– Hollanda’da İslam ve göçmen karşıtı aşırı sağcı popülist Geert Wilders’in lideri olduğu Özgürlük Partisi’nin (PVV) genel seçim sandığından açık ara önde çıkması, gözleri koalisyon senaryolarına çevirdi. Wilders sandık çıkış anketlerinin açıklanması sonrasında “PVV artık gözardı edilemez, biz yöneteceğiz” mesajı verse de, küçük sağ partilerin dışındaki siyasi oluşumların aşırı sağ ile koalisyonu dışlaması nedeniyle Hollanda’yı uzun bir müzakere süreci bekliyor.
HANGİ PARTİ NE KADAR OY ALDI?
Sandık çıkışı anketlerine göre, Wilders’in 25 yıldır parlamentoda olan partisi PVV göçmen karşıtı dalgayı arkasına alarak 17 olan sandalye sayısını 35’e çıkarmış görünüyor.
Çevre ve iklim değişikliğinden sorumlu eski AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans’ın liderliğindeki İşçi Partisi ( PvdA) – Yeşil Sol Parti (GL) ittifakının, 25 koltukla sandıktan ikinci çıkması bekleniyor.
13 yıldır başbakan olan Mark Rutte’nin istifası sonrası başlayan seçim sürecinde Dersimli bir Kürt olan Dilan Yeşilgöz’ün dümenine geçtiği iktidar partisi Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi ise sandıktan büyük kayıpla çıktı. Kendisi de göçmen karşıtı bir çizgiyi benimseyen Yeşilgöz’ün 11 koltuk kaybederek 23 milletvekili kazanması bekleniyor.
Sandıktan dördüncü çıkan ise Mardin doğumlu Hollandalı politikacı Ayfer Koç’un eşi olan, eski Hıristiyan Demokrat Partisi (CDA) milletvekili Pieter Omtzigt’in yeni kurduğu Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) oldu.
DİĞER PARTİLERİN WILDERS’E BAKIŞI NE YÖNDE?
150 sandalyeli Hollanda parlamentosunda, hükümetin kurulabilmesi için en az 76 vekilin güvenoyu gerekiyor. Ancak Wilders’in, bu sayıya ulaşıp ulaşamayacağı merak konusu. Seçimlerden önce, ülkedeki üç diğer büyük parti aşırı sağcı lider ile koalisyona katılmayacaklarını açıklamıştı. Wilders’in sandıktan birinci çıkması ise bu durumu değiştirebilir.
TIMMERMANS NET: KİMSENİN GİTMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ
Sosyal demokrat ittifakın lideri Timmermans seçim öncesinde aşırı sağa kapıyı kapatırken, sonuçların açıklanması sonrasında da Wilders’in göçmen karşıtı mesajlarını reddederek “Hollanda’daki kimsenin gitmesine izin vermeyeceğiz. Hollanda’da herkes eşittir” dedi.
YEŞİLGÖZ TOPU PARTİSİNE ATTI
Yeşilgöz ise Wilders’e karmaşık mesajlar vermiş durumda. Kampanya sürecinde Wilders’le işbirliğine yeşil ışık yakan, seçime iki gün kala ise herhangi bir PVV koalisyonunda yer almayacağını söyleyen Yeşilgöz, sonuçların açıklanası sonrasında “bu duruma nasıl yanıt verileceğini partisindeki meslektaşlarının kararlaştıracağını” söyledi.
OMTZIGT’TEN ‘HAZIRIZ’ MESAJI
Omtzigt ise seçimlerden önce Wilders’le çalışmayacağını söylemiş olsa da, sonuçların ardından “seçmenlerin kendilerine duyduğu güveni hayata geçirmek için hazır olduğunu” belirterek koalisyonda yer almaya kapıları kapatmadı.
Peki bu sonuçlarla Hollanda’da hükümet nasıl şekillenebilir? İşte, Hollanda’daki koalisyon senaryoları:
‘SERT SAĞ’ KOALİSYONU
Wilders’in ilk olarak Yeşilgöz’ün lideri olduğu muhafazakâr VVD ve merkezdeki NSC ile hükümet kurmaya çalışması bekleniyor. Her üç parti de kampanya sürecinde göçü sınırlandırma vaadinde bulunmuş, Avrupa Birliği’nin iltica başvurularının kabul edilmesi ile ilgili anlaşmalarından ve çevre politikalarından muafiyet istemekten söz etmişti.
Bu üç partinin biraraya geldiği senaryo, hükümetin 79 sandalye ile kurulabilmesi anlamına geliyor. Ancak Yeşilgöz ve Omtzigt’in, Wilders’in camilerin ve Kuran’ın Hollanda’da yasaklanması gibi en aşırı uçtaki vaatlerine karşı olduğu biliniyor. Aşırı sağcı lider bu iddialarını seçim sürecinde yumuşatmış görünse de, bu senaryo için pazarlıkların zorlu olacağı belirtiliyor. Böyle bir hükümetin kurulması halinde ise Hollanda’nın kurucu üyelerinden biri olduğu AB’ye çok daha mesafeli, daha az Ukrayna yanlısı ve daha fazla İsrail yanlısı bir dış politika izlemesi bekleniyor.
GENİŞ ÇOĞUNLUK KOALİSYONU
“Sert-sağ” koalisyonun kurulamaması halinde, Yeşilgöz’ün NSC ve sol ittifak ile merkez bir koalisyon için çalışabileceği belirtiliyor. Bu üç partinin vekil sayısı 69’da kalarak çoğunluk oluşturamadığından, söz konusu senaryoda küçük liberal partilerden birinin daha koalisyona dahil edilmesi olası.
Ancak Yeşilgöz ile Timmermans’ın kampanya sürecinde iki parti arasındaki farklılıklara yoğunlaşması sonrasında, müzakerelerin sert geçmesi, her iki tarafın da önemli tavizler vermesi bekleniyor. İşçi Partisi/ Yeşiller ile VVD’nin ana tartışma konusunun vergiler olacağı biliniyor. Sol ittifak, gelir vergisinin azaltılmasını, zenginlerden alınan verginin ve kâr vergisinin ise artırılmasını savunuyor. İş dünyası yanlısı VVD ise buba sert bir biçimde karşı.
Bu koalisyon senaryosunda göç politikalarında da çetin müzakere bekleniyor. Sol partiler özellikle iltica başvurularında VVD’den çok daha yumuşak bir çizgiyi benimsiyor. Öte yandan, geniş koalisyonun yeşil enerjiye geçişe daha istekli olabileceği belirtiliyor.
AZINLIK HÜKÜMETİ
Hollanda 100 yılı aşkın süredir koalisyon hükümetleriyle yönetiliyor. Ancak bu seçimlerde hiçbir partinin yüzde 25’in üzerinde oy alamamış olması nedeniyle bir azınlık hükümeti de olası. Bu senaryoya göre, VVD ve NSC temel bir hükümet planı üzerinde uzlaşabilir ve farklı konularda, parlamentoda hem soldan hem sağdan farklı partilerin desteğini alarak yönetebilir. Sözgelimi göç konusunda PVV ile daha muhafazakâr bir ittifak yaparken, iklim politikalarında da solun desteğini alabilir. Omtzigt, böyle bir düzeneğe sıcak baktığını söylemişti. VVD ise bu tür bir hükümetin doğuştan istikrarsız olduğunu ve kendileri tarafından tercih edilmediğini duyurmuştu.
SON HÜKÜMET DOKUZ AYDA KURULMUŞTU
Hollanda’da cuma günü, siyaset dışından belirlenecek bir isim her bir partiye giderek önerileri ve tercihleri dinlemeye başlayacak. Koalisyon müzakereleri de bu şekilde fiilen başlamış olacak. Ülkede Mart Rutte’nin peş peşe kurduğu dördüncü hükümet, 2010 yılında dokuz ay süren müzakereler sonrasında ancak oluşturulmuştu. (DIŞ HABERLER)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***