AHMET KARABAY | HABER YORUM
Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılara kalkışmasından bu yana Ortadoğu yeni bir döneme girdi. İktidardaki İslamcı partinin tavrının ne olacağı kestirilmesine rağmen yine de merakla bekleniyordu. Bu merak savaşın başlamasından birkaç gün sonra gazeteci Metin Cihan tarafından giderildi. En net bilgi ise Ticaret Bakanı Ömer Bolat’tan geldi. Bunun için İslamcı kabinenin en İslamcı bakanlarından olan Bolat, büyük bir teşekkürü hak ediyor.
Filistinlilerin kendi topraklarından kazınıp atılmasının fitilini ateşleyen Hamas’ın 7 Ekim saldırılarını hâlâ bir zafer gibi gören, Türkiye’de bazı mankurtlaşmış İslamcılar var. Bunlar efendileri tarafından önlerine konulanı kemirip yukarıdan söylenenleri tekrarlama yoluna gidecekler. Onun için bu bahsin kapağını hiç açmıyorum.
Metin Cihan’ı sadece sosyal medyadaki paylaşımlarından tanıyorum. Kanımca gazeteci yokluğunun yaşandığı Türkiye’de son dönemde bu sıfatı şerefiyle taşıyan biri. Üstelik de yurttaş gazeteciliği yaparak kazandı.
Onu ilk 2015’teki Diyarbakır Hendek olayları sırasında attığı tabloyu yansıtan paylaşımlarıyla tanımıştım. Sonra Cihan, 2018’de Giresun’da evinin önünde yaralı bulunan ve kaldırıldığı hastanede can veren Rabia Naz olayı ile AK Partili Nurettin Canikli bağını ortaya koyup ülke gündemine taşımasıyla vicdanlarda yer etti.
Metin Cihan esas haberciliğini İsrail-Hamas çatışması sırasında ortaya koydu. İsrail zulmü altında yok olan Filistinliler için kendisinin ne yapabileceğini düşünürken araştırmaya koyuldu. İsrail ile ticaret yapmaya devam edenleri araştırırken bir de ne baksın, tüm ihracatçı firmaların ve armatörlerin, hiçbir şey olmamış gibi sevkiyatlarına sürdürdüklerini görüyor.
Kimlerin mal taşıdığını araştırdığında ise gemilerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Burak Erdoğan’a, Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’a ve bilinen AK Parti yöneticilerine ait olduğu karşısına çıkıyor.
İktidar cenahından yalanlamaya kalkışıldığında Metin Cihan açık kaynak olan Marinetraffic’ten aldığı daha fazla detayları paylaştı. Türkiye’deki limanlardan günde kaç geminin kalktığını, gemilerin isimleriyle kadar tek tek sıraladı.
Çatışmalar ikinci ayını doldurduğunda, “Gazze’ye saldırı sürerken İsrail’e 400 gemi yolladık. 4.000.000 ton sevkiyat yaptık. İsrail uçağına yakıt, askerine kıyafet, silahına parça sağladık. Filistinliye de hamdolsun dualarımızı yolladık.” diye yaşananları özetledi.
İktidardakiler yalanlamayı başaramayınca bu kez hep yaptıkları yönteme başvurdular. “Siyasetin köpeği olan hukuku” devreye sokarak gemi trafiğine yönelik paylaşımlarını internetten sildirdiler.
KÜRSÜDEN SÖYLEDİKLERİ SP’Lİ HASAN BİTMEZ’İN HAYATINA MAL OLDU
Metin Cihan’ın günlerdir ortaya koyduğu belgeleri, Saadet Partili (SP) Hasan Bitmez Meclis kürsüsüne taşıdı. Sonrasında kürsüde fenalaşıp can verecek olan SP’li Bitmez, Erdoğan’ın 28 Ekim’de insanları mitinge çağırırken oğluna ait geminin yükünü tutup Akdeniz’de İsrail’e doğru yol aldığını söyledi.
Erdoğan’ın İsrail’e gemi, Filistin’e dua gönderdiğini dillendiren sadece Türkiye’deki muhalefet değildi. İsrail’e 2006’daki savaşta tarihinde ilk kez yenilgi yaşatan Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah da benzeri yaklaşım içindeydi.
Nasrallah’ın kendi İngilizce hesabından yayınladığı bir karikatür Türkiye’de pek gündeme gelmedi. Erdoğan, perde önünde İsrail Başbakanı Netanyahu’ya saydırırken perdenin arkasında başka bir Erdoğan vardı. Arka plandaki Erdoğan ise Irak Kürdistan’ından aldığı petrolü İsrail tanklarına yakıt ikmali yapıyordu.
Hasan Nasrallah, daha sonra Erdoğan ile ilgili yeni bir paylaşım yaptı. Elinde Filistin bayrağı olan üzgün bir maske taşıyan Erdoğan’ın başka bir yüzünü gösteriyor. Yakasında İsrail bayrağı, alnında Davut Yıldızı yanaklarında ise İsrail renkleri taşıyan biri olduğu resmediliyor. Not olarak da, “Medyada Filistin’e desteğini perde arkasında gösteren, İsrail’le her türlü anlaşma ve faaliyette bulunan herkes, tanımı gereği ikiyüzlüdür” ibaresi düşülmüş.
İHRACATIN ŞAMPİYONLARINDA DEVLET ŞİRKETİ VAR MI?
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ortaya konulan bunca belgelerin yalanlanamayacağını görünce farklı bir görev üstlendi. Düşünen beyinleri ve dış dünyayı buna inandırabilme imkanı yoktu. Ortaya konulanları yalanlamak da mümkün olamadı. Kendi yandaşlarına savunacakları malzeme vermeye kalktı.
Önce Aljazeera’nin Arapça versiyonu için gazeteci Kemal Öztürk’e 13 Aralık’ta verdiği röportajda İsrail ile ticaretin devam ettiğini, “iki ülke ticaretinde yüzde 50’den fazla düşüş” olduğunu dile getirirken itiraf etmiş oldu. “İsrail ile ticaret yapan devlet şirketi yok” diye de “gel beni inandır” diyen kesime malzeme verdi.
Bakan Bolat, konuyla ilgili tartışmalar bitmek bilmeyince dün de Meclis Genel Kurulu’nda İsrail-Türkiye ticaret ilişkilerine ilişkin yeni bir açıklama yapma gereği duydu. 7 Ekim’den bu yana iki ülkenin ticari ilişkilerinde yüzde 48’lik bir azalma olduğunu belirterek, Aljazeera’daki röportajda söylediği noktaya dikkat çekti: “Ülkemizden İsrail’e mevcut ticaretin büyük kısmını devlet şirketleri değil uluslararası özel şirketler gerçekleştirmektedir. Türkiye’den İsrail’e ihracatımızın yüzde 31’ini Türkiye’de doğrudan yatırım yapmış uluslararası firmalar yapmaktadır.”
Bolat, “Devlet yapmıyor, özel sektör yapıyor.” derken tam devekuşu politikası uyguluyor. Her ay Türkiye’nin ihracat rakamlarını övünerek ve sahip çıkarak açıklayan Bolat, İsrail’e ihracat tartışılmaya başlanınca bu kez özel sektörü ve uluslararası şirketleri dışlayıp kapının önüne koydu.
Ömer Bolat, benzeri tutumu ithalat için de takınıyor. Eskiden uluslararası oynanan maçı anlatan spor spikerleri, Türk takımının oyuncuları daha orta sahayı geçince gol olacakmış gibi heyecanla anlatıp izleyicinin adrenalini yükseltirdi. Rakip takım gol attığında ise sanki önemli bir pozisyon bile olmamış gibi gol bilgisini verirlerdi. Bolat da ihracatı anlatırken büyük bir coşku ve sahiplenme ile paylaşıyor. İthalatı ise başkaları yapmış gibi görmezden geliyor.
Bakalım Ömer Bolat’ı önümüzdeki aylarda ihracatta da devlet şirketleri ve özel sektör diye bir ayrım içinde görecek miyiz?
Ömer Bolat, Haziran ayında geçen yılın ihracat şampiyonlarına ödül dağıttı. Haziran ayında 2022 yılı “Türkiye’nin İhracat Şampiyonları” ödül töreni yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, en çok ihracat yapan 10 şirkete ödüllerini verdi.
1 Ford Otomotiv Sanayi (FORD OTOSAN)
2 Türkiye Petrol Rafinerileri (TÜPRAŞ)
3 SOCAR Türkiye
4 Toyota Otomotiv Sanayi
5 Kibar Dış Ticaret (Hyundai)
Listeyi uzatıp gidersek takip eden sıralarda Vestel, Arçelik, TOFAŞ ve Renault var. İlk 10 içinde bir tane bile kamu kuruluşu yok. İlk 5’in dört tanesi de uluslararası şirket. Yani Türkiye’de üretimi de ithalatı da ihracatı da özel şirketler yapıyor.
Buraya kadar Bakan Bolat’ın bakış açısındaki tutarsızlığı anlatmaya çalıştım. Bakan bir konuda ise açıkça gerçekleri saptırıyor. Alışılmış dille söylemek gerekirse yalan söylüyor.
Türkiye’den ihraç edilen malların Filistin’e gittiğini, Filistin’in kendi gümrüğü olmadığı için İsrail üzerinden gitmiş gibi işlem yapıldığını söylüyor. Türk limanlarından giden malların tamamı İsraillilere gidiyor. İsrail Refah sınır kapısından izin vermediği sürece Gazze’ye bir damla su bile göndermek mümkün olmuyor.
Eğer Bakan Bolat’ın söylediği gibi olsaydı, bırakın öteki malları Türkiye bütün dünyada en insani ihtiyaç olan ilaç yardımını Mısır üzerinden yapmaya kalkmazdı. İlaca izin vermeyen İsrail, ticari ürüne izin verecek öyle mi?
22 Ekim’deki ilaç yardımını Mısır üzerinden ulaştırmaya çalıştıklarını bizzat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıkladı. Yardımın duyurulması için de Türkiye’den gazeteciler götürüldü.
Ayrıca Bakan Bolat, İsrail ile ticaretin 7 Ekim’den bu yana yüzde 48 azaldığını söylüyor ama bizzat devletin yayınladığı istatistikler azaldığına ilişkin bir veri ortaya koymuyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın konteyner veri istatistikleri, konteyner bazında ticaretin azalmadan devam ettiğini gösteriyor.
Türk limanlarından yılın ilk ayında 32 bin konteynır yüklenirken bu yaz aylarında 200 binleri buluyor. Savaşın başladığı Ekim ayında 279 bini aşıyor, Kasım ayında ise 300 bin rakamını deviriyor. Benzeri bir seyir ithalatta da kendini gösteriyor.
Önümüzdeki günlerde Ankara’nın talebi üzerine İsrail liman bilgilerini gizlemeye başlayacak. Nitekim İsrail’de yayınlanan Globes gazetesi, önceki gün İsrail Milli Güvenlik Konseyi’nin kararıyla limanlara talimat gittiğini duyurdu. Artık giriş ve çıkış verileri internet sitesinde yer almayacak.
O tarihten sonra da Beştepe Sarayı’nın üflediği rakamlar kamuoyuna gerçek gibi yansıtılacak. Aksini ortaya koymaya çalışanlar devlet sırrını ifşa etmekten gözaltına alınacak.
İsrail ile ballı ticaret tam gaz devam ederken, mankurtlar sokaklara Coca-Cola dökerek Starbucks basıp insanları tehdit etmeye devam ederek toplumun gazını almış olacaklar.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***