YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN
Maalesef korkulan oluyor.
Hamas ile İsrail arasındaki çatışmalar adım adım bölgesel-belki de küresel- bir savaşa doğru evriliyor.
Çatışmaların 11. gününde İsrail güçleri Gazze’de bir hastaneyi vurdu.
Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesini hedef alan saldırı da yüzlerce kişi hayatını kaybetti.
Ölü sayısının bini aşmasından endişe ediliyor.
Aynı zamanda sığınak olarak da kullanılan hastanedeki can kaybına dair net bir sayı yok çünkü enkaz altında kaç kişinin olduğu hala bilinmiyor.
Bu saldırının sadece Hamas-İsrail çatışması değil tüm Ortadoğu için bir dönüm noktası olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Çünkü yüzlerce sivilin hayatını kaybettiği saldırı sonrası aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bir çok ülkede insanlar sokaklara döküldü.
Elçilikler, konsolosluklar ve ABD üsleri protestoların hedefi olurken İsrail Ulusal Güvenlik Merkezi, Türkiye’deki İsraillilere ülkeyi derhal terk etmelerini söyledi.
Öte yandan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi acil gündemli toplanıyor.
Hizbullah sürece dair olacağına dair en net mesajını verirken 18 Ekim Çarşamba günü ‘öfke günü’ ilan edildi.
Beyrutta ki ABD Büyükelçiliği’nin ateşe verildiği yönünde haberler yayıldı. İran’ın Meşhet kentindeki Razavi Türbesi’ne ‘savaş’ anlamına gelen siyah sancak asıldı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise ABD Başkanı Joe Biden ile Çarşamba günü yapacağı görüşmeyi iptal etti.
Kısacası Hamas ile İsrail arasındaki çatışmaların yayılmasından korkuluyordu ve beklenen oluyor.
Üstelik 7 Ekim’den buy ana İsrail’e çok güçlü bir destek veren ABD Başkanı Joe Biden bugün İsrail’de.
Bir anlamda ateşin tam ortasına gitti.
İSRAİL NEDEN ŞÜPHELİ?
Hamas – İsrail çatışmaları beklendiği gibi büyük bir enformasyon savaşına da sahne oluyor. Özellikle sosyal medya üzerinden yayılan bu dezenformasyon dalgası dün zirveye çıktı.
Saldırı sonrası Gazze Sağlık Bakanlığı patlamaya İsrail Hava Kuvvetlerinin attığı bir bombanın neden olduğunu ve ilk etapta 500 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Hastaneden gelen inanılmaz görüntüler sonrası İsrail yönetimi hastanenin ‘Gazze tarafından fırlatılan ve kısa düşen bir roket tarafından vurulduğunu’ iddia etti.
Sürecin başından bu yana çok tartışılan açıklamalar yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise hastanenin vurulmasına Filistin’de bulunan İslami Cihad’ın başarısız füze atışının neden olduğunu savundu.
ABD Başkanı Biden saldırıya dair araştırma talimatı verdiğini açıklarken bir çok ülke İsrail’i sorumlu tutan ifadeler kullandı.
Açıkçası İsrail’in Hamas’ı suçlayan ifadelerinin inandırıcılığı zayıf. Hamas bir terör örgütü ve 7 Ekim saldırısının hiçbir izahı yok. Ancak hastane saldırısından Hamas’ı suçlamak mantıksız.
Öte yandan İsrail Ordusu çatışmaların başından bu yana benzeri çok fazla saldırı yaptı. Nitekim hastane saldırısı öncesi hayatını kaybeden Filistinli sayısı 3 bini geçmişti.
Ayrıca dün saldırıya uğrayan hastane 14 Ekim’de de bir roket saldırısına uğramış ve hasar görmüştü. Hastaneyi yöneten Anglikan Kilisesi 15 Ekim’de bir açıklama yapıp İsrail’den hastanelere ve sivillere saldırmamasını istemişti.
İkincisi Hamas’ın elinde bu çapta bir yıkıma neden olacak roket yok.
Örgütün bugüne kadar İsrail tarafına attığı roketlerin çapı ve etkisi herkesin malumu. Kameralara yansıyan görüntüler bu konuda belge niteliğinde.
Üçüncüsü sivilleri öldürmekten çekinmeyen Hamas’ın elindeki en güçlü roketi İsrail tarafına değil de Gazze’de bir hastaneye atacağını düşünmek akla yatkın değil.
Dahası İsrail’in bugüne kadar yaptığı bir çok saldırıyı benzeri şekilde inkar ettiğini fakat ilerleyen dönemlerde gerçeklerin ortaya çıktığını biliyoruz.
Mesela El Cezire’nin Filistinli muhabiri Şirin Ebu Akile geçtiğimiz mayıs ayında Batı Şeria’da öldürülmüştü.
İsrail Ordusu ilk günlerde Akile’nin Filistinlilerce öldürüldüğünü iddia etse de takip eden günlerde ‘muhtemelen bir İsrail askeri tarafından vuruldu’ demek durumunda kalmıştı.
Başka örnekler de sıralamak mümkün.
Yani İsrail’in sabıkası hayli kabarık. Öte yandan saldırı öncesi kaydedilen görüntüler İsrail’in tezini boşa düşürüyor. Ayrıca CNN’in tecrübeli savaş muhabiri Clarissa Ward’da patlamanın çok şiddetli olduğunu, bir roketin bu çapta yıkıma yol açamayacağını anlattı.
NETANYAHU’YU KİM DURDURACAK?
ABD Başkanı Biden bugün İsrail’de.
Hastane saldırısı ve yüzlerce kişinin ölmesi Biden’in seyahatini daha da kritik hale getirdi.
Herşeyden önce Netanyahu’yu dizginleyebilecek tek güç Amerika Başkanı Biden dersek abartı olmaz.
Eğer Biden ağırlığını koyup ateşkes sağlayamazsa bu durum ABD Başkanının işini de zora sokacaktır.
Zira ilk günden bu yana çok öne çıktılar.
Özellikle Dışişleri Bakanı Blinken’in İsrail ziyaretinde “Ben buraya aynı zamanda bir Yahudi olarak geldim” türü açıklamaları bölgesel dengeler açısından sorunluydu.
Biden seçimlere giderken bir yandan Yahudi lobisinin desteğini almaya bir yandan da sivil kayıplar nedeniyle yıpranmamaya çalışıyor.
Açıkçası işi giderek daha da zorlaşıyor.
Hamas saldırısı ile tarihi bir fırsat yakaladığını düşünen Netanyahu hükümeti kendilerine açılan alanda sonuna kadar gitmeyi isteyecektir.
KÜRESEL 11 EYLÜL TEHLİKESİ
Bu aşamada en büyük tehlike ise terör eylemlerinin dünyanın dört bir yanına yayılması olacak.
Nitekim ABD’nin Şikago şehrinde 6 yaşındaki Filistinli bir çocuk ve annesi Amerikalı ev sahiplerinin saldırısına uğradı.
6 yaşındaki Filistinli çocuk hayatını kaybetti.
Belçika’da yaşanan bir başka olayda ise kendini IŞİD’li olarak tanıtan saldırgan iki kişiyi öldürüp bir kişiyi de yaraladı.
Artan şiddet, sanal alemi istila eden şaibeli görüntüler ve siyasilerin sorumsuz söylemleri nedeniyle terör olaylarının her yere yayılması riski büyüyor.
Yaşadığımız sürecin şakası yok ve en başta siyasiler olmak üzere sözü geçen kim varsa sahaya inip bu kanı durdurmalı. Aksi halde dünya yeni bir post 11 Eylül dönemine girebilir ki düşüncesi bile çok rahatsız edici.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***