– Almanya’nın en prestijli ödüllerinden birinde İsrail ve ‘Holokost’ tartışması patlak verdi. Hannah Arendt Ödülü’ne layık görülen Rusya doğumlu ABD’li gazeteci ve yazar Masha Gessen’in, İsrail tarafından hava, deniz ve karadan abluka altında tutulduğu sırada aralıksız bombalanan Gazze’yi “Doğu Avrupa’daki Yahudi gettolarına” benzettiği makalesi tartışma yarattı. Ödülün ana sponsorlarından biri olan sol eğilimli Heinrich Böll Vakfı, Bremen’de düzenlenecek törenden çekildi.
Vakıf, Gessen’in ABD’nin en prestijli yayınlarından The New Yorker’da 9 Aralık’ta yayımlanan makalesinin Yahudi gettoları ile ilgili kısmı nedeniyle bu kararı aldıklarını açıkladı. Heinrich Böll Vakfı’ndan yapılan açıklamada, makalede yer alan “İsrail’in Gazze’yi Nazi gettosu gibi tasfiye etme amacı taşıdığı” cümlesinin “kabul edilmez” olduğu savunuldu. Karar, Alman-İsrail Derneği’nin Bremen kolunun, gazeteci Gessen’i “Yahudi devletine karşı derin ve temel bir olumsuz önyargıya sahip olmakla” suçlamasının ardından geldi.
BELEDİYE SALONUNU KULLANMA İZNİ DE İPTAL EDİLDİ
Hannah-Arendt Ödülü Siyasi Düşünce Derneği ise Heinrich Böll Vakfı’nın Gessen’e verilecek ödül törenine katılmayacağını, belediye binası salonunun törende kullanılması izninin de iptal edildiğine dikkat çekti. Bunun üzüntüyle karşılandığı ifade edilen açıklamada, derneklerinin “Heinrich Böll Vakfı ve Bremen hükümetinin desteklediği bağımsız kurum olduğu ancak Vakfa bağlı olmadığı” vurgulandı.
‘ÖDÜLÜN TARTIŞMA KÜLTÜRÜNE UYGUN’
Dernek, Gessen’in makalesinin Hannah Arendt Ödülü’nün tartışma kültürüne uyduğu vurgulanarak, ödül töreninin ve Gessen onuruna düzenlenenecek sempozyumun daha küçük bir çerçevede 16 Aralık’ta düzenleneceğini duyurdu. Törenin geniş katılımla 15 Aralık cuma günü (yarın) yapılması planlanıyordu.
MAKALEDE NE DENİYORDU?
Kendisi de dedesi 1943 yılında Holokost’ta öldürülmüş bir Yahudi olan Gessen, makalesinde “Holokost’un tarihin dışında bir yere konulduğunu ve dersler çıkarmanın reddedildiğini” belirtmişti. “Holokost’un gölgesinde: Avrupa’da hafıza siyaseti bugün İsrail ve Gazze’de gördüklerimizi nasıl karartıyor” başlıklı makalenin ilgili bölümü şöyle:
In which I argue that we place the Holocaust outside of history and refuse to learn from it. In the Shadow of the Holocausthttps://t.co/o4LEtz3saW
— masha gessen (@mashagessen) December 9, 2023
‘VENEDİK’TEKİ YAHUDİ GETTOSU DEĞİL’
“Gazze son 17 yıldır nüfusun yalnızca sadece küçük bir kısmının ancak kısa bir süreliğine ayrılma hakkına sahip olduğu, aşırı derede yoğun nüfuslu, yoksullaştırılmış, duvarlarla çevrili bir yerleşke olageldi – başka bir deyişle, bir getto. Venedik’teki Yahudi gettosu veya Amerika’daki bir şehrin içindeki getto gibi değil, Nazi Almanyası tarafından işgal edilmiş bir Doğu Avrupa ülkesindeki bir Yahudi gettosu gibi. Hamas’ın İsrail’e saldırmasının üzerinden geçen iki ayda bütün Gazzeliler, İsrail güçlerinin nadiren kesintiye uğrayan saldırılarının acısını çekti. Binlercesi öldü. Gazze’de ortalama her 10 dakikada bir, bir çocuk öldürülüyor. İsrail’in bombaları hastaneleri, yenidoğan servislerini ve ambulansları vurdu. Her 10 Gazzeliden sekizi artık evsiz; bir yerden diğerine taşınırken hiçbir zaman güvenli bir yere ulaşamıyor.
‘GETTO TASFİYE EDİLİYOR’
‘Açık hava hapishanesi’ tabiri, görünüşe göre 2010 yılında dönemin Başbakanı olan İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron tarafından ortaya atıldı. Gazze’deki koşulları belgeleyen çok sayıda insan hakları kuruluşu bu tanımlamayı benimsedi. Fakat İşgal Altındaki Avrupa’nın Yahudi gettolarındaki gibi burada da hapishane gardiyanları yok – Gazze’de düzen işgalciler tarafından değil, yerel bir güç tarafından kontrol ediliyor. Muhtemelen, ‘getto’ teriminin daha uygun olanı, kuşatma altındaki Gazzelilerin durumunun gettolara yerleştirilmiş Yahudilerin durumuyla kıyaslanması nedeniyle eleştirilere sebep olurdu. Aynı zamanda bize, şu anda Gazze’de olup bitenleri tarif edecek lisanı da sağlardı. Getto tasfiye ediliyor.
‘FARKLILIKLAR VAR AMA BENZERLİK TEMEL’
Naziler, Yahudi olmayanları Yahudiler tarafından yayılan hastalıklardan korumak için gettoların gerekli olduğunu iddia etmişti. İsrail, Gazze’nin tecrit edilmesinin, Batı Şeria’daki duvarda da olduğu gibi, İsraillileri Filistinliler tarafından gerçekleştirilen terör saldırılarından korumak için gerekli olduğunu iddia ediyor. Nazi iddiasının gerçeklikle hiçbir alakası yokken, İsrail’in iddiası gerçek ve tekrarlanan şiddet eylemlerinden kaynaklanıyor. Bunlar temel farklılıklar. Fakat her iki iddia da, işgalci bir otoritenin, kendi halkını korumak adına bir halkın bütün nüfusunu izole etmeyi, yoksullaştırmayı – ve şimdi de ölümcül biçimde tehlikeye atmayı- tercih edebileceğini öne sürüyor.”
Heinrich Böll Vakfı’nın internet sitesinde, 1994’ten beri verilen Hannah Arendt Ödülü’ne “mevcut siyasi olayların önemli ve görüşmemiş taraflarını tespit eden, tartışmalı siyasi meselelere dair görüşlerini kamusal alanda dile getirmekten korkmayan kişilerin” layık görüldüğü belirtiliyor. (DIŞ HABERLER)
İsmail Haniye İsrail’e meydan okudu: Hamas’sız Gazze planı bir hayal
ABD istihbaratının Gazze raporu CNN’e sızdırıldı: İsrail’in attığı bombaların neredeyse yarısı güdümsüz
Hamas lideri Yahya Sinwar’ın telefonunu paylaşan İsrailli elçinin numarası sızdırıldı
Netanyahu, uluslararası baskılara rağmen Gazze’deki saldırıları sürdüreceklerini söyledi
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***