Dün sabah Ankara’da İçişleri Bakanlığı’na terör saldırısı sonrası bugün aralarında Parti Meclisi üyelerinin de bulunduğu Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyelerinin gözaltına alınmasını protesto etmek için İstanbul İl Başkanlığı önünde toplanan partililere polis müdahale etti.
İl başkanlığı önünü çevreleyen emniyet güçleri, müdahale sırasında 10 kişi gözaltına alınırken görüntü almaya çalışan basın mensuplarını zor kullanarak uzaklaştırmaya çalıştı.
HDP’liler polisin tutumunu parti binası içinde oturma eylemi yaparak ve “baskılar bizi yıldıramaz” ve “direne direne kazanacağız” diye slogan atarak protesto etti.
Eski HDP milletvekili: “Önümüzdeki dönemde ben bu ablukanın artacağını düşünüyorum”
Polisin müdahalesi öncesi VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan eski İstanbul milletvekili Musa Piroğlu, iktidarın yerel seçimlere kadar Kürt sorununa dair her türlü meşruiyet alanını daraltma çabası içinde olacağını iddia etti.
Piroğlu, “İktidar, yeni süreçte Kürt sorununa dair her çeşit çıkışı, örgütlenmeyi engelleyeceğini ve kendi bildiğini yapacağını gösteriyor. Bence bir de kırmızı çizgilerini belirliyor iktidar. Bu çizgilerin başında da ‘Kürt sorunundan uzak duracaksınız’ı özellikle şart koşuyor. Önümüzdeki dönemde ben bu ablukanın artacağını düşünüyorum. Yeşil Sol Parti’ye özellikle yerel seçime doğru baskının daha da yoğunlaşma ihtimali var. Geçmişte biz bu ablukaları da gözaltı ve tutuklama dalgalarını da gördük. Kobani davası ortada durmaya devam ediyor. Gezi kararları da ortada duruyor. Benim kişisel görüşüm şudur ki, yeni dönemde iktidar mahkeme ve polis şiddetini halkın üzerinde baskının temel aracına çevirecek” dedi.
İlknur Birol: “Biz ‘barış’ ve Kürt sorununda ‘demokratik çözüm’ demeye devam edeceğiz”
HDP İstanbul İl Eş Başkanı İlknur Birol ise müdahale sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada bu sabah partilerine yapılan operasyonun aslında bir çeşit algı operasyonu olduğunu ve “HDP’yi kriminalize etme” amacı taşıdığını söyledi.
Birol, “Utanç vesikası bir sahneyle yüz yüzeyiz. İl binası binlerce polis tarafından ablukaya alınmış durumda. Bununla toplumsal muhalefetin demokratik muhalefetin sesini kesmenin aracı haline getirmeye çalıştığınızı biliyoruz ve bunu topyekün reddediyoruz. Bugün olanlar ilk kez olmuyor bundan sonra da tekrar etme ihtimali var. O yüzden sözümüz şimdi toplumadır. Demokrasiden yana saf tutan herkes özgürlüklerden yana saf tutan, savaştan yana olmayan sömürüden yoksulluktan yana olmayan herkes saf tutmalıdır. ‘Bu ülkenin demokratik geleceğini kurma irademiz var bu kadar oyuna gelmeyeceğiz’ demelidir. Biz yine barış demeye devam edeceğiz. Biz yine Kürt sorununda demokratik çözüm demeye devam edeceğiz” diye konuştu.