YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN
İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurguladığı Anayasa Mahkemesi darbesi gibi çok önemli gündemler var; ancak ben bu yazıda sizi okyanusun bu yakasına getirmek istiyorum.
Çünkü ‘bir şeyler yaklaşıyor’ ve bu iş giderek ilginç bir hale geliyor.
Hikayenin merkezinde yine Erdoğan ve Saray’ın uzantısı AKP’lilerin çevirdiği daha doğrusu çevirmeye çalıştığı dolaplar var. Peşinen “Ne olmuş, adamlar rüşvet alırken suçüstü yapıldı da ne oldu?” diyenler olacaktır ancak bu kez durum farklı.
Çünkü soruşturmayı yürüten FBI ve konunun üzerine giden Amerikan medyası.
Özellikle de The New York Times. Hal böyle olunca ne yargıya talimat verecek ‘Koş İsmail koş’lar ne de gazetelere müdahale edecek ‘Alo Fatihler’ olacak.
Peki olay ne ve bu konu Türkiye’yi neden ilgilendiriyor?
Baştan söyleyeyim soruşturmada Türkiye’deki 17 Aralık skandalı gibi milyonlarca dolarlık rüşvetler, hediye piyanolar, yüzbinlerce dolarlık saatler, çantalar yok. Hatta denebilir ki bu habere konu olan rakamları Erdoğan ve çevresi tenezzül edip rüşvet diye almaz.
NEW YORKTA AKÇELİ İŞLER !
New York Belediye Başkanı Eric Adams hayli popüler bir siyasetçi. Eh sonuçta New York Belediye Başkanısınız. Eğer büyük bir fiyaskoya imza atmaz, mayına basmazsanız oradan Washington’a ve Kongre’ye doğru yürümek mümkün.
Adams’ın da böyle niyetleri olduğu sır değil.
İşte bu kadar kritik bir siyasetçinin pazartesi akşamı sürpriz misafirleri oldu. New York Times’in haberine göre Manhattan’ta bir etkinlikten çıkan Adams’a yaklaşan FBI ajanları “Güvenlik görevlilerinizi geri çekin!” dedikten sonra onunla birlikte lüks makam jeepine biniyorlar.
İki FBI ajanı, başkana el koyma emrini gösterip başkanın şahsi cep telefonu ve iPadini alıyorlar. Ardından üzerinde ‘delil’ yazan bir torbaya koyup ayrılıyorlar. Başkan ise “Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz!” gibi bir laf söylemeyip, itiraz dahi etmeden cihazlarını teslim ediyor.
Film sahnesini andıran bu durum hayli merak uyandırıcı.
Çünkü söz konusu kişi New York belediye başkanı. ABD’li siyasilerin seçim kampanyasını finanse ederken topladığı bağışlar da her zaman soruşturmalara konu olur. Ancak geçen hafta Adams’ın kampanya yöneticisinin evi basıldı, bu hafta da başkanın elektronik cihazlarına el kondu.
Bilal Erdoğan’ın kurduğu Turken Vakfı’nın temel atma töreni… 2018 yılı… Adams, Brooklyn İlçe Başkanı olarak temel atma törenine katılmış ve bizzat Erdoğan’la tanışmıştı.
Soruşturmadan ne çıkacağını henüz tam olarak bilmiyoruz ama kesin olan bir şey var; şu ana kadar ortaya çıkan ‘bağış’ rakamları ve iddialar ev baskını ve başkanın elektronik cihazlarına el koymayı gerektirecek türden şeyler değil.
FBI’in peşinde olduğu ‘başka şeyler’ olmalı!
Şu ana kadar bildiklerimiz ise özetle şöyle; Eric Adams’ın kampanya direktörlerinden Brianna Suggs’un evi 2 Kasım’da basıldı ve elektronik cihazlara el kondu. Suggs açıklama yapmazken, Adams baskın sırasında ‘çok önemli’ dediği bir toplantı için Washington’da, Beyaz Saray’daydı.
Başkan Adams haberi alır almaz hemen New York’a döndü. Adams “her türlü işbirliğine açık” olduğu yönünde demeçler verdi.
Türkiyeli bir gazeteci olarak her olayda Türkiye – Amerika kıyaslaması yapmam doğal. Önümüzdeki günlerde yıl dönümü olacak olan 17 Aralık operasyonunu ve emrinde çalışan bürokratlara ve aile fertlerine “Polis geliyor, kaçın!” diyen bakanları görmüştük.
Burada ise tersini oldu.
Başkan Adams ‘soruşturmayı etkilememek için’ baskın ve sonraki günlerde evi basılan Suggs ile hiç görüşmedi bile.
Gelelim olayın Erdoğan, AKP ve New Yorklu Türklerle olan ilgisine…
Şu ana kadar ortaya çıkan verilere göre Erdoğan rejimi Adams’a çok ciddi ‘yatırım’ yapmış.
Adams defalarca Türkiye’ye götürülmüş ve hediyeler verilmiş. Brooklyn merkezli KSK İnşaat dahil olmak üzere Türk şirketlerinin Adams’ın seçim kampanyasına yaptığı bağışları mercek altına alındı.
Soruşturmada Bahçeşehir Üniversitesi’nin Washington DC’deki şubesi Bay Atlantic Üniversitesinin, Erdoğan ailesinin vakfı olarak bilinen Turken ve Türgev vakıflarının, Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Türk işadamlarının isimleri geçiyor.
Eric Adams’ın hem Erdoğan hem de eşi Emine Erdoğan ile görüşmeleri de ABD medyasına yansıyan detaylardan. FBI Adams’ın Erdoğan’a yakın vakıf, şirket ve kişilerden aldığı bağışlar karşılığında onlara bir ayrıcalık tanıyıp tanımadığını soruşturuyor.
Açıkçası ABD medyasına yansıyan haberlere konu olan rakamlar büyük değil.
Bu tip seçim kamyanyalarında onlarca milyon dolar bağış toplandığı düşünülürse FBI’ın ‘daha büyük balıklar’ peşinde olduğunu varsaymak gerekiyor.
Dediğim gibi, soruşturma sürdüğü için detayları henüz bilmiyoruz ama yaşananlar sıradan bir bağış soruşturması olmadığını teyit ediyor. İlerleyen dönemde Tayyip Erdoğan ve ABD’deki uzun kollarının bu olaydaki rolünü de öğreneceğiz.
Ancak şimdiden şunu söyleyebilirim; Türkiye’de her türlü illegaliteye alışan rejim, benzeri adımları ABD’de atmaya çalışınca radara yakalanıyor. Çünkü burada ‘siyasetin köpeği’ olan bir yargı ve Saray’ın uşağı olmuş bir medya düzeni yok.
Kızılay gibi kurumlardan transfer edilen milyonlarca dolarla kurulan aile vakıfları, Manhattan gibi bir yerde yaptırılan öğrenci yurtları, satın alınan malikaneler, kurulan şirketler ve düşünce kuruluşları üzerinden dönen para trafiklerinin FBI’in gözünden kaçmayacağını bilmek için ABD uzmanı olmaya gerek yok.
Hatta ABD’de inşaa edilen ve açılışını Erdoğan’ın yaptığı Diyanet Camii’nin inşaatından bile yolsuzluk hikayesi çıkarsa hiç şaşırmayın. Kısacası Erdoğan ve rejim aparatları o kadar zehirli ki, bırakın iç içe geçmeyi, yanında duranı bile zehirliyor.
Okyanusun ötesi yakasında olsa bile!
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***