(Serbest Görüş) – Bu yılki bilimsel araştırmalar, daha önceden tam olarak anlaşılamayan olaylara ışık tuttu.
ABD’nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN, araştırmacıların bu yıl sırrını çözdüğü 6 olayı yazdı.
Bakır Çağı’nda anaerkil toplumlar vardı
Bilim insanlarının temmuzda yayımladığı çalışmada, eski Avrupa’da olası bir anaerkil toplumla ilgili bulgular tespit edildi.
2008’de İspanya’nın güneybatısında gün yüzüne çıkarılan, Bakır Çağı’ndan kalma gösterişli bir mezarlığın, eskiden varsayıldığı gibi genç bir erkek hükümdara değil, bir kadına ait olduğu anlaşıldı.
Sevilla Üniversitesi ve Viyana Üniversitesi’nden araştırmacıların yürüttüğü çalışma, kadınların MÖ 2900 ve 2650 arasında Avrupa’nın Bakır Çağı toplumunda liderlik pozisyonlarında yer aldığını gösterdi.
Antik Roma mermerlerinin dayanıklılığının sırrı
Antik Roma’da kullanılan mermerlere dayanıklılığını veren malzemenin “kireç parçası” diye adlandırılan beyaz maddeler olduğu anlaşıldı.
Araştırmacıların sonuçlarını ocakta paylaştığı çalışmada, İtalya’nın Lazio bölgesindeki Privermo komününde Roma İmparatorluğu’na ait 2 bin yıllık mermer kalıntıları incelendi. Söz konusu parçaların, mermerlerde oluşan çatlakların zamanla kendiliğinden kapanmasını sağladığı ortaya çıktı.
Buz adam Ötzi’nin asıl görünüşü
Avusturya-İtalya sınırındaki Ötztal Alpleri’nde buzulların içinde 1991’de bulunan buz adam Ötzi’nin dış görünüşüne dair bilgiler, ağustosta yayımlanan çalışmayla değişti.
Bilim insanları, Ötzi’yi saçı ve sakalı olan soluk tenli bir erkek şeklinde tasvir ederken, son çalışmadaki DNA analizi buz adamın aslında koyu tenli ve kel olduğunu gösterdi.
20 bin yıllık kolyenin sahibi ortaya çıktı
Araştırmacılar, Sibirya’da yontma taş devrinden kalma bir kolye parçasında insan DNA’sı tespit etti.
Bilim insanları tarih öncesi bir nesneden DNA almayı sağlayan yeni metodu ilk kez bu çalışmada kullandı.
Mayısta yayımlanan çalışmada, Altay Dağları’ndaki Denisova mağarasında bulunan kolye ucunun, yaklaşık 2 santimetre uzunluğunda, üzerinde kolye olarak kullanılması için delik açılmış bir geyik dişi olduğu anlaşıldı.
Antik dönemden kalma parşömenin esrarı
Yaklaşık 2 bin yıl önce Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla eski Roma şehri Herkulaneum’daki 1000’den fazla değerli parşömen küle dönmüştü.
Ancak ABD’deki Nebraska Üniversitesi’nden bilgisayar bilimi öğrencisi Luke Farritor, yapay zekanın yardımıyla parşömen kalıntılardaki bir kelimeyi okumayı başardı.
Kentucky Üniversitesi’nin başlattığı yarışmaya katılan Farritor, parşömen kalıntısında “mor” anlamına gelen Yunanca “porphyras” kelimesini deşifre ederek 40 bin dolar kazandı.
Mumya tarifi
Bilim insanları, antik Mısırlıların ölüleri mumyalamak için hangi maddeleri ve karışımları kullandığını belirledi.
Mısır’ın tarihi Sakka bölgesindeki mumyalama atölyelerinde bulunan kalıntıları inceleyen araştırmacılar, mumyalama işlemlerinde ardıç, selvi ve sedir gibi bitki yağlarının yanı sıra fıstık ağaçlarından elde edilen reçineler, hayvansal yağlar ve balmumu kullandığını tespit etti.
Bilim insanlarına göre bu malzemelerle hazırlanan karışımlar, cesetlerin yağlanmasına ve kötü kokuların azaltılmasına ek olarak enfeksiyon riskini ve çürümeyi önlemek amacıyla hazırlanıyordu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***