ABD’li teknoloji devlerinden Google aleyhinde açtığı “cinsiyet ayrımcılığı” davasını kazanan Rowe, AA muhabirine, şirketteki kariyerini ve dava sürecini anlattı.
ABD’ye bilgisayar bilimleri alanında yüksek lisans yapmak amacıyla Fulbright bursu ile 1995’te geldiğinin bilgisini veren Rowe, sanal gerçeklik üzerine çalıştığını ancak o yıllarda bu alanda çok iş bulunmaması nedeniyle finans sektöründe çalışmaya başladığını söyledi.
Rowe, öğrencilik yıllarında yaptığı modelleme çalışmalarının finans sektöründe çok fazla kullanıldığına işaret ederek, Chicago ve Londra’da çalışmasının ardından New York’a geldiğini belirtti.
Birçok bankanın 2008 sonrasında risk problemleri yaşadığını anımsatan Rowe, kendisinin de finansal krizin ardından Bank of America’da risk teknolojileri bölümünde çalıştığını, JPMorgan Chase’in aynı bölümünde ise 5 yıl geçirdiğini aktardı.
Rowe, 2017’de Google’daki kariyerine bulut biriminde finans teknolojilerini yöneterek başladığını ifade ederek, “Bulut birimi o zamanlar yeni başlamıştı ve kendi konularında uzmanlara ihtiyaç vardı. CTO ofisi denilen grupta üst düzey yönetici olarak çalışmaya başladım. Hala da aynı görevdeyim.” diye konuştu.
İşe girdikten sonra kendisiyle aynı işi yapan, aynı geçmişe ve donanıma sahip çalışma arkadaşlarının daha yüksek seviyelerde ve daha çok maaşla çalıştığını fark ettiğini dile getiren Rowe, “Başlangıçta tek yapmak istediğim bu sorunu ortaya çıkarıp, düzeltilmesini sağlamak ve haksızlığın ortadan kalkmasıydı. Ben sessiz kalmadıkça sorunlar çözülmek yerine katlanarak devam etmeye başladı.” ifadelerini kullandı.
Rowe, kendisini dava açmaya götüren nedenleri, “Yaşadığım adaletsizlik ve eşitsizlikler aslında bana özel de bir durum değildi. Teknoloji sektöründe ve diğer sektörlerde her seviyede ve konumdaki kadınlar ne yazık ki her gün benzer haksızlıklara, zorluklara göğüs geriyor. Eğer benim seviyemdeki biri de bunlara ‘dur’ demiyorsa kim diyecek diye düşündüm.” diye açıkladı.
Kadınların iş yerlerinde erkeklerle eşit fırsatlara, ücretlendirmeye ve haklara sahip olduğuna inandığını vurgulayan Rowe, “Ülkelerin geleceğini artık teknoloji şirketleri yönlendiriyor. Özellikle bu şirketlerdeki böyle haksızlıklar ve adaletsizliklere sessiz kalmak istemedim. Sessizliği kabul ettiğiniz zaman bu sefer onay veriyorsunuz, o haksızlıkların daha da derinleşmesine yol açıyorsunuz.” dedi.
Rowe, tarih boyunca kadın erkek eşitliği için birçok adım atıldığını, 2018’e kadar Google’da bu konuda dava yolunun kapalı olduğunu, o yıl 20 bin şirket çalışanının işi durdurma kararı sonrasında bu hakkın elde edildiğini, kendisinin de bu yolda devam etmesi gerektiğini düşündüğünü belirtti.
Dava sürecinin yorucu geçtiğini kaydeden Rowe, “Bu konuları dile getirdiğiniz zaman ne yazık ki bunun cezasını da çekiyorsunuz. Size bazı kapılar kapanıyor, almanız gereken bazı terfiler size verilmiyor. Büyük bir işe kalkışmışsınız ama her gün işinize gidip yüzde 100, belki yüzde 200 vermeniz lazım. Çünkü artık mercek altındasınız. Ama hiçbir zaman işimden ayrılmak için yola çıkmadım. Amacım düzeltmekti, hala da düzeltmek için çalışıyorum.” diye konuştu.
Rowe, davayı kazanmasının üzerinden kısa bir süre geçtiğini ve etkilerinin uzun vadede hissedileceğini ancak kısa sürede Google’ın içinden ve dışından, dünyanın her yerinden, Türkiye’den ve ABD’den birçok kadından takdir mesajları aldığını kaydetti.
Davanın cinsiyet ayrımcılığına yönelik Google aleyhinde kazanılan ilk dava olduğuna işaret eden Rowe, şöyle devam etti:
“İnsanlara bir umut olmasını açısından da çok memnunum. Bu karar benim için kişisel bir başarı ama bu aslında teknoloji sektöründe kadınların mücadelesinde bir dönüm noktası oldu. Umarım öyle olmaya devam eder. Dava sonucundan karşınızdaki Google da olsa cinsiyet ayrımcılığına yasalar ve toplum önünde tolerans gösterilmeyeceği mesajı da geldi. Bütün şirketlerden beklentim, daha adil ve eşitlikçi uygulamalar, kadınların erkeklerle eşit maaş alması, kadınların eşit fırsatlara sahip olması, işte, terfide, liderlikte erkeklerle aynı olanaklara sahip olması.”
Rowe, bundan sonra da bu gibi muamelelere maruz kalmış kadınların korkmadan seslerini çıkarabileceğini umduğunu vurgulayarak, davanın tüm kadınların kararlılığını ve gücünü temsil ettiğini ifade etti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümüne ilişkin Rowe, şunları söyledi:
“Türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleriyle büyümüş bir Türk kadınıyım. Annem ile babam benim ismimi Ülkü koyarken, Atatürk’ün manevi kızından esinlenmişler. Belki bu davada bu kadar dik durabilmemin bir sebebi de Atatürk gibi bir liderin ülkesinden çıkmış olabilmem. Cumhuriyet’in 100. yılında bunu yaşamış olmak benim için ayrı bir gurur.”
Kaynak: AA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***