Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), piyasaların odaklandığı eylül ayına ait Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini paylaştı.
TÜFE’deki değişim 2023 yılı Eylül ayında, bir önceki aya göre yüzde 4,75, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 49,86, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,53 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,30 olarak gerçekleşti.
Peki önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ekonomik durumu nasıl olacak? Açıklanan enflasyon oranı yurttaşların cebine nasıl yansıyor? Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibinin faizi artırma politikası olumlu sonuçlar doğurabilir mi? Yıl sonu enflasyon beklentisi ne? Bu soruların cevaplarını Ekonomist Mustafa Sönmez, Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ve Prof. Dr. Kamil Yılmaz ile konuştuk.
KOZANOĞLU: DÖVİZDEKİ ARTIŞIN DEVAM EDECEĞİNİ, BUNUN DA ENFLASYONU BESLEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM
Ekonomist Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, dövizdeki artışın devam edeceğini, bunun da enflasyonu besleyeceğini söyledi. Önümüzdeki aylarda enflasyonun düşmesi için en önemli dinamiğin faizlerdeki artış olduğunu vurgulayan Kozanoğlu, bunun da kredi kartı ve ihtiyaç kredisi faizlerini artırarak bireysel tüketimi kısmak hamlesinden kaynaklanacağını anlattı:
‘‘Enflasyonun ilk 9 ayda yüzde 49,86 artması, yüzde 65 hedefinin tutması son 3 ayda yüzde 3,25’lik bir artışa işaret ediyor. Ben bunun aşılacağını, enflasyonun yüzde 70’e doğru tırmanacağını tahmin ediyorum. Döviz kurlarındaki değişiklik de enflasyon için en önemli dinamiklerden bir tanesi. Ağustos ayında yüzde 2, Eylül ayında ise sıfır civarında artması Eylül ayı enflasyonunun nispi olarak düşük çıkmasına sebep oldu. Ekim ayında enflasyonun artacağına yönelik bir beklenti var. 27 buçuğa çıktı dolar. Dövizdeki artışın devam edeceğini, bunun da enflasyonu besleyeceğini düşünüyorum. Önümüzdeki aylarda enflasyonun hız kesmesi için en önemli dinamik faizlerdeki artış. Özellikle kredi kartı, ihtiyaç kredisi faizlerini artırarak bireysel tüketimi kısmak hamlesinden kaynaklanacak. Bu, belli ölçüde sonuç verebilir. Yani son 3 ayda belirgin bir yavaşlama görülebilir ama bu da insanların satın alma gücünün daralmasından, gelirleri yetmeyenlerin borçlanarak yaşam standartlarını sürdürme olanağının daralmasından kaynaklanacak. Yani sosyal açıdan istenen bir durum söz konusu değil.’’
YILMAZ: ENFLASYONUN 2025 SONUNDA BELKİ TEK HANELERE DÜŞMESİ MÜMKÜN
Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi bölümünden Prof. Dr. Kamil Yılmaz ise TÜİK’in bugün açıkladığı enflasyon rakamlarının beklentilerden uzak olmadığını söyledi. Yılmaz, ‘‘Beklentilerimden uzak bir rakam değil. Enflasyon yıllık veya 12 aylık enflasyon yükselmeye devam ediyor. Merkez Bankası onun için faiz arttırma adımlarını devam ettirmek durumunda. Ben bu ay da güçlü bir adım atacaklarını düşünüyorum. Atmaları gerekiyor. Merkez Bankası bu yolda devam ederse yıl sonuna doğru yüzde 35 üzerinde bir politika faizi ile bitirebilirse bence bir gelecek yıl sonuna doğru enflasyonun aşağı doğru gelmesi mümkün. İkinci yarıda aşağı gelecek ve 2025 sonunda belki tek hanelere inmesi mümkün olabilir. Bu genel seçime yönelik çok hızlı bir faiz indirimleriyle yükseltilen enflasyonu gördüğünüz gibi kontrol altına almak birkaç yılı bulacak. O anlamda Merkez Bankası’nın siyasi otorite tarafından da desteklenmesi önemli. Bu aylık enflasyonun çok anormal bir sonuç olmadığını görüyoruz. Eğitim yılının başlaması nedeniyle her zaman Eylül-Ekim ayı yüksek gelir.’’ diye konuştu.
MERKEZ BANKASI’NA İZİN VERİLMESİ GEREKİYOR
Geçtiğimiz aylarda Merkez Bankası’nın faiz artırma politikasının Ekim ayında da devam edeceğini ön gördüğünü söyleyen Yılmaz, 2025 sonunda enflasyonun tek haneli rakamlara düşebileceğini aktardı:
‘‘Merkez Bankası’nın baskı altında kalmaması gerekiyor. Aslında Mayıs seçimlerinden sonraki kur artışının etkilerini biz peyderpey görüyoruz. Giderek kademeli olarak azalan bir etki. Önemli olan Merkez Bankası’nın bu yolda yürümeye devam etmesi. Herhangi bir şekilde bu faiz artırımlarına ara verirsek kur tekrar yukarı doğru hızlı bir şekilde çıkacak. O zaman enflasyona yine bir ivme kazandırılacak. Yani bir yola girildi. Bu yoldan dönülmemeli. Ne olursa olsun dönülmemesi şu açıdan da önemli: Çünkü Merkez Bankası’nın yönetimi, başkan yardımcıları değiştikten sonra 750 baz puanlık bir artış geldi ve bu beklentinin üzerindeydi. Sonra Eylül ayında 500 baz puanlık kararı verildi. Ekim ayında bence 500 puanlık bir artış kesinlikle çok doğru bir adım olur. Bunun arkasından yabancı sermayenin raporlarda, kredi derecelendirme şirketlerinde negatiften durağana alınması iyi haber. Ama karın doyurmuyor. Türkiye’ye sermaye girmiyor. Bunların olması için Merkez Bankası’na izin verilmesi gerekiyor. Bunlar olursa sermaye girişiminin daha güçlenebileceğini, kademeli olarak artacağını düşünüyorum. Şu anda işte Mehmet Şimşek ve ekibi bence istediklerini yapıyor gözüküyor. Umarım bu böyle devam eder.’’
SÖNMEZ: GIDADAKİ ARTIŞLARIN ETKİSİ GEÇMEDİKÇE ENFLASYON BELASI SÜRMEYE DEVAM EDECEK
Ekonomist Mustafa Sönmez ise, gıda enflasyonuna dikkat çekti. ‘‘Görünürdeki faiz artışlarıyla enflasyonu durdurma hamlesi gıdaya sökmez’’ diyen Sönmez, yıl sonunda enflasyonun yüzde 70’lere geleceğini anlattı. Enflasyon oranında gerilemenin olabilmesi için gıda enflasyonunun düşmesi gerektiğini düşünen Sönmez şöyle konuştu:
‘‘Burada esas dikkat çekilmesi gereken nokta gıda enflasyonu. Yüzde 75’i bulmuş durumda gıda enflasyonu. Gıda alt gelir gruplarının, orta gelir gruplarının bütçesinin önemli bir kısmını belirliyor ve sürekli bir artış halinde. Bu enflasyonu durdurabilmek gibi bir durum pek görünmüyor. Görünürdeki faiz artışlarıyla enflasyonu durdurma hamlesi gıdaya sökmez. Gıdada esas olarak bir arz ve üretim sorunu var. Hem bitkisel hem hayvansal üretimde çok ciddi gerilemeler var. Burada iktidarın çok planlı bir yaklaşımı olduğu görülmüyor. Dolayısıyla gıdadaki artışların etkisi geçmedikçe enflasyon belası sürmeye devam edecek. Dışarıda, yemek fiyatlarında yüzde 92’lik bir enflasyon görüyoruz gıda fiyatlarından dolayı. Büfelerde satılan yiyecek-içecekler esas olarak gıda fiyatlarından etkilenir. Yıl sonu yüzde 70’lerde kapabilir enflasyon. Önümüzdeki aylarda gıda enflasyonu düşmediği sürece hiçbir şekilde gerilme göremeyiz.
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***