CHP’nin, ekonomik sorunların halka verdiği zararların araştırılmasına ilişkin grup önerisinin gündemin önüne alınarak bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülme önerisi AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Önerinin gerekçesini açıklayan CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, şunları söyledi:
“İKTİDAR OLARAK GÖREVE ‘3Y’ İLE BAŞLAMIŞTINIZ BUNLARIN ÜSTÜNE BİR YIKIM EKLENDİ, BİR DE YALANLAR EKLENDİ”
“İktidar olarak göreve ‘3Y’ ile başlamıştınız. Ne yazık ki bu yoksulluk, yasaklar, yolsuzluğun üstüne 2 tane daha eklendi. Bunların üstüne bir yıkım eklendi, bir de yalanlar eklendi. Rize’de çay tarımı yapılır. 90 yaşında bir Fatma ninem var. ‘Ben ölürsem bu çayların hali ne olacak’ diyor. Çiftinin öyle bir bağı var ki; çayı sadece toplayıp satmak değil, ona bakmak gibi kendine bir görev ve yaşam alanı edinmiş, bir iş yapmış. Fatma teyzeye siz geldiniz, iktidarınız döneminde çayın bir kilogramı için 11,30 TL teklif ettiniz. Ses çıkarmadı gitti yağmur altında topladı. Parasını vermeye sıra geldiğinde 11,30 TL’ye değil 5 TL’ye düştüğünü öğrendi. Eskiden alabildiği 1 kilogram çay ile 4 tane ekmeğin birden bire 3 tanesi yok oldu.
İktidarınızda kuru çaya yüzde 90’a yakın zam yaparken; yaş çay üreticisine sıfır zam yapmak gibi bir sonuç ortaya koydunuz. Rize’de Tip-1 SMA hastası çocuklarımız var. Bu çocuklarımıza sensör verileceğiyle ilgili cumhurbaşkanının beyanı olmasına rağmen neden bunların verilmesiyle ilgili Ak Parti milletvekilleri cumhurbaşkanının söylediğini yapmak istemiyor musunuz? Neden bu çocuklara bu cihazı vermiyorsunuz? Bu cihazı çocuklara vermemekle, çocuklara yalan söylediniz. Onların ailelerine yalan söylediniz.
“ASGARİ ÜCRETİN 11 BİN 400 DEĞİL EN AZINDAN 20 BİNİN ÜSTÜNDE OLMASI GEREKTİĞİ AŞİKARDIR”
Asgari ücret şu anda 11 bin 300 lira. Asgari ücretle daha evvel TEDAŞ’ta çalışıp, düzgünce bir para alan işçimiz, eşini annesinin babasının evine gönderip çocuğunu ayrı bir yerde okula gönderip ekonomi de ayakta kalabilmek için tek maaşla ailesini yuvasını dağıttı. Sİzin ekonomik zorluklarınız işte ailelerinin yuvalarının dağılmasına adeta neden oldu. Eğitimde bittik, tarımda bittik. Eğitimde öğrencilerimiz yurt bulamıyor, beslenme çantalarını koyamıyoruz. Tarımda birçok yerde gerçekten iflas etmiş durumdayız. Yapılacak olan hiç beklemeden hemen şimdi bugün yapılacak bir düzenlemeyle emekli maaşlarını makul seviyelere getirmektir. Türk- İş’in raporuna göre; 39 bin TL olan yoksulluk sınırı, açlık sınırının da 12 bin 190 TL olduğunu düşündüğünüzde asgari ücretin 11 bin 400 değil en azından 20 binin üstünde olması gerektiği aşikardır.”
“FAKİRLİK VE YOKSULLUK ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜ SOKAĞIMIZDA ARZI ENDAM EDİYOR”
Saadet Partisi grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Birol Aydın şunları kaydetti:
“Enflasyonda halimiz ortada, döviz kurları ortada, işsizlik rakamları ortada, market raflarındaki etiketler ortada. Üretim, ithalat, ihracat, faizler… Hangi veriyi ele alırsak alalım dökülüyoruz. Ancak verilerin ötesinde; verilerle anlatmakta aciz kaldığımız tablolar var. Bir babanın çocuğuna simit parası, kantin parası verememesi hangi grafikle açıklanabilir? Bir annenin evladının istediği köfteyi aylardır yapamamasının hissiyatını hangi rakamlar açıklayabilir? Torununa harçlık vermesi gereken dedeler, babaanneler torunlarından ya da evlatlarından harçlık alır hale gelmişse bunu hangi grafikle izah edebiliriz?
Açlık sınırı 15 bin lirayı buldu, yoksulluk sınırı 42 bin lirayı. Sizce bugün kirada oturan iki çocuklu mütevazi bir ailenin rahat bir geçim için kaç para alması gerekiyor? Bugün çok mütevazi bir düğün yapmak isteyen insan kaç paraya ihtiyaç duymaktadır? Sabah akşam biz anayasa konuşalım isteniyoruz. Evin giderleri tıkanmış ama siz 20 yılda 20 kez değiştirdiğiniz fayansları yeniden değiştirelim diyorsunuz. Evin çatısı uçmuş siz evin balkonuna hangi renk saksı koyalım istiyorsunuz. Günün sonunda fakirlik ve yoksulluk ete kemiğe büründü sokağımızda arzı endam ediyor.”
“TÜRK LİRASININ DEĞERİ GÜNDEN GÜNE AZALDI, AZALMAYA DA DEVAM EDİYOR”
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ersin Beyaz ise şunları söyledi:
“Geldiğimiz noktada ne Türkiye ekonomisinin ne de Türk milletinin hükümetten daha değerli olduğu söylenir durumdadır. İktidar kendi varlığının ve devamlılığının esasını devletin ve milletin bekasından üstün görmektedir. Partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçtik geçeli sayın genel başkanımız Meral Akşener’in tabiriyle bu ucube sistem ve kriz iktidarında zamlardan ve vergilerden milletimizin beli bir türlü doğrulmamıştır. Cumhurbaşkanın geçen yıl ‘Nas var’ diyerek islami bir söylem geliştirmesine, seçimlerden önce de ‘bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez’ demesine rağmen her geçen gün faiz batağında bir ülke haline geldik.
Türk lirasının değeri günden güne azaldı, azalmaya da devam ediyor. Sayın cumhurbaşkanı başta olduğu sürece azalacak şeyin faiz değil maalesef Türk lirasının değeri olacağı anlaşılmaktadır. İktidar sebep olduğu bu ekonomik buhranı nasıl finanse edeceğini de şaşırmış durumdadır. Akla gelmeyen vergi yükleri, fahiş zamlarla birlikte her alanda vatandaşımızı zorlamaktadır. Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere verilen ekonomik ayrıcalık ve tavizlere rağmen kendi milletinin sırtına vergi yükü bindirmektedir.
Dünyada hiçbir ülkede böyle bir iktidar yoktur ki kendi açtığı sorunu kendi çözeceği iddiasında bulunsun. İktidar önümüzdeki yerel seçimlere kadar durumu kurtarma derdine düşmüştür. Belediye seçimlerinden sonra da daha büyük zamlar, daha da derinleşen bir krizle ülkeyi iflasa sürükleyecektir. Bilimsel bilgiden uzak bir inat uğruna ülke ekonomisinin getirildiği durum ortadadır. Dünyadaki en yüksek enflasyona sahip yedinci ülkeyiz. Her defasında uyarılan iktidar siyasi hırsı, inadı ve rantı uğruna ülkemizi ekonomik bir uçurumun eşiğine getirmiştir. Emeklimiz, asgari ücretlimiz, dar ve sabit gelirlimiz başta olmak üzere halkımızın her sosyal kesimi ekonomik krizi iliklerine kadar hissetmektedir.”
“İNSANLAR GEÇİNEMEDİKLERİ İÇİN YAŞAMLARINA SON VERİYORLAR”
Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, şunları söyledi:
“Türkiye özellikle çözüm sürecinin bitirilmesi ve 7 Haziran seçimlerinde AKP’nin yaşadığı yenilgi sonrasında adım adım totaliter ve milliyetçi bir hatta yönelmiş, temel hak ve özgürlükler askıya alınmış, kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırılarak ekonomik krize sürüklenmiştir. 2015’ten beri kaynakların güvenlik ve şiddet harcamalarına ayrılması, rant ve talan ekonomisi, ahbap çavuş kapitalizmi, lüks, şatafat, israf denkleminin öne çıkması Türkiye halklarını büyük bir ekonomik krizle baş başa bırakmıştır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesiyle birlikte TL’nin değer kaybı hız kazanmış, 9 Temmuz 2008’de 4,54 TL olan dolar kuru bugün 27,56 TL’ye yükselmiş, Merkez Bankası rezervleri erimiş, cari açık, dış ticaret açığı, dış borç tarihin en yüksek seviyelerine çıkmıştır. Temmuz 2018’den bu yana dış borç altı kat, döviz cinsi borç dokuz kat artmıştır. Çarşı pazardaki her şey her gün zamlanıyor. Son aylarda akaryakıt ürünleri yüzde 45, toplu ulaşım yüzde 58, ekmek yüzde 40, damacana su yüzde 30, gıda ürünleri yüzde 25 zamlanmıştır.
İnsanlar geçinemedikleri için yaşamlarına son veriyorlar. TÜİK verilerine göre AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bugüne kadar 4 bin 81 kişi geçimsizlikten yaşamına son vermiştir. Oğluna pantolon alamayan, çocuklarını ısıtamayan anneler intihar etmeye başlamıştır. Gençler işsiz, gençler geleceksiz bırakılıyor. Doğup büyüdükleri toprakları terk etmek başka ülkelerde yaşamak zorunda kalıyorlar. TÜİK verilerine göre 2019-21 yıllarında 29 yaş altı tam 286 bin genç göç etmek zorunda kaldı.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***