MERSİN – Mersin Cezaevi İzleme Koordinasyonu, cezaevlerinde süren açlık grevlerinin ölümle sonuçlanmaması için yetkili kurumları harekete geçmeye çağırdı.
İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği’nin (Çukurova TUAY-DER) içinde yer aldığı Mersin Cezaevi İzleme Koordinasyonu, cezaevlerinde süren açlık grevleri eylemlerine ilişkin İHD Şubesi’nde basın açıklaması yaptı. “Ölümleri İzlemek İstemiyoruz” yazılı pankartın açıldığı açıklamaya çok sayıda kurum temsilcisi katılırken, açıklamayı İHD Mersin Şube Sekreteri Bekir Sıtkı Keçeci yaptı.
‘TECRİT HUKUKA AYKIRIDIR’
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit koşullarına son verilmesi ve Kürt sorununun demokratik çözümü talebiyle başlatılan açlık grevi eyleminin 24’üncü gününe ulaştığını hatırlatan Keçeci, İmralı’da yürütülen tecrit politikasının Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olduğunu aktardı. İktidarın gelinen süreçte, tutukluların taleplerini yerine getirmek için herhangi bir adım atmadığını sözlerine ekleyen Keçeci, “Bizler; meslek ve hak temelli sivil toplum örgütleri olarak açlık grevi eylemine başvuran mahpusların başta sağlık hakkı olmak üzere, yaşam haklarının korunması için tüm yetkililerin gerekli duyarlılığı göstermesi gerektiğini vurgulamak istiyoruz” dedi.
YETKİLİLERE ÇAĞRI
Açlık grevlerinin kalıcı beyin hasarları ve ölümlerle sonuçlanmaması için tutukluların tıbbi ihtiyaçlarının giderilmesi gerektiğini belirten Keçeci, “Asgari düzeyde alınması gereken bu maddelerin kısıtlanması durumunda, geçmiş yıllardaki açlık grevlerinde olduğu gibi, mahpusların beyin fonksiyonlarında kalıcı hasarlara ve hatta ölümlere sebep olacaktır” diye konuştu.
Keçeci, tutsakların sağlık ve yaşam hakkına yönelik ortaya çıkacak üzücü sonuçlardan siyasal iktidarın sorumlu olacağına işaret ederek, “Bu nedenle Adalet Bakanlığının ve ilgili kurumların bir an önce hareket geçmesi gerekmektedir” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***