Pençe-Kilit Harekât bölgesinde son günlerdeki çatışmalardan sonra Diyarbakır’da konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Kürt meselesinin demokratik yollarla çözülmesi için elimizden gelen bütün sorumluluğu üstlenmeye hazırız” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Gençlik Meclisi’nin Diyarbakır’da düzenlenen birinci Olağan Kongresi’nde konuştu. Bakırhan, konuşmasında Irak Kürt Bölgesi’nde meydana gelen ve 12 askerin yaşamını yitirdiği çatışmaya değindi.
Türkiye’de 40 yıldır çatışma yaşandığına vurgu yapan Bakırhan, ölenlerin yoksul ailelerin çocukları olduğunu söyledi. Kürt sorununun çözümü için sorumluluk almaya hazır olduklarını belirten Bakırhan, kayıpların ardından DEM Partisi’ni hedef alan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a seslendi. Bakırhan, “Siz çatışmaların bitmesini istiyor musunuz? Siz gençlerimiz yaşamını yitirmemesini istiyor musunuz? Buna çok emin değiliz. Her yaşamını yitiren gençlerden sonra demokratik mücadeleye, demokratik siyasete, Kürtlere, partimize dönük ırkçı, saldırgan ve gerçekten kabul edilemez hakaretler yapanlara sesleniyoruz: 500 yıl önce bir kitabın başlığında aynen şöyle yazıyordu; ‘tatlı gelir yaşamayana savaş.’ Ümit Özdağ’a tatlı gelir çünkü çocuğu savaşın ve çatışmanın içinde değil. Irkçı, milliyetçi, faşist çevrelere bu savaş tatlı gelir, çünkü onların canı yanmıyor, yoksulların canı yanıyor” dedi.
‘Yeniden Çözüm Süreci’ çağrısı
Bakırhan, 2013 yılında hayata geçirilen çözüm sürecine de vurgu yaparak, yeni bir çözüm süreci çağrısında bulundu. DEM Parti’nin sorumluluğunu yerine getirmeye hazır olduğunu ifade eden Bakırhan şunları söyledi: “Diyarbakır’dan Türkiye halklarına, Türkiye’deki iktidara devlet aklına sesleniyoruz; bir daha bir genç yaşamını yitirmesin. Var mısınız? Varsanız buyurun Kürtler hazır. Varsanız, buyurun İmralı’ya, buyurun Sayın Öcalan’a. 2015 yılında Türk ve Kürt gençleri yaşamını yitirmesin diye, Kürtler eşit yurttaşlar olsun diye, bu topraklarda kardeşçe birlikte yaşayalım diye bir irade ortaya çıktı. Hadi buyurun hodri meydan; tekrar sizi diyaloğa, müzakereye, Kürt sorunun demokratik çözümüne davet ediyoruz. Bu konuda DEM Parti’ye, vekillerimize, halkımıza karşı üzerimize düşen sorumluluğumuzu da layıkıyla yerine getireceğiz.”
“Türkiye toplumunun yüzde 80’inin barıştan yana, Kürt meselesinin demokratik yollarla çözüleceğine inandığını biliyoruz” diyen Bakırhan, toplumun huzurdan yana olduğunu ifade ederek, “Bu ülkede savaşı isteyenler Türkiye’nin 800 milyar dolarını çarçur edenlerdir. Bu ülkede savaş isteyenler, bu savaştan rant elde edenlerdir, ihale alanlardır, çocukları çürük raporu alanlardır, çocukları parayla askerlik yapanlardır, kombisini açanlardır” diye konuştu.
Gençlere, ülkenin batısındaki gençlere ulaşması çağrısı yapan Bakırhan, “Bu çalışmalarınızı sadece Kürdistan’da değil, Trakya’da, Karadeniz’de, İç Anadolu’da, Akdeniz’de de Türk gençlerine, Kürt olmayan gençlere, bu meseleyi bilmeyenlere ya da bu mesele konusunda ırkçı, faşizan duygulardan etkilenerek karşı noktada duranlara ulaşın. Siz örgütlenin ki Türkiye halkları kimin savaş, kimin barış istediğini bilsin. Siz örgütlenin ki kim savaştan, kim barıştan yanadır bütün dünya duysun” şeklinde konuştu.
Tehdit iddialarına yanıt
Bakırhan’ın partisinin Tunceli İl Kongresi’ne yaptığı konuşmanın bazı medya kuruluşları tarafından ‘tehdit’ olarak yansıtılması üzerine DEM Parti’den açıklama geldi. Açıklamada, Bakırhan’ın konuşmasında ölüm siyasetine karşı yaşamı savunduğu dile getirilerek, “Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan’ın Dersim İl Kongremizde yaptığı konuşma bağlamından koparılarak, çarpıtılmıştır. Eş Genel Başkanımızın ifade ettiği Kürt sorununun çözümsüzlüğünün çatışmalara, can kayıplarına ve krizlere sebep olduğu gerçeğidir” görüşlerine yer verildi.
Bakırhan’ın konuşmasında şunları söylemişti: “Kürt sorunu devam ettikçe Tekirdağlı da Trabzonlu da rahat olmayacak. Bakın genç insanlar yaşamını yitiriyor. Kürt sorunu devam ettikçe ne Dersim’de ne Türkiye’de huzur, umut, demokrasi olur. Hep birlikte, elbirliğiyle bugün hükümete ve devlet aklına çağrı yapmak istiyoruz: Bu gencecik çocuklar yaşamını yitirmesin. Kürtlerin, Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı anayasal güvence altına alınsın.”