HASAN CÜCÜK | YORUM
Alex Ferguson’un 1986’da göreve gelmesiyle kabuğunu kırma yolunda ilk adımını atan Manchester United, efsane teknik adam yönetiminde 1992-93 sezonundan itibaren Premier Lig’e damga vurmuştu. Sir Alex Ferguson’un 2013’te emekliye ayrılmasıyla ManU, zirveye hasret kaldı. Erik ten Hag’la yeniden çıkış yakalamak istemesine en büyük engel takım içinden geldi!
Onlarca milyon Euro ödenip kadroya katılan oyuncular hayal kırıklığının adresi oldu. Özellikle defans hattı bir türlü istikrarı yakalayamadı. Sezon başında 50 milyon Euro bedelle Inter’den transfer edilen Kamerunlu file bekçisi Andre Onana, özellikle Şampiyonlar Ligi’nde yediği hatalı gollerle taraftarın öfkesinin hedefi oldu. Belki de yıllarca United kalesini koruyan İspanyol David De Gea’nın ahı tuttu!
Alex Ferguson zirveye giden yolda aradığı kaleciyi 1991’de Danimarka’dan bulacaktı. 750 bin Euro’ya transfer edilen Peter Schmeichel, daha ilk sezonundan itibaren United kalesinin sahibi oldu. EURO 92’de Danimarka sürpriz bir şekilde Avrupa şampiyonu olduğunda, tüm dünya Schmeichel adını ezberliyordu. Schmeichel, sıra dışı kurtarışlara imza attı. Elbette klasına yakışmayan basit goller de yedi. Ancak Danimarka her zaman kalesinde güven verdi. Sir Alex’in vazgeçilmezi oldu. 1999’da Schmeichel, ‘’Artık bedenim Premier Lig’i kaldırmıyor.’’ deyip, Portekiz Ligi’nin yolunu tutmasıyla United’in kalede sıkıntılı günleri başladı.
1999-2000 sezonunda Ferguson, sezon boyunca kalede aradığı ismi bulamamanın sıkıntısını yaşadı. Birinci kaleci olarak öne çıkan Marc Bosnich 23, ikinci kaleci Raimon van der Gouw 14 maçta kaleyi korudu. Kaleci kontenjanından kadroda bulunan Massimo Taibi 4 ve Nick Culkin 1 maçta United kalesinde görev yaptı.
Temmuz 2000’de Ferguson aradığı kaleciyi bulduğunu sanıyordu. 1998 Dünya Kupası ve EURO 2000’de Fransa kupaya uzanırken, kaleyi koruyan Fabien Barthez’i 11,7 milyon Euro’ya Monaco’dan transfer etti. Özellikle Fabien Barthez gösterdiği performansla Schmeichel’in boşluğunu dolduracak isim olarak lanse edildi.
İlk yılında başarılı bir performans ortaya koyan Barthez, ikinci sezonunda yediği basit ve hatalı gollerle gözden hızla düştü. Tim Howard tarafından yedek kulübesine mahkûm edilen Barthez, çareyi 2004’te tekrar Fransa’ya dönmekte buldu. Tim Howard, güçlü fiziği ve birebir pozisyonlardaki başarısıyla göz doldurdu. Ancak Howard’ın çocukken geçirdiği Tourette sendromu psikolojik bozukluğa yol açması ve dikkat kaybına sebebiyet vermesiyle 2004-05 sezonunun ilk devresi dolmadan erken tatile çıkmasını sağladı. Roy Carrol, Howard’ın yerine kaleye geçmesine karşılık yediği hatalı goller ve yaptığı bariz pozisyon hatalarıyla M. United’in puanlar kaybetmesine yol açtı.
Temmuz 2005’te Ferguson, Fulham’dan 4 milyon Euro karşılığında Edwin van der Sar’ı United’e getirdi. Ajax’ın 1990’lı yılların ortasında Avrupa futboluna damga vuran kadronun temel taşlarından biri olan Van der Sar’ın en büyük dezavantajı yaşıydı. United’i imza attığında 35 yaşındaydı. Ancak Schmeichel sonrası kaleyi teslim edecek güvenli bir isim bulamayan Ferguson için Van der Sar’ı yaşı problem olmayacaktı. Nitekim Hollandalı eldiven 2011 yılına, yani 41 yaşına kadar United kalesini güvenle korudu.
2011’de Edwin van der Sar eldivenlerini çıkarıp futbola veda ettiğinde, Ferguson çoktan yerine geçecek ismi bulmuştu. Atletico Madrid’den transfer edilen İspanyol eldiven David de Gea için 25 milyon Euro bonservis ödendi. Ferguson çeyrek asıra dayanan United döneminde ilk kez bir kaleci için bu denli kesenin ağzını açıyordu. Gelir gelmez kaleyi devralan De Gea, Ferguson’un emekliye ayrılacağı 2013 yılına kadar kurtarışlarıyla İskoç Hoca’nın vazgeçilmezi oldu. Ferguson sonrası bozulan United çarklarından De Gea da etkilendi. Yediği gol sayısı arttı. Hatalı golleri çoğaldı.
2021-22 sezonunda 38 maçta kalesinde gördüğü 57 gol kariyerinin en kötü sezonu oldu. Buna rağmen De Gea yaptığı kurtarışlarla United’in ayakta kalan birkaç isminden biri oldu. Henüz 32 yaşında olan David de Gea, geçen sezon sonunda sözleşmesi bitti. Erik ten Hag, İspanyol file bekçisinin ‘yüksek maaşını’ gerekçe yapıp, yeni sözleşme teklifinde bulunmadı. İspanya milli takım kalesini de Unai Simon’a kaptıran De Gea, serbest kaldıktan sonra kulüp bulamadı. Suudi Arabistan Ligi’nden gelen tekliflere de yeşil ışık yakmayan De Gea, kapısını çalacak bir Avrupa kulübünü beklemeye devam ediyor.
David de Gea’yı gözden çıkaran Erik ten Hag’ın gönlündeki isim Ajax’tan öğrencisi Andre Onana’dan başkası değildi. Onana adının ezberlendiği yıl 2019 oldu. Ajax uzun bir aradan sonra Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale gelirken, Onana performansıyla göz doldurdu. Avrupa’nın önde gelen kulüplerinin transfer listesine üst sıralardan giren Kamerunlu eldiven, 2021-22 sezonunda yasaklı madde kullanmaktan 9 ay futboldan menedildi.
Sezonun bitimiyle bedelsiz olarak İtalyan devi Inter’e transfer oldu. Inter’de bir sezon geçiren Onana tüm kulvarlarda 41 maçta koruduğu kalede 41 gol gördü. Özellikle Şampiyonlar Ligi performansı göz kamaştırdı. 13 maçta 13 gol yedi. Inter’in finale gelmesinde en büyük pay sahiplerinden biri oldu. Adını 2022-23 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde en çok kurtarış yapan kaleci olarak yazdırdı. Onana 2022 Dünya Kupası’nda teknik direktörü Alex Song’la ayak becerisini daha fazla kullanması gerektiğini düşündüğü konusunda ters düşünce kampı terk etti.
Ten Hag eski öğrencisi Onana’yı temmuz ayında 50 milyon Euro bedelle United’e transfer etti. Son yıllarda yaptığı flaş transferlerden umduğunu bulamayan United’in en azından Onana’da benzer sıkıntıyı yaşaması beklenmiyordu. Kamerunlu, Old Trafford’da taraftarı önüne ilk kez 5 Ağustos’ta Lens maçıyla çıkarken, orta sahadan yediği golle okların çevrildiği isim oldu. Arsenal maçında Declan Rise’dan yediği hatalı gole, Şampiyonlar Ligi’nde Bayern Münih karşısında devam etti. Leroy Sane’nin ceza alanı dışından kaleye gönderdiği zayıf şutu kolunun altından içeri aldı.
Old Trafford’da Galatasaray karşısında yediği goller yine gündem oldu. Zaha ve Icardi’den yediği hatalı gollere, takım arkadaşı Casemiro’nun kırmız kart görüp oyundan atılmasını sağlaması eklendi. 3-2’lik mağlubiyetin faturasının adresi oldu. Tek olumlu hareketi Kopenhag karşısında son saniyelerde kurtardığı penaltı ile 3 puanı getirmesi oldu. Galatasaray deplasmanında Ziyech’ten yediği iki hatalı serbest vuruş golünü, koruduğu köşeden Kerem Aktürkoğlu’nun vuruşuna engel olamadı. Sadece Şampiyonlar Ligi’nde hata yapmadı. Manchester City ve Newcastle’den yenilen 3’er golde yine Onana etkisi vardı. Geçen yıl Şampiyonlar Ligi’ni 13 maçta 13 golle kapatan Onana, bu sezon sadece 5 maçta kalesinde 14 gol gördü. Onana yediği hatalı gollerden dolayı 5 maçı da kaybeden Belçika ekibi Antwerp’in yediği gol sayısından yalnızca 1 eksik ve 32 takım arasında United’ı 31. takım yaptı. Ligde ise 14 maçta kalesinde 17 gol gördü. Sadece 5 maçta kalesini gole kapattı.
Galatasaray maçının ardından konuşan Manchester United efsanesi Paul Scholes “Kerem’in attığı üçüncü golde Onana, yakın köşeye gelen topu çıkaramıyor. Muhtemelen benden daha çok bilen kaleci uzmanları vardır ama yakın köşeden gelen bu topu, bu seviyede oynayan bir kaleci yememeli. Pozisyon alması zayıf. Üç golde de Onana’nın hatası var. Kalecilik tekniği çok garip görünüyor. Onana, kalede sırıtıyor. Bence konsantre değil. Bir kaleci için konsantrasyon en önemli şeylerden biridir. Gol yiyor ama gülüyor falan. Rakip oyuncular, bu Onana’yı görünce ‘Sadece şut atsak yeter’ diyorlardır. Her gelen şutun gol olma ihtimali çok yüksek.” dedi.
Bir başka eski United futbolcusu Owen Hargreaves ise “Manchester United, Münih’te 3 gol attı kaybetti, Kopenhag’da 3 gol attı ve yine kaybetti. İstanbul’da Galatasaray’a 3 gol atıyorsun ve yine kazanamıyorsun. Bunu grup maçları başlamadan önce söyleseydin kimse inanmazdı. Manchester United, Şampiyonlar Ligi’nde pahalıya mal olan birçok basit hata yapıp duruyor.” sözlerini söyledi.
Yediği hatalı gollere rağmen Ten Hag eski öğrencisine formayı teslim etmeye devam ediyor. Fenerbahçe’den transfer edilen Altay ise yedek beklemeye.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***