CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin yerel yönetimler çalıştayında konuştu. Ekonomiden uyuşturucu sorununa, eğitimden adalete her konuda değerlendirmelerde bulundu ancak AİHM’nin Türkiye’yi mahkum ettiği ‘Yüksel Yalçınkaya’ kararı ile ilgili tek kelime etmedi.
KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya kararı 5 gün önce açıklanmıştı. Türkiye’deki muhalefet partisi liderleri kararla ilgili günlerdir tek cümle açıklama yapmıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP iktidarının mültecileri Türkiye’nin başına bela ettiğini söyledi. Şanlıurfa’da partisinin yerel yönetim çalıştayında konuşan Kılıçdaroğlu’nun hedefinde hükümet vardı. Kılıçdaroğlu, “Kendi karnını doyurmakta zorlanan kardeşim bir de 500 bin Suriyeli’nin karnını doyurmaya çalışıyor. İktidar olsaydık hepsini gönderecektik. İnsani koşullarda göndereceğiz. Bu milletin başına bela ettin bu insanları. Onlar için de üzülüyorum. Onlar da insan. Senin ne işin vardı Ortadoğu bataklığında!” dedi.
Uyuşturucu sorunundan da bahseden Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri. Uyuşturucu nedeniyle gençliğimizi kaybedebiliriz. Bu artık bir milli güvenlik sorunudur. Milyar dolarları kazanıyorlar. Sınırlar yol geçen hanı. Cezaevinde bir tane bile uyuşturucu baronu göremezsiniz.” ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
- Bizim ülkemizde adalet var mı? Hz. İbrahim ve Nemrut’un kavgası aslında bir adalet kavgasıdır.
- Her Firavunun bir Musa’sı vardı. Adaletli davranmak sadece mahkeme salonunda olmaz.
- Kanal İstanbul’a milyarları yatıracak. Kim için? Birileri zengin olsun diye…
- Bu siyasal iktidarın ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur.
- Eğer montaj videolar yapıyorsanız ahlaki ve siyasî meşruiyetiniz tartışılır hale gelir.
- Milletin seçtiği belediye başkanı yerine kayyum atarsanız, siyasî meşruiyete gölge düşürür. Bu millet niye oy kullanıyor? Bunun adı demokrasi olur mu? Bu tam bir felakettir
NE OLMUŞTU?
KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya, 6 Ocak 2017 tarihinde Kayseri Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede “TCK 314/2 temelinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmakla” suçlanmıştı. Suçlamaya gerekçe olarak “ByLock uygulaması kullanmak, Bank Asya’da hesap sahibi olmak (3 bin 110 TL), FETÖ-PDY bağlantılı dernek ve sendikalara üye olmak, OHAL döneminde yayınlanan Kamu Personeline İlişkin Önlemlerle İlgili 672 nolu KHK kapsamında işten çıkarılmak ve gizli tanık ifadeleri” gösterilmişti.
Yalçınkaya, 21 Mart 2017’de Kayseri Ceza Mahkemesi tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum edildi. İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay’a yaptığı temyiz başvuruları reddedildi. AYM’ye yaptığı bireysel başvuru da kabul edilemez ilan edildi. Yalçınkaya, bunun üzerine 17 Mart 2020 tarihinde hak ihlali iddiası temelinde AİHM’ye başvurmuştu.
AİHM, “ByLock kullanmak”, “Bank Asya’da hesabı olmak” suçlamalarıyla gizli bir tanığın ifadesiyle mahkum olan Yalçınkaya’nın 2020 yılında açtığı bireysel davada, Türkiye aleyhine ihlal kararı verdi.
AİHM Büyük Dairesi, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasını, kanunsuz suç olamayacağı ilkesini düzenleyen 7. maddesini ve örgütlenme ve toplanma hakkıyla ilgili 11. maddesini ihlal ettiğine hükmetti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***