CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun 4-5 Kasım’da Grup Başkanı Özgür Özel ve eski Parti Meclisi (PM) Üyesi Örsan Kunter Öymen‘e karşı mücadele edeceği 38. Olağan Kurultay öncesi sürpriz bir gelişmeler yaşanıyor.
Ana muhalefet partisi lideri, partideki ‘değişim’ tartışmalarının öncülerinden İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu‘na kurultay divan başkanlığı teklif etmiş, İmamoğlu da bunu kabul etmişti.
Söz konusu hamleler kamuoyunda farklı yorumlara yol açarken, Kısa Dalga yazarı Sedat Bozkurt şu görüşleri dile getirdi:
“(…) Bu aslında politik olarak anlaşılabilir stratejik bir hamleydi. Kılıçdaroğlu kurultaydaki rakibi Özgür Özel’i bir anda kurultay salonundaki 3’üncü özne haline getirdi. Onu gölgede bırakacak bir ismi kurultay başkanlığı koltuğuna oturttu. Kurultay başkanı tarafsız olmak zorunda o salonda. Oysa İmamoğlu’nun etkileyebileceği pek çok delege olacak o salonun içinde. Onlarla bir araya bile gelemeyecek. Niyeti bu mudur? Olabilir.
‘KILIÇDAROĞLU, İMAMOĞLU’NUN ÖNÜNÜ AÇIYOR OLABİLİR’
Ben farklı okuyorum. Kılıçdaroğlu partisinin geleceğini kurguluyor. Bu gibi düşüncelerini kimse ile paylaşmaz. İmamoğlu’nu kurultay başkanı yaparak bu kurultayda taraf olmasını önledi. İmamoğlu İstanbul Belediye Başkanı olarak yeniden seçilirse -ki kazanma ihtimalinin yüksek olduğu AKP anketlerinde bile görülüyor- bana göre en erken olan tarih 2026 ya da 2027’deki seçimlerde CHP’nin cumhurbaşkanı adayıdır. Parti genel başkanı olmayan aday olarak İmamoğlu, zamanında yapılacak seçimlerde aday olup olamayacağı tartışılan ve tek koşulu TBMM’nin erken seçim kararı alması olan Erdoğan’ın karşısındaki favori adaydır.
Kılıçdaroğlu İmamoğlu’nun genel başkanlığının, parti içi mücadelede taraf olmasının önünü keserek cumhurbaşkanlığının önünü açıyor olabilir. Bu tür hamleler Kılıçdaroğlu için sürpriz değildir. (…)”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***