Çocukluğumda yaşamış olduğum aile içi cinsel istismarı anlattığım otobiyografik kitabım Kutsal Tecrit, bundan iki yıl önce yayınlandı. Kitabım 2200 adet basıldı. Henüz tükenmedi. Kutsal Tecrit, Türkiye’de çocuğun cinsel istismarı konusunda mağdurun yazmış olduğu ilk ve tek kitap. Neden ilgi görmedi, baskısı neden tükenmedi bilmiyorum.
Bu kitabı yayınlamak istediğimde birçok yayıneviyle iletişime geçtim, yayınlamayı neden reddettiklerini bilmiyorum.
Kitabımdan –muhalif basında dahil- neden tek cümle bile bahsedilmediğini bilmiyorum.*
Çocuğun cinsel istismarı konusunda çalışma yapan örgütler neden bu kitaptan hiç bahsetmedi?
Arkadaşımın çocukluğunda yaşadığı cinsel istismarı anlattığı otobiyografik kitabının, 2 yıldır neden hala yayınevi bulamadığını da bilmiyorum.
Kitabım hakkında en çok duyduğum şu oldu; “Okumadım, okuyamadım.” Kitabımın neden okunmadığını, okunamadığını da bilmiyorum.
3 yıldır yaptığım çalışmalardan dolayı kadın örgütlerinden neden tek bir destek mesajı almadığımı; cinsel istismar konusunda yazdığım yazılarımı muhalif basında yayınlamak istediğimde, talebimin neden reddettiklerini bilmiyorum.**
İFŞADAN AKTİVİSTLİĞE…
Hikayemi anlattığımda bazı arkadaşlarım benimle neden görüşmeyi kestiklerini; bazı akrabalarım neden hala bana öfkeli olduklarını, beni suçladıklarını da bilmiyorum.
Çocukluğumda annem neden bana inanmadı, öğretmenim neden beni görmedi, dava açmaya cesaret ettiğimde neden zamanaşımıyla karşılaştığımı bilmiyorum.
Benzer deneyimleri yaşayan arkadaşlarımın dosyalarına neden takipsizlik verildiğini; babamın istismarı nasıl yıllarca sürdürebildiğini ve babamın neden intihar ettiğini de bilmiyorum.
İfşadan sonraki 3 yıllık süreç içinde bu sorulara tek başına cevap bulmaya çalışmak çok zordu benim için. Bu sorulara cevap ararken ifşadan aktivistliğe giden sürecim başladı.
Hiçbir şey bilmiyor değilim artık. Bu süreçte öğrendiğim en önemli şey ise; dünyada her 5 çocuktan 1’nin cinsel taciz veya istismara maruz kaldığı, bizim ülkemizde bu oranın daha da fazla olduğu. Aramızda kendisi ya da bir yakını cinsel taciz veya istismara uğramamış olanımız var mı?… Sayılar çok büyük ve giderek artıyor. Sayının fazla olmasının en önemli sebebi bizim bu bilinmezleri konuşmak istemememiz.
28 EKİM’DE İZMİR KİTAP FUARI’NDA
Gelin çocuklarımız için bu konuyu bir yerden konuşmaya başlayalım!
28 Ekim tarihinde İzmir Kitap Fuarı’nda, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Destek Yayınları’nın organizasyonuyla çocuğun cinsel istismarı konusunda çok önemli bir etkinlik gerçekleştireceğiz. Türkiye’de ilk defa mağdurlar ve alanın uzmanlarının bir araya gelmesiyle halka açık bir toplantı düzenleyeceğiz.
Mağdurları dinledikten sonra artık hayatına eskisi gibi devam edemeyen “Rızası Yok” kitabının yazarı İklim Bayraktar’la, gazeteci Aysun Alemdar’ın moderatörlüğünde gerçekleştireceğiz bu etkinliği.
Bu hikaye sadece mağdurların hikayesi değil. Bu hikaye mağdurların, faillerin, şahitlerin… bu hikaye hepimizin hikayesi. Bu korkunç hikayenin akışını değiştirmenin tek yolu yan yana gelmemiz, yan yana durmamız. Bu yan yana geliş bir çocuğun hayatına dokunsa bile değmez mi? Ki birçok çocuğun hayatını kurtaracağımıza eminim.
28 Ekimde İzmir’de herkesi, hikayenin akışını değiştirmeye bekliyoruz!
Gelin bu tabuyu yıkalım!
*Kitabımla ilgili basında çıkan yazılar yakın arkadaşlarımın destekleri sonucu gerçekleşti.
**Muhalif basından sadece Artı Gerçek yazımı yayınlamayı kabul etti. Ben talep etmemiş olduğum halde sürekli yazmamı istedi.
Meliha Yıldız: “1975’te, cinsel istismar da dâhil birçok ihmal ve olumsuzluğun yaşandığı bir evde doğdu. Kırk dört yaşına geldiğinde, bir video-röportajla yaşadığı cinsel istismarı anlattı. Bu, onun için mağdurluktan aktivistliğe giden yolculuğun başlangıcı oldu. Türkiye’de, aile içi cinsel istismarın “mağdur” tarafından anlatıldığı ilk kitap olan “Kutsal Tecrit”i 2021 yılında yazdı. İkinci kitabı Uçurum Kenarındaki Salıncaklar 2023 yılında yayınlandı. Çocuğun cinsel istismarıyla ilgili yaptığı çalışmaları https://melihayildiz.org/ sitesinde paylaşmaya devam ediyor”
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***