YORUM | HASAN CÜCÜK
Türk futbolunda teknik direktör kıyımı devam ediyor. Henüz sezonun 7. haftası geride kalırken 7 teknik adam değişikliği gerçekleşti. Emre Belözoğlu (Başakşehir), Erdal Güneş (Gaziantep FK), Çağdaş Atan (Kayserispor), Hüseyin Toroğlu (Samsunspor), Fatih Tekke (İstanbulspor) ve Tolunay Kafkas (Ankaragücü) görevine son verilen isimlerdi. Listeye sürpriz bir isim daha eklendi. Beşiktaş’ın Konferans Ligi’nde sahasında İsviçre temsilcisi Lugano’ya 3-2 yenilmesi, teknik patron Şenol Güneş’i koltuğundan etti. Güneş’in istifası elbette daha farklı. Artık kariyerinin son yıllarında bulunan 71 yaşındaki tecrübeli hoca, son yıllarda eleştirilmeye başlanmıştı.
Şenol Güneş hem oyuncu hem de teknik adam olarak Türk futbolunda silinmez ize sahip. Futbolculuk kariyerinin iki yılı hariç tamamı Trabzonspor’da geçti. Başarılı eldiven 1972’de 2.Lig’de formasını giymeye başladığı Trabzonspor’la tarihi başarılar yaşadı. Önce şimdilerin Süper Ligi o yıllardaki adıyla 1.Lig’e ardından İstanbul hegemonyasını kırıp şampiyonluğu Anadolu’ya taşınırken Trabzonspor kalesinde Şenol Güneş vardı. 6 lig şampiyonluğunda rol oynadı. Eldivenlerini çıkarıp, eşofmanları giyerek Türk futboluna hizmete devam etti. Yuvası Trabzonspor’da başlayan teknik adamlık yürüyüşü farklı ekiplerle devam etti. Farklı dönemlerde 4 kez Trabzonspor’u çalıştırdı ama oyuncuyken kaldığı şampiyonluk kupasını teknik adam olarak kaldırmayı başaramadı.
Kariyerinde iki önemli kırılma yaşadı. Biri A Milli Takım diğeri Beşiktaş’la. 2000’de Mustafa Denizli sonrası A Milli Takımı’n başına geçen Güneş, yarım asır sonra Türkiye’yi Dünya Kupası’na taşıdı. Japonya – Güney Kore ortaklığıyla düzenlenen 2002 Dünya Kupası’nda tarih yazan adam oldu. Türkiye, tarihinde ikinci kez katıldığı kupaya damga vurup, evine üçüncü olarak döndü. Başarının bir numaralı mimarı elbette Şenol Güneş’ti. Euro 2004 yolunda play-off maçında Letonya’ya takılınca koltuğundan oldu.
İkinci kırılmayı Haziran 2015’te Beşiktaş’ın başına geçmesiyle yaşadı. Beşiktaş, İnönü Stadı’nı yıkıp, yenisini yaptığı için iç saha maçlarını değişik statlarda oynamak durumundaydı. Bir anlamda sezonun tamamı deplasmandı. Güneş bu süreçte ustalığını konuşturup, siyah beyazlıları şampiyonluğa taşıdı. Beşiktaş ‘göçebe sezonda’ şampiyonluk olurken, Güneş de teknik adamlık kariyerinde ilk şampiyonluğunu yaşadı. Aynı başarıyı ikinci sezonunda da tekrarladı. 4 yıl kaldığı Beşiktaş’ta iki şampiyonluk sevinci yaşadı. Özellikle 2016-17 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde tarih yazdı. İlk kez bir Türk takımı namağlup grupları lider tamamladı. Bu da elbette Şenol Güneş’e nasip oldu.
Mayıs 2019’dan sonra Güneş’in kariyerinde başka bir sayfa açıldı. Almanların ünlü teknik adamı Ottmar Hitzfeld, yıllar önce “Bir teknik adamın en büyük hatası, daha önce başarılı olduğu kulübe ikinci kez gelmesidir” demişti. Güneş bu hatayı bir değil tam iki kez yaptı. Önce Milli Takım ardından Beşiktaş. Mart 2019’da Milli Takım’la yolu ikinci kez kesişti. Millileri, Euro 2020’ye taşıdı ama UEFA Uluslar Ligi’nde hüsran yaşattı. Uluslar B Ligi’nde Macaristan, Rusya ve Sırbistan’la mücadele eden Türkiye, grubu sonuncu tamamlayıp C Ligi’ne düşme şokunu yaşadı. Uluslar Ligi’nin telafisi 2022 Dünya Kupası elemelerinde geldi. Hollanda ve Norveç’i yenme başarısını gösterdik. Letonya ile sahamızda 3-3 berabere kalma şokunu yaşadık.
Asıl hezimet Euro 2020’de geldi. Pandemiden dolayı bir yıl ertelenen Euro 2020’de sıfır çektik. İtalya, Galler ve İsviçre’ye yenilmekten kurtulamadık. En az yarı final rüyasıyla geldiğimiz Euro 2020’yi sonunda olarak bitirdik. Eleştirilerin hedefi olan Güneş istifa yerine devam etmeyi tercih etti. Dünya Kupası yolunda Karadaş beraberliği ve Avrupa futbolunun küçük ülkesi Cebelitarık galibiyetini 6-1’lik Hollanda hezimeti takip etti. Artık bardak dolmuştu. Geriye sadece ayrılık kalıyordu. Milli Takım’a tarihi başarıyı yaşatan Güneş, ikinci gelişinde hüsranın adı oldu.
Beşiktaş Valerien İsmael’i gönderip, yerine Şenol Güneş’i gösterdiğinde takvim yaprakları 28 Ekim 2022’yi gösteriyordu. İsmael yönetiminde şampiyonluk defterini kapatan siyah beyazlılar Güneş’le yeniden umutlandı. Güneş yönetiminde çıkılan 23 maçta 16 galibiyet ve 5 beraberlik vardı. İki de yenilgi. Beşiktaş zirveye yaklaştı ama şampiyonluk için nefesi yetmedi. Gözler doğal olarak bu sezona çevrildi. Ancak Beşiktaş’ın içinde geçtiği ekonomik sıkıntı, Şenol Güneş’in transferde elini kolunu bağladı. Fenerbahçe ve Galatasaray peş peşe İstanbul’a getirip imza attırırken, Beşiktaş isimsiz oyunculara yöneldi.
Rashica, Chamberlain ve Rebic flaş transferler olarak kayıtlara geçti ama son iki isim henüz arzu edilen katkıyı veremedi. Ligde 7 hafta geride kalındığında hanesinde iki yenilgi vardı. Trabzonspor ve Adana Demirspor yenilgilerinden sahada varlığı belli olmayan bir Beşiktaş vardı. Bardağın son damlası Konferans Ligi’nde sahasında 2-0 öne geçtiği maçta İsviçre temsilcisi Lugano’ya 3-2 yenilmesi oldu. Milli Takım’dan sonra Beşiktaş’a ikinci gelişi de hüsran oldu.
Şenol Hoca, Türk futbolunda hak ettiği yere oturtulmayan bir isim. Arkasında hiçbir zaman güçlü bir basın desteği olmadı. Tam tersine kuyusunu kazmaya çalışan bir medya vardı. Trabzon’dan çıkıp İstanbul’a hegemonyasına meydan okuyan biri olarak bir türlü kabullenilmedi. O ‘taşralı’ muamelesi gördü. Kıyafeti bile tartışıldı. Birçok kez karakter suikastına uğradı. Şenol Güneş’i sadece kazandığı kupalarla ölçmek yanlış olur. Evet sadece iki şampiyonluk gördü. Ancak hiçbir hocanın başaramadığını gerçekleştirip, yıldızı sönmüş birçok ismi Türk futboluna kazandırdı. Burak Yılmaz, Selçuk İnan, Umut Bulut, Egemen Korkmaz, Volkan Şen, Engin Baytar, Ozan Tufan, Onur Kıvrak, Olcan Adın, Cenk Tosun, Quaresma ve Oğuzhan Özyakup Şenol Güneş’le kendini bulup, Türk futboluna hizmet etti. Bu açıdan Güneş’in ikinci bir örneği bulunmuyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***