Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Kredi Yurtlar Kurumu’nun (KYK) Aydın’daki yurdunda meydana gelen asansör kazasında 22 yaşındaki Zeren Ertaş’ın hayatını kaybetmesi, Türkiye genelinde KYK yurtlarındaki koşulları gündeme getirdi.
Özel yurt ücretleri ve ev kiralarının yüksekliği nedeniyle devlet yurtlarında yer bulabilenler kendilerini şanslı hissetse de öğrenciler yurtlarda çıkan yemeklerden temizliğe, yurtların konumundan kalabalık odalara, güvenlikten ulaşıma kadar birçok sorundan şikayetçi.
2023 yılında KYK yurtlarına başvuru sayısı yüzde 80 artarak rekor seviyeye ulaşınca Gençlik ve Spor Bakanlığı, İzmir’de depremzedeler için inşa edilen Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) ait evleri satın alarak Bayraklı Kız Öğrenci Yurdu’nu hizmete soktu.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan ve isimlerinin gizli tutulmasını isteyen öğrencilerse yurtta kötü koşullar altında barındıklarını söylüyor.
“Bir dairede 16 kişi kalıyoruz”
Ege Üniversitesi’ni kazanarak Antalya’dan İzmir’e gelen B.B. “Özel yurtlar çok pahalı olduğu için önceliğim KYK’ydı. KYK kazanınca çok sevindim ama sevincim yurda adım atınca kursağımda kaldı” dedi.
B.B. yurtlarının diğer KYK yurtlarından farklı olduğunu söyleyerek, “Biz TOKİ evlerinde kalıyoruz. Daireleri yurda dönüştürmüşler. Her dairede 16 kişi kalıyor. Ne kadar çok insan sığdırabilirsek diye düşünmüşler. Her evde iki tuvalet ve iki banyo var. 8’er kişi tuvalet ve banyoyu paylaşıyoruz. Ben dört kişilik bir odada kalıyorum. Çalışma masalarımız yok. Biz öğrenciyiz, ders çalışmamız gerekiyor ama odalar o kadar küçük ki eşya koymaya yer yok. Yurttayken hiçbir şekilde ders çalışamıyoruz. Tek kapaklı küçük giysi dolapları var ama eşyalar sığmıyor, biz de eşyalarımızı evin mutfağındaki dolaplarda tutuyoruz” diye konuştu.
“Yurt yönetimi ‘en azından yatacak yeriniz var, halinize şükredin’ dedi”
KYK yurtlarının tipleri, odanın büyüklüğü, kalan kişi sayısı, içinde tuvalet banyo olması gibi özelliklere göre sınıflandırılıyor.
‘En lüks devlet yurtları’ olarak bilinen 6’ncı tip KYK yurdunda kaldıkları için en yüksek yurt ve depozito ücreti ödediklerini de vurgulayan B.B., “Biz en yüksek tip için aylık 570 lira ödüyoruz. 6’ncı tip kapsamında odalarımızın içersinde çalışma masaları, dolaplar, odaya ait tuvalet ve banyo gibi bir sürü güzel koşullar olması gerekiyor ama bizde bunların hiçbiri yok” diye konuştu.
Bir evin içinde 16 kişi yaşamanın zorluğunu dile getiren B.B., “Sürekli temizlik yapıp duruyoruz. 16 kişi olunca çok çabuk kirleniyor. 3-4 kişilik aile bile bir dairede yaşarken her gün temizlik yapıyorsa, 16 kişiyi siz düşünün. Bizim temizlik değil ders çalışmamız gerekiyor” dedi.
B.B odaların koşullarıyla ilgili yurt yönetimine şikayette bulunduklarında, “En azından yatacak yeriniz var, 4 bin kız biz olmasak dışarıda kalacaktınız, halinize şükredin” yanıtını aldıklarını anlattı.
“Günde 5 saatim yolda geçiyor”
Adana’dan İzmir’e gelen Dokuz Eylül Üniversitesi birinci sınıf öğrencisi A.B. de hijyen sıkıntısı yüzünden evlerde böcek ve farelere rastladıklarını söylüyor.
Odalarının haftada bir kez temizlendiğini kaydeden A.B, “Dağın başında olduğumuz için çevrede çok fazla fare var. Odalarımızın içine kadar giriyor. Evlerin temizliği de haftada bir yapılıyor ama 16 kişi bir ev içerisinde bir arada yaşayınca yeterli olmuyor. Özellikle banyoyu ve tuvaleti bu kadar kişinin ortak kullanması, temizlik açısından çok sıkıntılı oluyor” diye konuştu.
Kimi öğrencilerin en büyük sorunuysa yurdun bulunduğu konum nedeniyle ulaşım. Yurdun Bayraklı’da, okulunun Balçova’da olduğunu söyleyen A.B, “Yurdumuz dağın başında. Okula üç vesaitle gidiyorum. 2,5 saat gidiş, 2,5 saat geliş, günde 5 saatim yolda geçiyor” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi yurdun hizmete girmesinin ardından Bayraklı TOKİ Konutları bölgesine yeni hatlar devreye soktuysa da daha uzak üniversitelere ulaşım sorunu çözülebilmiş değil. A.B. okuluna yakın diğer bir KYK yurduna nakil talebinde bulunduğunu ancak talebine yanıt alamadığını da ifade etti.
“İnternet ve telefon çekmiyor”
A.B de yurtta ders çalışmanın mümkün olmadığından yakınarak, “Ben şu ana kadar hep okulumun kütüphanesinde ders çalışabildim. Yurtta ders çalışabileceğimiz bir ortam yok. Şimdi bir ders çalışma odası açıldı. Ama oraya hiç gitmedim, çünkü yurtta internet ve telefon da çekmiyor. Baz istasyonu getirildi ama hala çok az çekiyor. Yurdun kendi interneti de olmadığı için ailem bana internet alıp gönderdi” diye konuştu. KYK yurtlarında barınan öğrencilere, bakanlık tarafından ücretsiz kablosuz internet sunulmasına rağmen Bayraklı’daki yurtta kalan öğrenciler bundan da mahrum kaldıklarını dile getiriyor.
B.B. ise internet sorunuyla ilgili yurt yönetimine başvurduklarını söyleyerek, “Normalde hangi tipte olursa olsun tüm KYK’larda aylık 32 GB internet veriliyor. Ama bizim internetimiz yok. Üç dört aya geleceğini söylüyorlar ama telefonlarımız bile burada çekmiyor” dedi.
“Yemeklerden kıl, böcek, kurt çıktığı oluyor”
Öğrenciler yurtta verilen yemeklerin de hem porsiyonlarının yetersiz hem de hijyenik olmadığını savunuyor. A.B., “Yemekhanemiz yok, şu an bir çadırda yemek dağıtılıyor. Yemeklerden de kıl, böcek, kurt çıktığı oluyor. Dün bir arkadaşımın poğaçasından sinek ölüsü çıktı” dedi.
Yurdun çevresi çok ıssız olduğu için kendilerini güvende hissetmediklerini de kaydeden A.B. “Etrafta geceleri alkol alan insanlar oluyor. Yurdun etrafında bağıra bağıra dolanıyorlar. Önceden koskoca sitenin iki güvenlik görevlisi vardı. Şu an sayısı biraz daha arttı ama hala yurda girişler çok serbest. Normalde diğer KYK yurtlarında parmak iziyle giriş çıkış yapılıyor. Bizse bir kart gösterip geçtiğimiz için elini kolunu sallayan herkes rahatça girebilir. Denetim daha sıkı olmalı” diye konuştu.
Yurtta kalan diğer öğrenci B.B. ise yurt çevresinde taciz olaylarının da yaşandığını öne sürerek, “Yurda kimin girip çıktığı düzgün denetlenmiyor. Yurdun önüne geceleri arabalar gelip odalara fenerle ışık tutuyorlar, selektör yaparak rahatsız ediyorlar. Bunlar hiç engellenmiyor. Zeren’in ölümünden sonra bizim yurtta da eylemler yapıldığında eyleme gelen polislere de özellikle bu tacizlerle ilgili şikayetlerimizi söyledik. Onlar da karakola gidip dilekçe vererek şikayette bulunmamız gerektiğini söylediler. Biz de özellikle ailelerimizi korkutmak istemediğimiz için karakola giderek şikayette bulunmaktan çekiniyoruz” dedi.
“Asansörleri kullanıma kapattılar”
Aydın’da yaşanan asansör faciasının ardından Türkiye genelinde birçok yurttan da asansörlerin bakım ve tadilata alındığı, kullanıma uygun olmayanlarınsa kapatıldığı haberleri basına yansıdı.
Bayraklı’daki yurtta kalan öğrenciler de yurtlarındaki asansörün Aydın’da yaşanan olayın ardından kullanıma kapatıldığını anlattı. Yurdun asansörünün sürekli takılı kaldığını söyleyen B.A, “Bu yüzden iki üç kere itfaiye de geldi. Aydın’da yaşanan olaydan sonraysa asansörleri tamamen kapattılar. Bizim kaldığımız TOKİ’ler yeni yapılmış ama neden asansörlerin bozuk olduğunu anlamadık” ifadelerini kullandı.
“Ailem beni buraya emanet ettiği için çok pişman”
Yurt yönetiminin taleplerine ilgisiz kaldığını ileri süren öğrenciler, maddi zorluklar yüzünden devlet yurdunu tek çare olarak görüyor.
VOA Türkçe’ye konuşan B.A, “Ailem beni buraya emanet ettiği için çok pişman. ‘İstersen okulu dondur, geri gel’ diyorlar. Çünkü güvenliksiz bir yerde kalıyorum, yetersiz besleniyorum, ders çalışabileceğim bir ortam yok. Çok pişman oldum buraya geldiğime. Ailem de telefonla sürekli yurda ulaşmaya çalışıyor ama aradıklarında telefonlar açılmıyor. İkinci dönem imkanlar el verirse özel yurda çıkmayı ya da memleketime geri dönmeyi düşünüyorum” dedi.
Yurtta kalan diğer öğrenci B.B ise taleplerinin insanca koşullarda barınmak olduğunu söyleyerek, “Biz düzgün yemek yiyebilmek istiyoruz. Ders çalışabilmek istiyoruz. Şu anda yurt ya da ev değil tam bir koğuş ortamı var. Artık bu sorunlarımız çözülsün istiyoruz. Çünkü bu konulardan çok yorulduk, çok yıprandık. Eve ya da özel yurda da maddi zorluklar yüzünden hiçbirimiz çıkamıyoruz. Buraya mahkum olduk” diye konuştu.
VOA Türkçe, öğrencilerin yurttaki koşullarla ilgili anlattıklarıyla ilgili olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkililerine ulaşmaya çalıştı. Ancak bu çaba sonuç vermedi.
2020’de Sayıştay, bakanlığı uyardı
Türkiye’de devlet yurtlarındaki kötü koşullar Sayıştay’ın 2020 yılında hazırladığı rapora da yansımıştı. Sayıştay’ın Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 2020 yılına ait denetim raporunda “Öğrenci yurdu olarak kullanımına elverişli olmayan binaların kiralanmaya devam etmesi” başlıklı bir uyarısı bulunuyor.
Raporda, “Konut veya işyeri olarak planlanan ve yapılan binaların yurt binası olarak kullanıldığı, ancak binalarda mevzuatın gerektirdiği fiziki ve teknik değişikliklerin yapılmadığı görülmüştür. Binaların genelinde yangın söndürme ve algılama sistemleri, havalandırma sistemleri, asansör nitelikleri, altyapı sistemleri, yemekhane kapasiteleri, engelli kullanım alanları, ortak kullanım alanlarının kapasitesi ve niteliğinde asgari şartlar sağlanmamaktadır” ifadeleri yer alıyor.
Raporda, yurt için uygun olmadığı tespit edilen bina/blok sayısıysa 169 olarak veriliyor.
Bakanlık, uzun süredir devlet yurtlarının kapasitesinin yetersiz kalması nedeniyle yurt olarak kullanılmak üzere binalar kiralıyor. Son dönemde sıkça gündeme gelen yurtlardaki fiziksel sorunlar Sayıştay’ın 2021 ve 2022 yılı raporlarınaysa yansımadı.
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak da Zeren Ertaş’ın, 27 Ekim’de asansörde sıkışarak hayatını kaybetmesi sonrası başlayan tartışmalara dair yaptığı açıklamada, bakanlığa bağlı 830 öğrenci yurdunda periyodik asansör bakım ve denetimleri yapıldığını söylemişti.
Bakan Bak, Ertaş’ın ölümünün ardından düzenlenen protestolarıysa, “siyasi rant amaçlı” olarak nitelendirdi. Bak, KYK yurtlarında yemek ve hijyen sorunu olmadığını da savunarak, “Memnuniyet oranı yüksek, tercih edilme oranımız ortada” diye konuşmuştu.
Bak, Türkiye’de KYK’ya bağlı olan 830 yurttaki yatak kapasitesinin 955 bin olduğunu da duyurdu. Ancak Bakan’ın açıklamasına karşı, yurt sayısının arttırılması yerine odalara ranzalar eklenerek yatak sayısının arttırıldığı eleştirisi de yapılıyor.