Muhammed Dahlan, 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirmek için “askeri ve siyasal casusluk” gibi suçlamalarla Türkiye’de Terörden Arananlar Listesi’nde kırmızı kategoriye eklenmesiyle gündeme gelmişti.
Filistinli Fetih hareketinin eski liderlerinden ve son 10 yıldır Birleşik Arap Emirlikleri’nde sürgünde olan Muhammed Dahlan, Fransız basınına göre Hamas ve İsrail arasındaki savaş sonrası Gazze’nin yönetimi için adı geçenler arasında yer alıyor.
Filistin’den ayrıldıktan sonra Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yerleşen ve burada BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan’ın güvenlik danışmanı olarak görev yapan Dahlan, Türkiye’nin de yakından tanıdığı bir isim.
Muhammed Dahlan, 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirmek için “askeri ve siyasal casusluk” gibi suçlamalarla Türkiye’de Terörden Arananlar Listesi’nde kırmızı kategoriye eklenmesiyle gündeme gelmişti.
Türk basınında çıkan haberlerde, Sedat Peker’in BAE’ye yerleşmesinde Muhammed Dahlan’ın rolü olduğu iddia edilmişti.
Dahlan kimdir?
Gazze’deki Han Yunus kasabasında 1961’de dünyaya gelen Dahlan, Fetih hareketi içindeki çalışmaları nedeniyle genç yaşta İsrail hapishaneleri ile tanıştı. Dahlan girdiği İsrail hapishanelerinde İbranice öğrendi.
AFP’nin yayına verdiği habere göre, Hamas’ın Gazze’den çıkartılması halinde buranın yönetimi için adı geçenlerin başında şu anda iş insanı olarak faaliyet gösteren ve bölge ülkeleri tarafından yakından tanınan Dahlan gösteriliyor.
AFP’ye göre, uzun zamandır Gazze’de olmamasına rağmen Dahlan, buranın yönetiminde en fazla söz sahibi olacak kişiler arasında yer alıyor.
France24 televizyon kanalının İsrail temsilcisi Stephane Amar, Batı Şeria ve Gazze’de İsrail işgaline karşı başlatılan 1987 ve 1993 yılları arasındaki ilk intifada hareketinin önemli kahramanlarından biri olan Dahlan’ı ABD’nin ve İsrail’in de desteklediğini belirterek, “Burada esas soru onun gücünü empoze edip edemeyeceği. İsrail’in Hamas’ı Gazze Şeridi’nden çıkarmayı başarması halinde masada birçok seçenek var.” dedi.
Paris Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde görevli Orta Doğu uzmanı Profesörü Frederic Encel, “Dahlan İsrail ile uyumlu biri, o iki devletli çözümü kabul eden ve şiddet çağrılarını durduran ilk Filistinli liderlerden biri.” diyerek görüşlerini dile getirdi.
Oslo görüşmelerinde Filistin heyetindeydi
Dahlan, 1993 yılında İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü arasında sonuçlanamayan bir barış süreci olarak görülen Oslo Anlaşmalarının müzakerelerinde yer alırken, İsrail ile yapılan görüşmelere katıldı.
Encel, bununla birlikte İsrail’le olan ilişkisinin tüm Filistinlileri memnun etmediğini belirterek, Dahlan’ın hiçbir zaman “Filistin’in Mandela’sı” olarak adlandırılan Mervan el-Barguti gibi isimlerin popülaritesine ulaşamadığını söyledi.
Filistin direnişinin sembol isimlerinden ve İsrail’in 20 yıldır hapishanede tuttuğu “Filistin’in Mandelası” Mervan el-Barguti, 5 defa müebbet hapse mahkûm edilse de, tek kişilik hücreye kapatılarak halkla iletişim kurmasına engel olunsa da El Fetih Kongresinde en fazla oyu alan isim olmayı başarıp, Filistin parlamentosuna seçilmesiyle tanınıyor.
Müttefikler ve düşmanlar
Fetih hareketi içindeki çalışmaları nedeniyle genç yaşta 11 kez tutuklanıp, İsrail hapishaneleri ile tanışan Dahlan girdiği İsrail hapishanelerinde İbranice öğrendi.
Mervan el-Barguti kadar çok sevilmese de Dahlan, başka taktiksel avantajlara ve özellikle de çatışmanın tüm taraflarındaki kişilerle özel bağlantılara sahip.
1993’teki Oslo Anlaşması’nın ardından Gazze’de oluşturulan 20 bin kişilik Filistin Önleyici Gücü’nün başına geçerek CIA ve Mossad’ın yanı sıra Arap ve batılı istihbarat servisleriyle sürekli temas haline giren Dahlan daha sonra Filistin lideri Yaser Arafat ile rekabet etmeye başladı.
Dahlan’ın liderlik ettiği önleyici gücün hapishanedeki Hamas üyelerine işkence ettiği iddiaları ve elde ettiği güç nedeniyle Gazze’nin adı “Dahlanistan” olarak anılmaya başladı.
ABD ve İsrail ile “şüpheli” ilişkiler geliştiren Dahlan, İsrail’in Gazze’deki işgalini sürdürdüğü süre boyunca kanlı siyasi hamlelerle pozisyonunu daha da güçlendirmeye devam etti.
Dahlan’ın “kendi kontrolündeki özel ordusu için Hamas ve diğer İslami gruplara karşı kullanmak üzere ABD ve İsrail’den silah aldığı” iddiaları da büyük yankı uyandırdı.
Hamas’a karşı savaştı
İsrail’in 2005’te Gazze’den çekilmesi ve 2006’daki seçimlerin Hamas’ın zaferiyle sonuçlanmasının ardından Dahlan, Fetih hareketi saflarında Hamas’a karşı kanlı bir iç çatışma” başlattı.
Batı Şeria’ya geçmesinin ardından Dahlan, Hamas-Fetih çekişmesinde gerilimi artırarak ABD ve İsrail’e hizmet etmekle suçlandı. Dahlan’a çeşitli suçlamalar yönelten Batı Şeria’daki Fetih hareketi içinde yer alan isimler de Dahlan’ın Gazze’deki ezeli rakibi olan Hamas lideri İsmail Heniyye gibi suikast girişimine maruz kaldı.
ABD merkezli “Vanity Fair” isimli dergi, Hamas’ın 2006’daki seçim zaferi sonrasında Washington yönetiminin Hamas’ı iktidardan uzaklaştırmak için hazırladığı komplonun merkezinde Dahlan’ın olduğunu ifade etti.
Abbas’ın yakın çevresi tarafından sevilmiyor?
Dahlan, Filistin devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın yakın çevresi tarafından da sevilmeyen bir kişilik olarak tanınıyor.
Abbas, 2011 yılında yakın çevresine yönelik komplolar düzenlediği suçlamaların ardından Dahlan’ın sürgüne gönderilmesini kararlaştırmıştı.
Hakkındaki “Arafat’ı öldürdüğü ve görevi süresince zimmetine geçirdiği paralarla bir servet elde ettiği” iddiaları kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışıldı.
Dahlan ayrıca 2016 yılında Filistin mahkemesi tarafından gıyabında yargılandığı davada yolsuzluk suçlamasından mahkum oldu.
Etkili bir ağ
Birleşik Arap Emirlikleri’nde sürgünde olan Dahlan, yüksek mevkilerde etkileyici bir uluslararası arkadaş ağı kurarak başarılı bir işadamı olarak kendini tanıttı.
BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan, 1993’ten bu yana tanıdığı Dahlan’ı “kardeşi” olarak tanıtırken Filistinli siyasetçi ve iş insanının himayesi altına aldı.
Dahlan, BAE’de bulunduğu süre boyunca Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi ile ortak düşmanları Filistinli Hamas’ın uzantısı olduğu Müslüman Kardeşler üzerinden ilişki kurdu.
Le Monde’a göre BAE, Müslüman Kardeşler’e karşı mücadelede Dahlan’ı taşeron olarak kullanmayı ihmal etmedi.
Dahlan, ikinci nesil Filistinli liderler arasında bölge içinde en güçlü ve etkiyi kişilik olarak ortaya çıktı.
Sırbistan vatandaşlığı neden verildi?
Fransız basını, BAE’nin Sırbistan’da yaptığı yatırımlarda önemli rol oynadığı gerekçesiyle Dahlan’a Sırp vatandaşlığı verildiğini yazdı.
Dahlan’ın benzer şekilde BAE’nin aktif bir şekilde taraf olduğu Libya’da Abu Dabi yönetimi ile ülkenin doğusundaki silahlı lider Halife Hafter arasında iletişimi sağlayan isim olduğu iddia edildi.
Dahlan, BAE’de aldığı destek sayesinde Gazze’de kapsamlı yardım dağıtmasına olanak tanıyan bir iş portföyü geliştirdi.
Gazze’ye gönderilen yardımlarda etkili bir isim
Dahlan, The Economist’e verdiği röportajda BAE’den Gazze’ye yılda yaklaşık 50 milyon dolar gönderdiğini ve Batı Şeria’daki mülteci kampları için bir destek ağı kurduğunu iddia etti.
Dahlan, son yıllarda Gazze’de gıda, öğrenci kredisi ve işsizlik desteği dağıtmak için BAE fonlarını kullandı ve ayrıca 2021’de binlerce Covid aşısı dağıttı. Bu rakam Filistin Yönetimi’nin yaptığından daha fazla bir meblağa denk geliyor.
Paris Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde görevli Orta Doğu uzmanı Profesör Frederic Encel, Dahlan’ın yurt dışında yaşamasına rağmen Gazze’de güçlü bir figür olmaya devam ettiğini ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de Gazze’yi yeniden inşa etme zamanı geldiğinde önemli bir rol oynayacağına dikkat çekti.
Anvel, “Eğer Hamas yenilirse, Gazze’yi yeniden inşa edecek olan İslamcı grupla yakın bağları olan Katar olmayacak. Abu Dabi anahtarlardan birini elinde tutuyor ve eğer Hamas yok edilirse halefinin kim olacağı konusunda söz sahibi olacak.” dedi.
Geçmişte Filistin liderliğine aday olabileceğini ima etmesine rağmen Dahlan, The Economist’e geçen ay verdiği demeçte bu görevi istediğini reddetti.
“Gazze ve Batı Şeria’daki teknokratlar tarafından yönetilen bir yönetimle iki yıllık bir geçiş dönemi kurulsun”
Bunun yerine, Filistin’i yeniden birleştirmek için “Gazze ve Batı Şeria’daki teknokratlar tarafından yönetilen bir yönetimle iki yıllık bir geçiş dönemi” ve ardından Hamas dahil tüm partilere açık parlamento seçimleri yapılmasını önerdi.
“Hamas kaybolmayacak,” diyen Dahlan, yeni seçilen bir hükümetin Mısır, Ürdün, Katar, Suudi Arabistan ve BAE gibi Arap ülkeleri tarafından desteklenebileceğini ancak İsrail dahil daha geniş uluslararası toplum tarafından da desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Böyle bir çözümün mümkün olabileceği konusunda iyimserliğini koruduğunu belirten Dahlan, süren çatışmaların Filistin davası etrafındaki tartışmayı yeniden alevlendirdiğini ve “sıfır umut” dönemini sona erdirdiğini söyledi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***