(Serbest Görüş) – ASLI GÜNEY
Türk sporunda son dönemde ciddi bir ivme yaşanıyor. Futbolundan basketboluna, voleybolundan hentbolu, boksundan atletizmine kadar birçok alanda sporcularımız ay yıldızlı bayrağı göndere çıkarmak için yoğun bir gayret sarf ediyor. Bu aşamaya kadar da sporcular gecesinden gündüzüne büyük fedakârlıklarına katlanıyor. Haliyle bu başarının gelmesinde ailelerin ve hocalarının desteğini de bir kenara not etmek gerekiyor.
Ancak son dönemde özellikle amatör sporlarda bazı sorunlar dikkatlerden kaçmıyor. Türkiye’den uzakta olsam da, çevremdeki dostlarımdan ve amatör branşlarda spor yapan yakınlarımdan aldığım bazı bilgiler var. Bazen onların anlattıklarını dinlerken ağzım açık kalıyor adeta. ‘Yok canım, bu kadar da değil’ dediğim bile oluyor. Ama birkaç kişiye de aynı şeyleri teyit ettirdiğim de şaşkınlığım daha da artıyor. Hatta bunu yapan kişiler yerine utanıyorum. Muhtemelen bu gerçeklerden Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Amatör Kulüplerin yöneticilerinin haberinin olmadığını ümit ediyorum. Birkaç eski dostla görüştüğümde olmadığını doğrulattım. Bazı kendini bilmez hocaların iş bilmezliği ve uyanıklığı olarak yorumladılar. Ancak bu sözlerle geçiştirilebilecek bir durum değil maalesef.
Şimdi gelelim asıl konuya… Atletizm, Judo, Binicilik, Disk atma, Briç ve Tenis gibi amatör branşlarda Ankara ve İstanbul gibi şehirlerde gelecek vaat eden gençler okullarından tespit ediliyor. Bunlar daha sonra Gençlik ve Spor Bakanlığı İl Müdürlükleri bünyesinde elemelere alınıyor. Bu seçmelerde başarılı olanlar, günlük ve haftalık periyotlarla eğitime alınıyor. Bakanlık ayrıca bu öğrencilere aylık bin ile bin 500 lira arasında maaş veriyor. Gençlerin bazı temel ihtiyaçlarını gidermesi için. Onun dışında bütün malzemeler, yol masrafları ve gıda destekleri aileler tarafından karşılanıyor. Maddi gücü yeterli olmayan aileler, çocuklarının gelecekleri için bütün varlıklarını seferber ediyor ne yazık ki…
İşte sorun da burada başlıyor. Aileler çocuklarının amatör branşlarda iyi bir seviyeye gelmesi için mücadele ederken, bazı uyanıklar da çocukların aldığı üç beş kuruş maaşa göz dikiyor. Yanlış anlamadınız! Lise seviyesindeki amatör branşlarda mücadele eden öğrencilere devlet bin ile bin 500 lira aylık maaş verirken, amatör branş hocaları bu maaşın 300 ile 500 lirasına adeta el koyuyor. Özel ders verildiği gerekçe gösterilerek, bu miktarın hesaplarına havale edilmesi isteniyor. Özellikle bu çapta birkaç değil, onlarca amatör branş hocasının da öğrencilerden bursları hesaba yattıktan sonra havale yapmalarını istediklerini öğrendim. Vallahi canım acıdı. Aylık 50 ile 60 bin lira arasında maaş alan bir hoca, nasıl çocukların 3-5 kuruşa göz diker aklım almıyor. İlk duyduğumda vallahi şaka zannettim. Ancak dekontları görünce midem bulandı. Bu çocuklar bunları hak etmiyor.
Son söz de Bakanlık yetkililerine… Sizlerden ricam… Ankara ve İstanbul gibi şehirlerde amatör olarak eğitim alan ve bakanlığınızın maaş verdiği birkaç öğrenciye kulak kabartınız lütfen. Bu çocuklar bu tarz hocaları hak etmiyor. Hatta bazı hocaların da öğrencilerin başarılı olmaları halinde alacağı hediyenin yarısını almak için önceden söz almaları da ayrı bir garabet. Daha yolun başındaki bir sporcuyu ‘yolunacak tavuk’ gibi gören bir zihniyetten antrenör de olmaz hoca da… Lütfen gençler bu sarmaldan kurtarın. O zaman çocukların atlımı gelecektir. Bizden söylemesi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***