A MILLI KADIN VOLEYBOL TAKIMIMIZ ILE ZIRVEYE CIKAN, AVRUPA VE MILLETLER LIGI SAMPIYONLUGUNDA TARIH YAZAN ISIMLERIN BASINDA GELEN MELISSA VARGAS’IN AY-YILDIZLI FORMA ILE DUNYAYA MEYDAN OKUMASI DIKKATLERI UZERINE CEKTI. / ISTANBUL,(DHA)-
YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Kadın Voleybol dünyasında bütün dengeleri değiştirecek en üst düzeyde iki oyuncu vardı; biri Nijerya’dan İtalya Milli Takımına devşirilen Paulo Egonu, diğeri de Sırbistan Milli Takım oyuncusu Tijana Boskoviç. Son yıllarda bu iki oyuncu oynadıkları milli takımları Avrupa’nın ve dünyanın en tepesine çıkarmışlardı. İkiliye bu yaz başka bir isim daha eklendi Melissa Vargas. Vargas’ın bu yılki çıkışı kendisini dünyanın en iyi iki kadın voleybolcusunun yanına bir üçüncü olarak ekledi. Dünya Kadın voleybolunda başka da çok iyi oyuncular var şüphesiz, ancak bu üç oyuncu farklı bir düzeydeler.
Vargas’ın Türk milli takımına monte edilmesi ve onunda büyük bir çıkış yakalaması Türkiye Kadın Voleybol Takımını dünyanın en iyisi haline getirdi. Vargas’ın sıradışı oyunu Ebrar, Hande, Eda, Zehra, İlkin gibi sporcuların oyununu daha üst seviyeye çıkardı.
Takımın hocası Santarelli’nin, bir önceki teknik direktör Guidetti’den daha başarılı olması da eklenince Milli Takım yenilmez bir armadaya dönüştü; böylece Türk spor tarihinin en başarılı takımı haline geldiler. Bu yaz katıldıkları Milletler Ligi, Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası gibi dünyanın en önemli üç turnuvasını da kazanmak hayli göz kamaştırıcı bir başarıydı. Her açıdan çok kötü günler yaşayan Türkiye adına inanılmaz gurur verici bir süreç yaşattılar.
Buraya kadar her şey çok güzel de sorun bundan sonra başlıyor. Ortada böyle bir başarı olur da sahiplenen olmaz mı? Sağcısı, solcusu, muhafazakarı, Kemalistiyle herkes bu büyük gururu sahiplendi. Bir milli takımın sahiplenilmesi çok güzel bir olaydır da Ulusalcı Kemalistlerin, işi ‘siz sevinmeyin ulan, bu Atatürkümüzün eseridir’ noktasına getirmesi bir hayli sorunlu durumdur. Hiç bir güzel şeyi kendilerinden başkasına layık görmedikleri için bu başarının, hele de muhafazakarlarca sahiplenmesine müsade etmiyorlar.
Siyaset sahnesindeki Ulusalcı Kemalistler, Saray iktidarıyla -gizli ve açık- bir ittifaka girdiğinden beri muvazaalı olarak sürekli yeniliyorlar. Ulusalcı siyaset elitlerinin Saray ile yaptıkları bu muvazaadan habersiz olan taban, her alanda yaşanan yenilgilerden dolayı büyük bir travma yaşıyor. Muhafazakarlığa karşı, ellerinde gurur duyabilecekleri bir başarıları yok. ‘Atatürk’ümüz’ cümlesinden başka övünecek bir dal bulamayan, duygusal olarak başarıya aç bu insanlar, Kadın Voleybol Milli Takımının başarılarını cansiperane bir şekilde sahipleniyor. Evet sahiplenmek ve bununla gururlanmak güzel bir şey ama bunu yaparken başkasının sahiplenmesine müsade etmiyorlar. Bütün paylaşımlarında milli takım sanki Sırbistan’ı, İtalya’yı, Japonya’yı değil de sakalla karikatürize ettikleri muhafazakarları yenmiş gibi, smaçları hep bunların kafasına iniyor.
Başkalarının da, örneğin dindarların bu başarıya sahiplenmesi, bu başarıyla gurur duyması, onları mutlu etmesi gerekirken, muhafazakar mahalleden çıkan birkaç kimliği belirsiz cızırtıyı bahane ederek, dindarların tümünün kafasına çakıyorlar.
Bütün ülkenin ortak bir paydada buluşması muhtemelken bunu kamplaşmaya alet etmek bir Recep T. Erdoğan politikası değil de nedir?
Üstelik kaçırdıkları başka bir şey daha var, o da bu başarının en büyük mimarı Voleybol Federasyonu Başkanı Akif Üstündağ’ın, muhafazakar ve dindar bir ailede büyümüş olduğu gerçeğidir. Bugün kendisi de ailesi de çocukları da mazbut ve muhafazakar bir hayat sürüyor.
Ortada gerçekten büyük bir başarı var ve bu başarı yediden yetmişe ülkesini seven herkesi mutlu ediyor. Bırakın da bu başarı herkesi birleştirsin.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***