YORUM | TARIK TOROS
Geçen TBMM genel kurulunda Mahmut Tanal, Şanlıurfa’nın dertlerini sıralayıp başkanlık kürsüsündeki Sırrı Süreyya Önder’e, “Nasıl çözülecek” diye sorunca şu şahane yanıtı aldı:
-Davacının ahmağı derdini mübaşire anlatırmış.
Daha ne desin…
Sırrı Süreyya’nın Meclis’e başkanlık etmesi bir şey ifade etse kendi yurt dışı yasağını kaldırtırdı.
***
Dostoyevski demiş ki, “Hayat insanların bütün tasavvurlarını aşacak derecede fantastiktir.”
Yıllarca “Askeri vesayete son vereceğiz, orduyu sivil otoriteye bağlayacağız.” diyen AKP, darbe yapılmış genelkurmay başkanını (Hulusi Akar) savunma bakanı yapıp askeri ona bağladı.
Yine darbeye maruz kalmış kara kuvvetleri komutanı (Yaşar Güler) da ondan sonraki bakan oldu.
Şimdi kalkmış yargı vesayetinden şikayet ediyor.
Kriz yok esasen, kriz çıkarmak isteyenler var.
***
Türk Ceza Kanunu, 309 çok açık: “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya ya da bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alır.”
Yaptıkları ve cezası bu.
Hadi iktidar kötü niyetli, dümen suyuna girenleri ne yapacaksınız?
***
Rejim gittiğinde eski normale hızla geri dönülebileceğini düşünenler kurumsal tahribatın boyutlarından genel itibariyle bihaber.
Ben demiyorum “kurum-kırım” tabirini dolaşıma sokan Cengiz Aktar böyle diyor.
Ülkede adalet olsa, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) 551 bin bireysel başvuru olur muydu?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki (AİHM) başvuruların yüzde 32.5’u Türkiye aleyhine.
Yani, AİHM’in bağlı olduğu 46 üyeli Avrupa Konseyi’nde her 3 başvurudan 1’i Türkiye’den.
Şimdi, baraj görevi gören AYM’yi devreden çıkarmaya çalışıyorlar.
Az düşünseler, günü gelip kendilerini de vakum gibi yutacak hukuki bir faciaya imza attıklarını görecekler, lakin o şuur yok.
***
Gerçekten fantastik şeyler oluyor.
Cezaevindeyken aday yapıp seçtirdiği milletvekili (Engin Alan) tahliye edilmeyip AYM kararıyla çıkınca “İyi ki AYM var.” diyen Bahçeli, şimdi aynı mahkemeye ayar veriyor, başkanına “Kandil’e git!” diyor. Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinde tüm işaretler MHP Genel Merkezi’ni işaret ederken üstelik…
Faşizm hukuk sevmez, mafya sever! (Cümle Mehmet Altan’ın.)
“Haddini bileceksin Bahçeli. Soyadımı bile doğru telaffuz edemeyen Bahçeli, Türkçe öğren de gel!” diyen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun üzerine Türkçe özürlü Alaattin Çakıcı’yı salan Bahçeli.
Öte tarafta kaşla göz arasında, Meclis Başkanlığı’nın yer açmadığı Saadet+Gelecek grubuna kendilerine ait 4 sıradan 2’sini veren Bahçeli.
Bizim memlekette “yaralı parmağa bile işemez” diye bir laf var.
O biçim Bahçeli.
***
Dönelim “yüksek yargı krizine.”
Meral Akşener, “Erdoğan taraf değil hakem olsun.” dedi. Erdoğan da bu pası, “Bize de hakem olmak düşer.” diye karşıladı.
Yahu hakeme gerek yok ki.
Yasalar açık: “AYM kararları kesindir, herkes uymak zorundadır, uyuşmazlık halinde AYM kararı esas alınır.”
Bitti, o kadar.
***
Laf İYİP’e gelmişken…
Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, ‘belediyelerle ticari ilişkileri olduğu için Akşener’in banka hesaplarını incelettiği’ iddialarının araştırılmasını isterken ilk talebi ne oldu biliyor musunuz: Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in aile bireylerinin ve ayrıca özel kalem müdürü ile eşinin banka hesaplarının incelettirilmesi…
Babam ne biliyorsan açık söylesene!
***
Bakın gerçek gündemin yanında bunlar hikaye:
Üniversite intiharları artıyor. En son Hacettepe’de Mühendislik öğrencisi Ayşegül Taylan canına kıydı. Arkadaşları “Bu sistem bizi öldürüyor” diye ayağa kalktı.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre günde 800 kişi kuduz şüphesiyle hastanelere müracaat ediyor.
Milli Eğitim Bakanı Meclis’te ağzından kaçırdı, geçen öğretim yılında 437 bin, bu dönem ilk birkaç ayda 55 bin öğrenci, örgün öğretimden açık öğretime geçmiş.
Türkiye, 2022’de Avrupa Birliği ülkelerinden en çok çöp ithal eden ülke olmuş, Endonezya ve Malezya’yı geçmiş.
Cumhurbaşkanlığı örtülü ödenek harcaması sadece ekim ayında 1 milyar 25 milyon TL ile rekor kırmış.
***
En güzeli şu: Erdoğan’ın oğlu Bilal’in Okçular Vakfı, İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’nda sergi ve atölye açmış. Hakim ve savcılara “nasıl ok atılır” onu gösteriyorlar.
George Orwell’le bitirelim:
Aslında hiçbir şey yasa dışı değildi
Çünkü artık yasa diye bir şey yoktu.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***