DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gündemde yer alan konulara ilişkin olarak Sözcü yazarı İsmail Saymaz‘a açıklamalarda bulundu.
Mart 2024’te düzenlenmesi beklenen yerel seçimlere herhangi bir ittifak çatısı altında olmadan, bağımsız girme niyetini dile getiren Babacan, “Bu, büyük ihtimalle kaybettirecek” yorumu üzerine “Yerel seçimde aday isimleri çok önemli. Adaylar fark oluşturuyor. İkincisi, biz kazanmak için giriyoruz ama kime kaybettirdiğimiz, hangi partinin tabanından oy geleceği değişebilir” ifadesini kullandı.
Babacan, gazetecinin “İstanbul, Ankara ve İzmir için aklınızda aday var mı?” şeklindeki sorusuna da “Aklımda aday var ama benden başkası bilmiyor. Genel merkezimizin komisyonları görüşme yapacak, karar verilecek” yanıtını verdi.
Devamında Saymaz’ın yönelttiği sorular ve DEVA liderinin bunlara verdiği yanıtlardan bazıları şöyle:
■ Tabanınız “Kendimiz girelim mi?” diyor.
Tabanımız ve genel merkezimizde kahir ekseriyet “Kendimiz girelim” diyor. Genel merkezden sadece üç kişi “Ortak liste” dedi.
■ İsimler ne zaman belirlenir?
Niyetimiz İstanbul ve Ankara’yı erken açıklamak. Bazı yerlerde gecikebilir. DEVA belediyeciliği, temiz belediyecilik diye manifesto yayınlıyoruz ve aday olacak kişiler ona imza atıp aday olacak. Niye yanlış düzlemde başkalarıyla aday yapalım ki? “Oradan biz nemalanıp” diye düşünülen işin içinde olmayız. Zaten CHP’de bunu kaldıracak psikoloji yok. CHP’deki popülizm “İttifak yanlıştı, niye bu partileri kattınız” şeklinde. Ortak bir anlayış olmadan ittifak mümkün değil. Münferit yerlerde işbirliği yapılabilir ama büyük şehirlerde olmaz.
■ İmamoğlu, “İttifak turuna çıkacağım” demişti.
Böyle bir şey mümkün gözükmüyor ama olsa bile biz çoktan adayımızı açıklamış oluruz.
■ Erdoğan, MHP’den kurtulmak istiyorum diye DEVA ve Gelecek’e gelirse ne yaparsınız?
‘Kadroda değişiklik var, rasyonaliteye dönüş olabilir mi?’ diye bir algı var ama hukuk ve özgürlükler konusunda değişiklik yok. İçişleri Bakanı değişti diye bir ülkede suçlu suçsuz, suçsuz suçlu olursa o ülke hukuk devleti olmuyor. Bunu yapan da aynı kişi, öncesini yapan da. Bir grup yer değiştirip başka grubun önü mü açılıyor, bilmiyoruz. İçişleri Bakanı’nın adımlarını destekliyoruz ama sürdürülebilirliğini göreceğiz.
Dışişleri kadrosunun iyi olduğunu ve daha az sorun olabileceğini söylemiştim. Cumhurbaşkanı üzerinde etkilerinin olması önemli.
Ekonomiye gelelim, çoğu eski arkadaşlarımız. Merkez Bankası tam bağımsız ve şeffaf olmadan düzelme mümkün değil. Seçimden sonra 40 milyar dolar arka kapıdan satıldı. 128 milyar dolar diyoruz ya, üstüne 226 milyar daha satıldı, toplam rakam 354 milyar dolar. Merkez Bankası’nın ne kadar sattığını açıklaması lazım. Bugünkü 27,5 liralık kur acaba piyasa dengesiyle mi oluşuyor, yoksa Merkez Bankası bankalara üç milyar dolar verip mi bu seviyede tutuyor? Bunlar bilinmiyor. Böyle giderse bu arkadaşlar bataklığa batar. Şeffaf olmamak, yanlışı doğru gibi göstermek, kendi dönemlerinde olmayanların üstünü örtmeye çalışmak… O bataklık onları yavaş yavaş içine çeker.
■ AK Parti MHP’den ayrılıp sizinle işbirliği yapmak istese…
Yüzde bir ihtimal görsek, niye ayrıldık ki? Herkesin metal yorgunluğu oluyor, herkes değişiyor ama bir kişi nasıl oluyorsa hiç yorulmuyor. Çünkü güç zehirlenmesi diye bir şey var. Güç zehirlenmesi yozlaştırıyor. Dolayısıyla Erdoğan işin başında olduğu sürece bu meselenin düzelmesi imkansız.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***