarıda bulundu mu?
4- Genelkurmay’daki hareketliğe rağmen Orduevi’ndeki düğüne gidip bazı şeylerden kuşkulanmanız üzerine buradan ayrıldıktan sonra, sizi derdest etmek üzere yolunuzu kesen, KKTC’den Ankara’ya tayini çıkmış ve normalde Ağustos’ta yeni görevine başlaması gereken Kurmay Albay Fatih Yarımbaş’ın bir hafta önceden ilişiğini kesip Ankara’ya gelmesini isteyen kimdi?
5- “Gece boyunca Başbakan, İçişleri Bakanı, MİT Müsteşarı, Müsteşar Yardımcısı, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı ve bazı valiler ile Türkiye genelinde F..’cü olmadığından emin olduğum komutanlar ile görüşerek, darbeye karşı mücadeleyi koordine ettik.” diyorsunuz. Peki, “F..Ö’cü ve darbeci” olduğunu bildiğiniz, o sırada halen Silopi’de olan, size doğrudan bağlı Semih Terzi’nin durumunu hiç mi merak etmediniz? Silopi’de ya da Diyarbakır’da güvendiğiniz hiçbir komutan veya emniyetçi yok muydu ki, Terzi’nin etkisiz hale getirilmesi talimatı vermediniz?
6- Velev ki, Terzi’nin Diyarbakır’dan hareket ettiğini, uçağı kalktıktan sonra öğrendiniz. Uçağın ineceği Ankara Etimesgut’taki Hava Alay Komutanlığı’na, Terzi’nin ÖKK’ya gidişini engellemek üzere neden bir ekip göndermediniz veya kimseden yardım istemediniz? Bu arada, Semih Terzi’nin askeri nakliye uçağıyla geldiği dikkate alındığında; MİT’in ihbarı üzerine hava sahasını kapatan ve tüm uçuşları durduran Genelkurmay’ın, ilerleyen saatlerde önce Solo Türk’ün, ardından nakliye uçaklarının uçuşuna izin vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Keza Terzi’yi Etimesgut’tan ÖKK Karargâhı’na götüren pilotlar yargılanıp hapis cezasına çarpıtırılırken, Diyarbakır’dan Ankara’ya getiren pilotlar hakkında hiçbir işlem yapılmamasının sebebi nedir?
7- 15 Temmuz gecesi arayıp Karargâh’ın işgâl edildiğini ve evde olduğunuzu söylediğiniz, dönemin Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı İsmail Metin Temel’in size, “Karargâha dön” dediği, sizin de, “Karımı teskin ediyorum.” cevabını verdiğiniz doğru mu?
8- ÖKK Harekât Merkezi’nin, sözde darbe görevlendirme emrinin geldiğini bildirmesinden sonra onlara talimatınız ne oldu? ÖKK’ya tüm giriş çıkışları durdurmalarını ve general dahi gelse kimsenin alınmamasını istediniz mi? Eğer öyleyse; içeridekilere bu emri verdikten sonra size bağlı kimi komutanları ÖKK’ya gönderip Karargâh’ı kurtarmalarını istemeniz, kimin suçlu kimin suçsuz olduğu bilinmeden büyük çatışmalara yol açacak bir çelişki değil miydi?
9- Semih Terzi ile aranızda özellikle ÖSO’cuların eğitimi, Barzani’yle ilişkiler ve akaryakıt kaçakçılığı konusunda görüş ayrılıkları var mıydı? Semih Terzi, bölgede yaşanan kimi olaylar hakkında Genelkurmay’a sizin de aleyhinize olacak mesajlar göndermiş miydi?
10- Şehit Ömer Halisdemir tarafından vurulunca yaralı olarak GATA’ya götürülen Semih Terzi’nin burada etkisiz hale getirilmesi için talimat verdiniz mi? Eğer öyleyse bu önemli ismin yaralı olarak ele geçirilmesi daha iyi olmaz mıydı?
11- Semih Terzi’nin cep telefonunda darbeye ilişkin çok sayıda mesaj bulunduğu açıklandı. Peki Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bu cep telefonu üzerinde yaptığı inceleme sonucunda, mesajların Terzi’nin ölümünden sonraki saat ve tarihlerde yüklendiği yönünde rapor verdiğinden haberiniz oldu mu?
12- İfadelerinizde ve röportajınızda “F..Ö”cü olduğunu vurguladığınız iki eski albay Fırat Alakuş ile Fatih Yarımbaş’a sicil amiri olarak 100 tam puan verdiniz mi?
13- Semih Terzi’yle birlikte Ankara’ya gelen koruma timinde yer alan, Ömer Halisdemir’e son ateşi açan kişi olarak bilinen ve darbe teşebbüsünü öğrendikten sonra sizden aldığı talimatlarla ÖKK’dakileri etkisiz hale getiren eski üsteğmen Mihrali Atmaca’yı ertesi gün Karargâh’â gittikten sonra alnından öpmemiş olsanız bile, sonraki 15 günde Atmaca ve arkadaşlarını koruma olarak görevlendirdiniz mi?
14- “F..’cü ve darbeci” olduğu iddiasıyla gözaltına alınan ÖKK personeli emniyet güçlerine teslim edilmeden önce 15 gün boyunca “mülakat”tan geçirildi mi? Bu “mülakatlar” hangi şartlarda gerçekleştirildi?
15- ÖKK’daki silahların tümünün balistik incelemesi yapıldı mı?
16- Emir Astsubayınız Makbul Uluğ’un mahkemede söylediği gibi, ÖKK’daki o geceye ait görüntüleri ilk olarak siz mi izlediniz? Savcılığa verilmeden önce bu görüntülerde herhangi bir ayıklama yapıldı mı?
17- 15 Temmuz’dan sonra Genelkurmay’ın güvenliğini de siz sağladınız ve “ele geçen kamera kayıtlarının” ham ve akar halini de ilk siz izlediniz. Özellikle 15 Temmuz’da Komutan katında yaşananlara ilişkin neler gördünüz? Ayrıca Savcılık ve Mahkemelere bu görüntüler de tam haliyle mi gönderildi?
18- 15 Temmuz’da ÖKK’da yaşananlar dört ayrı dava halinde görülürken, aynen Hulusi Akar ve Yaşar Güler gibi, neden hiçbir mahkemeye gidip sanıklar ve avukatların huzurunda beyanda bulunmadınız da talimatla ifade vermeyi tercih ettiniz?
19- Bir ifadenizde, “TSK’da kriz ve olağanüstü durumlarda ilk haber alınır alınmaz ‘Personel kışlayı terk etmesin.’ emri verilir. Birlik komutanları kışlalarında mesaiye devam eder. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural 15 Temmuz 2016’da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır. Uygulansaydı darbe girişimi baştan açığa çıkardı.” diyerek bir anlamda Hulusi Akar’ı eleştirmiştiniz. Hâlâ aynı görüşte misiniz?
20- Gerek TSK’daki “F..Ö” yapılanması, gerekse 15 Temmuz’a ilişkin komutanlarınızı suçladığınıza göre; haklarında en azından “görevi ihmalden” suç duyurusunda bulunmayı düşünüyor musunuz?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***