PROF. DR. M. EFE ÇAMAN | YORUM
Bir varmış bir yokmuş.
Baklava yanında çay içmenin her derde deva olduğu 1001 Gece Masalları diyarı bir Ortadoğu diyarında, 4 Ağustos 2010’un güneşli bir öğleden sonrasında Uluslararası Üniversiteler Konseyi (ÜÜK) kurulmuş.
Dönemin cumhurbaşkanı bay noter, dönemin diplomalı ekonomist başbakanı ve bir sürü muhteşem eğitimli, alanında uzman bakan, bakan yardımcısı, müsteşar falan, bu “doğmakta olan akademik güneşin” kuruluş kararnamesini – muhtemelen ulusal bir kebap festivali kuruluşuna karar veriyorlarmış gibi şevkle, zevkle ve dahi 1000 yıllık devlet geleneğinden gelen ciddiyetle – imzalamışlar.
E vatana ve millete hayırlı olsun!
Konsey, akademik ışığın adeta bir deniz feneri olacak şekilde tasarlanmış, etkileyici ve dünya devlerini endişelendiren uluslararası faaliyetleriyle dünyayı daha kuruluşunun anısında büyülemiş. Dile kolay arkadaş ya! Uluslararası diyorlar, akademik diyorlar, üniversite diyorlar, konsey diyorlar, bildin mi! Yani rektörlerin, dekanların, bölüm başkanlarının falan yayınları yokmuş da, eserleri atıf almıyormuş da, bilmiyorum ne! Nankör bunlar nankör!
Neyse, konuyu dağıtmayalım; işte kurulan bu kurum, dünya bilimini derinden etkileyecek, insanlığı bir üst aşamaya çıkartacak, uygarlığa ve bilgi çağına büyük bir ivme kazandıracak, dünyanın ilk 10 önemli sorununa kökten ve kalıcı çözüm bulacak, efendim aya sert inişten tutunuz, asteroidlerden maden yağmalanmasına, pardon çıkartılmasına falan kadar birçok tahayyül ötesi gelişimi beraberinde getirecek bir adımdır.
Varol, helal olsun!
Bu muhteşem kurumun önderliğini yapan kahramanımız Orhan Hikmet Azizoğlu.
Bir bilim adamı. Bir dâhi. Bir yaratıcı şahsiyet. Bir vizyoner. Bir rol model.
Efendime söyleyeyim, işte bildiğiniz Türkiye’yi bugün yöneten süper ekibin bir neferi.
Siz anladınız ne demek istediğimi!
Küresel liderimiz reis beyefendiye ve yakın çalışma arkadaşlarına uygun bir zat-ı muhterem. Kendisinin müspet bir arkadaşımız olduğu bizzat riyaset makamı tarafından defalarca ifade buyrulmuş; ötesi berisi var mı efendim! Adam, efsane, yani!
Birçoklarınızın malumu olmayabilir efendim fakat Konsey internet sitesine göre Azizoğlu, sıradan bir akademisyen veya öyle normal bir fani değil, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Övünç Madalyası ve Beratı sahibi bir şahsiyet aynı zamanda. Etkileyici, değil mi? Sıkı durun, aynı zamanda kendisi bir 15 Temmuz gazisi! Ya! Ya!
Sayısız ulusal ve uluslararası akademik toplantıya başkanlık yapmış, Türkiye üniversitelerine gelecek vizyonu göstermiş, “istikbal göklerde” bir insan evladı. Yahu analar ne evlatlar doğuruyor be! Değil mi ama! Herkes bu kadar zeki, bu kadar çalışkan, başarılı, tuttuğunu koparan, bu kadar dürüst, bu kadar vatan ve millet sevgisiyle dolu olsaydı, inanınız bu devletin sırtı yere gelmezdi efendim!
Konsey Orhan Bey başkanlığı altında, 115 üye üniversiteyle, Türkiye’nin akademik süper kahramanı olmayı amaçlıyordu. Amaçlamak ne demek, olmuştu da! Yerli Konsey üyeleri arasında Türkiye’nin ilk 5’e giren muhteşem bilim ve eğitim yuvası üniversiteleri bulunuyordu. Bu güzide üniversiteler, sırasıyla, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Yozgat Kalın Kafa Üniversitesi, Kanije Aslan Parçası Üniversitesi, Estergon Seikolu Kahraman Üniversitesi, Yalova Kaymakamı Teknoloji Enstitüsü olarak listelenmiş. Bir tur Voltran grubu bunlar. Birleşmişler, NASA’ya, Harvard’a, Ay Üssü Alfa’ya falan meydan okuyorlar. İnanın gözlerim doluyor bunları yazarken.
Bunların yanında, dünyanın en kaliteli, sayılı, ilk 50’ye, ilk 100’e falan giren üniversiteleri de efendim bu güzide kurumumuza üye kabul edilmişler. Bu ülkeler arasında en önde gelenler Afganistan Taliban Üniversitesi, Birleşik Arap Emirlikleri Üniversitesi, Irak, Kongo, Pakistan, Sudan ve Uganda üniversiteleri. Kadroya bakar mısınız?
Bu kadronun mahşerin beş atlısı turu bir akademik kadro olduğunu anlamak için illa üniversite mezunu olmanız gerekmiyor. Zira beyefendi hazretlerinin şahsi dahil birçok devlet büyüğümüz bu başarılı işbirliğinden fazlasıyla etkilenmişler, duygulanmışlar, gururlanmışlar efendim.
Bahsettiğim üniversitelerden tam tamına 28 kurum gelmiş, “Abi bizi de alın lütfen!” demişler, bize müracaat etmişler. Orhan Bey sağ olsun, interdisipliner bir analiz yapmış, “Gelin bakalım len!” demiş, bu kurumları bağrına basmış! Yumuşak gücümüz, etki alanımız, bilime olan katkımız – aklınıza artık ne geliyorsa – budur!
Konsey başkanımız UNESCO Kültür Elçisi ve İyi Niyet Elçisi kardeşim aynı zamanda. İyi niyet diyorum bak! Kültürlü mü kültürlü, iyi niyetli mi iyi niyetli… Yani niyeti iyi.
Ne?
Üniversite mezunu olup olmadığı mı belli değil? Ya siz iflah olmazsınız cidden ya! Kardeşim adamın boy boy fotoğrafları var rektörlerle, dekanlarla falan! Adam Türk üniversitelerine istikamet vermiş, efenim ışığıyla floresan gibi bizleri aydınlatmış, Türk yüksek eğitim sistemini belirlemiş, ulusal-uluslararası ortalığı darmadağın etmiş diyorum ya size!
Bir de diyeceğim odur ki, sanki doktorası olan rektörler, dekanlar falan allame-i cihan yahu! Kardeşim onları da beğenmiyorsunuz ki siz! Onlara da kulp takıyorsunuz! Neymiş yayınları yokmuş da, eserleri atıf almamış da falan da filan! Kardeşim sizi memnun etmek amma zormuş ha! Orhan Bey gibi, bizim muhteşem rektörlerimiz, olağanüstü dekanlarımız gibi mütevazı ve muhteşem arkadaşlarımıza kurban olun la siz!
Kahramanımız Orhan Bey şimdi kıskanç ve kadir kıymet bilmeyen vatan hainleri tarafından hedef alınıyor. Bunca başarıya imza atmış bir vatan evladı, yerli ve milli bir akademisyen, Müslüman müspet ve dini bütün bir Anadolu çocuğu olarak bu yerlere gelmesini çekememişler!
Bu hainler, her zaman olduğu gibi ya monşer ve babaları şarap içen, ezansız semtlerin zengin beyaz çocukları, ya vatanı milleti bölmeye ant içmiş bölücü taife, ya efendim malumunuz devlete sızmış alçak fitücü hainler falan da falan…
Ayrıca ne olmuş Orhan Beyefendi akademisyen değilse la, ne olmuş doktorası yoksa falan! Sizin doktoranız var da adam mısınız! Öncelikle yerli değilsiniz! Bizans çocukları! Sonra milli değilsiniz! Diyarbekirspor’un, Amedspor’un destekçileri! Adama akademisyen değil diyorsunuz ama çocuklarınızı bu kardeşlerimizin ders verdiği üniversitelere on takla atarak yazdırmaktan geri kalmıyorsunuz! Kadir kıymet bilmez vicdansızlar!
Ülkemiz hukukta, demokraside, ekonomide attığı dev adımlara şimdi de akademiyi, bilimi, teknolojiyi, eğitimi ekledi. Kim tutar bizi be! Savulun, geliyoruz! Dik dur, eğilme, bu millet seninle…
Bizleri eleştiren hainlere de diyoruz ki, bu bayrak inmez, bu ezanlar dinmez! Bizi bölemeyeceksiniz! İri olacağız, diri olacağız! Dombra ve mehter marşı dinleyeceğiz. Gerekirse aç kalacağız, taş toprak yiyeceğiz, ama eğilmeyeceğiz!
Allah devlete millet zeval vermesin. Amin.
Orhan Bey kardeşime akademik sahadaki üstün başarılarının devamını diliyorum…
Uluslararası Üniversiteler Konseyi Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, ‘sahte akademisyen’ çıktı
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***