ADANA – Adana’da 65 kişinin yaşamını yitirdiği Tutar Yapı Sitesi davasında konuşan müştekiler, binanın kolonlarının kesildiğini belirterek adalet istedi. Sanık koltuğunun boş kaldığı duruşmada, yeni rapor alınması için duruşma 23 Şubat 2024’e ertelendi.
Mereş merkezli depremde Adana’nın Çukurova ilçesine bağlı Yurt Mahallesi’nde bulunan Tutar Yapı Sitesi C Bloku yıkılırken, enkaz altında kalan 65 kişi ise yaşamını yitirdi. Sitenin diğer 3 bloku ise ayakta kaldı. Hayatını kaybedenlerin yakınları, apartmanın zemin katındaki M.A.’ya ait iş yerinde kolonların kesildiği iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan başlatılan soruşturma kapsamında toplanan delil ve bilirkişi raporu incelemesinin ardından, 8 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi. Kararda, kolon kesiminin tespit edilmediği, M.A.’nın iş yerini satın almadan önce tadilat yapıldığının eksper fotoğraflarıyla belirlendiği, Çukurova Belediyesi’ne herhangi bir şikayet yapılmadığı ve müteahhit Hüseyin Tutar’ın ise 2008 yılında hayatını kaybettiği belirtildi.
İNŞAAT MÜHENDİSİ HAKKINDA DAVA AÇILDI
Savcılık tarafından inşaatın mühendisi olan Cüneyt Akkaya hakkında “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan iddianame hazırlanarak, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi, depremden 3 gün önce yurtdışına çıkıp bir daha gelmeyen Akkaya hakkında “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan dava açtı. Davanın ilk duruşmasına bugün Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanıksız başlanan duruşmaya müştekilerinin yakınları ve avukatları katıldı. Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada müştekiler, sanıktan şikayetçi olup, cezalandırılmasını istedi.
‘ADALET İSTİYORUZ’
Yakınlarını kaybeden müştekilerin anlatımlarına göre, “2020’de apartmanın zemin katındaki dükkanda tadilat başlatıldığı, dükkanın etrafı branda ile çevrilerek içerisinin görülmesi engellendiği, içeride ne işlem yapıldığını görmek isteyen apartman sakinlerinin tadilatta görevli olduğunu düşündükleri bir kişi tarafından belindeki silah gösterilerek tehdit edildiği, şikayet etmeleri üzerine sadece iki gün durdurulan tadilata devam edildiği ve depremden sonra tadilatla ilgili belgeleri görmek için Çukurova Belediyesi’ne giden apartman sakinlerine tüm belgelerin emniyet tarafından alındığı söylendi. Depremde yakınlarını kaybeden Hülya Ercan. “Yapılan tadilatı biliyordum. Ama zeminle birinci katın birleştirildiğini bilmiyordum. Biz adalet istiyoruz. Canlarımız gitti. Yazık değil mi? Ellerini kollarını sallayarak gezmelerini istemiyoruz” dedi. Kızı, damadını ve 3 torununu kaybeden Neziha Yakar, “Tadilat yapılmış. Sorumlular cezalandırılsın. Sonuna kadar davamızın arkasındayız. Kanları yerde kalmasın. Ellerini kollarını sallayarak gezmesinler” diye konuştu.
‘İNŞAAT YAPMAYA DEVAM EDİYORLAR’
Didem Ercan da, “Tadilat izinleri ile ilgili belgeleri incelemek için Çukurova Belediyesi’ne gittik. Depremden sonra emniyet KOM Şube’nin tüm belgeleri aldığını söylediler. ‘Bizde fotokopisi bile yok’ dediler. Bunun da araştırılmasını istiyorum. Belediyedeki sorumlularına da şikayetçiyim. Belgeleri yok ettiklerini düşünüyorum” dedi. Hüseyin Ateş, “Apartman 98 depreminde hasar almadı. 4 bloktan sadece C blok yıkıldı. A ve D bloklarda insanlar hala kalıyor. B blok az hasarlı. Beton ve demir kalitesinden dolayı yıkıldığına inanmıyoruz. Birebir savcılık makamı ile görüştüm. Teknik detaylara hakim olduğunu, merdivenin taşıyıcı sisteme hasar verdiği yönündeki düşüncesini bizzat ağzından duydum. Kolonları kesenlerin hukuki olarak rahatsız dahi edilmesinden dolayı kızgınım. Bu insanlar Adana’da birden fazla inşaat şirketinin sahibi. İnşaat yapmaya devam ediyorlar” diye belirtti.
‘CEZASIZ KALMASINLAR’
Enkazdan yaralı kurtulan ve annesi ile karnındaki bebeğini kaybeden İrem Uskaner, binanın normal bir şekilde değil, batı yönünde savrularak yıkıldığını anlattı. Geçirdiği ameliyatlar sonrası protez ve plakalarla yaşamına devam ettiğini belirten Uskaner, bilirkişi raporuna imza atan profesörden de kolonları kesenlerden de şikayetçi olduğunu ifade ederek, “Bu insanların cezasız kalmasını istemiyorum” dedi.
‘RAPORLAR ÇELİŞKİLİ’
Binanın sadece malzeme kalitesizliğinden çökmediğini belirten Avukat Mehtap Akyüz Özcan, 8 şüpheli ile ilgili verilen takipsizlik kararına itiraz ederek, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden gelen raporun dosyada yer aldığını, ilk rapor ile çelişkiler olduğu gerekçesi ile İTÜ, KATÜ ya da başka bir teknik üniversitenin beton numunelerini incelemesini talep etti. Birinci katla zemin katı alan malikin kredi alabilmesi için Vakıf Katılım Bankası’ndan bir eksper görevlendirildiğini belirten Özcan, eksperin zemin ve birinci katın birleştirildiğini, duvarların kaldırıldığı, merdiven kovası konarak birini katla zemin kat arasında bağlantı sağlandığını ve projeye uygun olmayan birçok değişikliğin yapıldığını rapora yazdığını belirterek eksperin tanık olarak dinlenmesini istedi. Mahkeme, bu konuda uzmanların belirlenmesine, ifadelerinin alınmasına ve arama kurtarmada görevli olanların binanın yıkılma şekli ile ilgili ifadelerinin alınmasına karar verdi. Binanın önce ikiye ayrıldığını sonra yan yatarak yıkıldığını anlatan Özcan, “Demek ki eksik bir ayak mevcut ki bir tarafa yıkılıyor. 2020’de Belediye’ye basit tadilat izni isteyen Bekir ve Osman Baloğlu’nun dinlemesini istiyoruz” diye konuştu.
YENİ RAPOR DAVANIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRECEK
Bilirkişi raporunda; binanın imalatında kullanılan demir ve beton kalitesinin ruhsat tarihinde yürürlükte olan 1975 yönetmeliğinde belirtilen değerlerin çok altında olduğu belirtiliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden gelen rapor ve müştekilerin yaptırdığı bir rapor ilk alınan raporun aksine beton ve demirin kalitesinin iyi olduğunu ortaya koyuyor. Aileler binanın yıkılmasının nedeninin beton ve demir kalitesi ile ilgili değil 2020’de uygulanan ağır tadilatla ilgili olduğunu düşünüyor. Binanın yapılırken mevzuata aykırı yapılması nedeni ile savcının soruşturmaya gerek duymadığı “kolon, kiriş kesme” konusunun soruşturulmasını isteyen müştekiler açısından mahkeme olumlu bir karar verdi. Ailelerin itirazları mahkeme tarafından kabul gördü. Mahkeme beton dayanımı ile ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden yeni bir rapor istenmesine karar verdi. Mahkeme bu konuda suç duyurusu yapılması konusunu rapor geldikten sonra değerlendirmeye karar verdi. Mahkeme ayrıca apartmanda tadilatın yaptırıldığı iddia edilen firmaların ve tadilatı yapılan mülkte diş polikliniği bulunan Mustafa Artun’un tanık olarak çağrılmasına, soruşturma izni beklenen Çukurova ve Seyhan Belediyeleri görevlilerinin ayrılan dosyalarının akıbetinin Cumhuriyet Başsavcılığı’na sorulmasına, ayrıca Çukurova Belediyesi’ne müzekkere yazılarak tadilatla ilgili kimlerin izin talep ettiği ve şikayet dilekçelerine dair bilgi istenmesine karar verdi. Mahkeme, duruşmayı 23 Şubat 2024 tarihine erteledi.
‘HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALSINLAR’
Duruşmanın ardından Avukat Özcan, duruşmaya dair bilgi verdi. 2020 yılında zemin katta yapılan tadilatların soruşturma sırasında hiç incelenmediğini, tadilatı yaptıranların ifadelerinin dahi alınmadığına işaret ederek Akyüz, “Binayla ilgili, dosyadaki mevcut 3 laboratuvar sonucundan 1’inin kötü, diğer 2’sinin ise iyi olduğu yer alıyordu. Bu sonuçların çelişkili olmasından kaynaklı yeni bir rapor düzenlenmesini, yapılan tadilatların da incelenmesini talep ettik ve bu talebimiz kabul gördü” ifadelerini kullandı. Avukat Gülsüm Özdoğru, “Çok duygusal bir duruşma oldu. Çünkü biz orada sevdiklerimizi kaybettik. Sadece müşteki vekili değil, aynı zamanda maktul yakınlarıyız. Bundan dolayı elimizden geldiği kadar dosyaya sarılıyoruz. Bu konuda ihmali olan herkesin, hak ettikleri cezayı almasını istiyoruz” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***