(Serbest Görüş) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
İYİ Parti Lideri Meral Akşener salı günkü grup toplantısında ‘İYİ Parti’de her şey yolunda… Güneş yerinde duruyor’ dedi. Milletvekili istifaları ve parti içi tartışmalara verdiği cevap buydu. Güneş yerinde derken kastettiği partinin amblemiydi. Evet, parti binaları, amblemi ve tabelası yerinde duruyor. Ama çatıdan kiremitler uçuyor.
İstifalar milletvekilleriyle sınırlı değil. Parti kurucusu ve yöneticilerinden birçok isim yollarını ayırdı.
İYİ Parti yeni bir parti. Büyük hengamelerle karşılaşmadı, yakıcı sorunlarla boğuşmadı. Ölüm kalım meselesi gibi zor tercihlerle yüzleşmedi. Altılı masa ve seçim politikaları dışında ciddi anlamda siyaset üretmedi. Mücadelesi verilecek makam, mevki ve statü diğer partilere oranla daha az.
Kavga konusu olacak iktidar olanaklarının çok uzağında. Yerel yönetimlerde hatırı sayılır belediye başkanı da yok. Seçimlerin üzerinden henüz 6 ay geçti. Meclis grubu büyük oranda yenilendi. Akşener, yol yürüyeceği isimlerin hepsini bizzat seçmese bile son sözü o söyledi.
Yerel seçimlere dönük zihin egzersizi dışında bugün partiyi zorlayacak siyasi bir mesele yok.
Buna rağmen bu istifalar neyin nesi? Parti içi sorunlara işaret eden Ümit Dikbayır’ın açıklamaları göz ardı edilecek veya geçiştirilecek türden değil. Kriz adım adım geldi. İYİ Parti’de işlerin iyi gitmediğini gösteren Dikbayır’ın sözlerini ekrandan bütün Türkiye dinledi. Akşener bu açıklamalar karşısında sadece ‘Edep, haya, ahlak duygusu siyasette çok önemlidir’ diyebildi. Daha ilk adımda iş bu noktaya gelmeden inisiyatifi ele alabilmeliydi.
6 ay önce İYİ Parti listelerinden Meclis’e giren biri daha yolun başında niye ayrılır? Ufak tefek görüş ayrılıkları neden kopma ile sonuçlanır? Parti içi disiplin çok sıkı olduğundan mı? Farklı düşünceye tahammül gösterilmediğinden mi? Sorun nerede?
Listeler yapılırken seçici davranılmadı mı?
İstifaların faturasını kim ödeyecek?
İYİ Parti sahneye yeni çıktı doğru ama parti yönetiminde başta Meral Akşener olmak üzere Koray Aydın, Müsavat Dervişoğlu gibi deneyimli isimler var.
Akşener’in siyasi tecrübesinin yetersiz olduğu söylenemez. Gençliği, üniversite yılları siyasi kavgalarla dolu. DYP’de Tansu Çiller’le birlikte siyaset yaptı. 28 Şubat’ın ateşli günlerinde İçişleri Bakanı’ydı. 28 Şubat MGK’sına bakan olarak katıldı. O gergin ortamda, tehditlerin havada uçuştuğu günlerde ayakta kalmasını bildi. Cesaretiyle de siyaset tarihine adını yazdırdı. Çevik Bir Paşa’ya verdiği ‘Kazıklı Voyvoda’ cevabı kolay unutulmaz.
AK Parti kurulurken AK Parti’ye dümen kırdı. Son dakikada Afyon’daki toplantıya gitmekten vazgeçti. Ve AK Partili günleri çok kısa sürdü. Son anda caymasının nedeni hala anlaşılamadı. Pekâlâ AK Parti’nin vitrin isimlerinden biri olabilirdi. Kimliği ve kişiliği AK Parti’ye uygundu.
MHP gibi bir partide siyaset yaptı. Devlet Bahçeli ile anlaşamadı. Mücadeleyi göze aldı. Karşısına genel başkan adayı olarak çıktı. Yeterli imzayı toplamasına rağmen Genel Merkez’in direnişi olmasaydı, kongreyi kazanabilirdi. Sağ partilerde parti içi mücadelenin zemini maalesef yok.
İYİ Parti de Meral Akşener de siyaset dünyasına ‘umut’ olarak girdi. Türk siyasetinde yeni bir nefes yeni bir soluktu. Sahipsiz kalan merkez sağdaki boşluğu doldurma potansiyeli yüksekti. Önü açıktı. Büyümenin sınırları yoktu. CHP’nin genişleyebileceği alan belliydi. Yönetimini ve politikasını da esnetse iktidar adayı olması kolay değil. Yüzde 25 çıtasının üzeri hayal gibiydi.
Akşener’in liderliğindeki İYİ Parti ise iktidarın alternatifi olabilecek yapı ve dinamizme sahipti.
İlk girdiği seçimde yüzde 10 barajının üstüne çıktı. Çok iyi başlangıç yaptı. Hedef kitlesi MHP’nin tabanı değildi, merkez sağın boşalttığı siyasi alandı. İlk düğmeyi doğru ilikledi. Ama arkası gelmedi. Kadro ile politikalarını örtüştüremedi. Merkezin sağa doğru yürüme ve açılma siyaseti zayıf kaldı. MHP ile AK Parti arasında sıkıştı. CHP ile ilişkilerini sağlıklı tanımlayamadı. Başlangıçtaki doğru yerini tahkim edeceğine sağa sola savruldu. Olayları doğru okuyamadı.
Akşener gibi gençliğinden itibaren siyasetin tehlikeli, zor yollarında yürüyerek pişmiş bir ismin liderliğinde yaşananların sağlıklı açıklaması yok. Bütün mesele geliyor Akşener’in yönetim becerisinde düğümleniyor.
Akşener aksini söylese de İYİ Parti’de işler yolunda gitmiyor. Kurulduğu dönemde iktidarın alternatifi olabilecek potansiyele sahipken, bugün yaşadığı kan kaybından dolayı hayati organlar iflasın eşiğinde, varlığı tehdit altında…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***