Irak’ın Kerkük kentinde KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) destekçisi bir grubun, ordu kontrolündeki binanın KDP’ye teslim edilmesine karşı çıkanların kapattığı Erbil-Kerkük kara yolunun açılması talebiyle düzenlediği protesto sonrası kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Irak Başbakanı Sudani, Kerkük’te göstericilere karşı operasyon talimatı verdi. Çıkan olaylarda dört kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Kürt güçler 2014’te IŞİD’i yendikten sonra Kerkük’ü kontrollerine almış, ancak 2017’de Irak ordusu tarafından dışarı itilmişlerdi. Şehir, Irak Kürdistan Bölgesel yönetimiyle merkezi hükümetin kontrolündeki toprakların arasında yer alıyor.
Irak Başbakanı es-Sudani’nin kararına tepki gösteren Haşdi Şabi güçleri, bina önünde çadır kurdu. Haşdi Şabi’ye tepki gösteren Kürt göstericiler, binaya yürüdü. Çıkan çatışmalarda üçü polis 15 kişi de yaralandı. Kerkük Valisi Rakan Said el Cuburi, Ortak Operasyonlar Komutanlığı güçlerinin kullandığı binanın KDP’ye teslimi kararının ertelendiğini ve göstericilerin protestolarına son verdiğini duyurdu. Kerkük’te olaylar sonrası 24 saatliğine ilan edilen sokağa çıkma yasağı kaldırıldı, kapatılan Erbil-Kerkük yolu da trafiğe açıldı.
HERHANGİ BİR ALEV ANINDA OLAYLARIN TEKRAR PATLAMA İHTİMALİ VAR
ODTÜ Dış Politika Enstitüsü Başkanı Pro. Dr. Hüseyin Bağcı, Kerkük’te gerginliğin neden arttığını ve önümüzdeki günlerde neler yaşanabileceğini Gerçek Gündem’ değerlendirdi. ‘‘Yapılan gösterilerde gördüğümüz kadarıyla sadece Türkmenler değil Araplar da Kürt yönetiminin altına girmek istemiyor’’ diyen Bağcı, Irak hükümetinin ve Barzani’nin almış olduğu karardan sonra geri adım atmasının şu aşamada çatışmaların geçici olarak sona ermesine sebep olduğu söylese de bölgenin ‘‘barut fıçısı’’ gibi olduğunu vurguluyor ve her an gerilimin tekrar yükselebileceğini vurguluyor.
Türkiye’nin olaylar ile ilgili politikasını değerlendiren Bağcı, şöyle konuştu:
‘‘Kerkük’teki askeri yönetimin Barzani yönetimine devredilmesi kararı alındığından itibaren Kerkük bir Türk şehri olduğu için bunun kabul edilmediği bir durum ortaya çıktı. Özellikle Irak merkezi yönetiminin aldığı bir karardı. Olaylar başladıktan sonra bu karar geri alındı. Burada temel sorun şu: Özellikle Barzani’nin bu bölgeyi kontrol etme talebi var. Bu çerçevede de Türkmenlerin bulunduğu konumu kaybetme riski var. Daha önce 2003 yılından itibaren Türkmenlere ait olan toprakların bırakılması konusunda büyük bir baskı yapılmıştı. Yapılan gösterilerde gördüğümüz kadarıyla sadece Türkmenler değil Araplar da Kürt yönetiminin altına girmek istemiyor. Özellikle son süreçte Türkmenlerin siyasi açıdan oldukça zarar gördüğü bir süreç yaşanıyor. O nedenle Türkiye’nin de doğal olarak Türkmenlere politik anlamda desteği var. Bu destek sağlanmalı mutlaka. Burada Türk mü, Türkmen mi kavramında da bir anlaşmazlık var. Ben Türk kavramını kullanmayı tercih edenlerdenim. Nereden bakarsak bakalım merkezi hükümetin, Irak hükümetinin almış olduğu kararı durdurması en azından şu aşamada çatışmaların geçici olarak sona ermesini beraberinde getirdi. Ama bu bölge barut fıçısı gibi. Herhangi bir alev anında tekrar patlama ihtimali var.’’
BARZANİ’NİN IRAK’TA, YPG’NİN DE SURİYE’DE YAPTIKLARI SON DÖNEMDE DENGELERİN DEĞİŞMESİNE YOL AÇTI
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçtiğimiz günlerde İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan ile görüşmesinde de bu konunun gündeme geldiğini hatırlatan Bağcı, Barzani’nin Türkmenlerin yalnız olduğu düşüncesiyle hareket etmemesi gerektiğine dikkat çekti:
‘‘Öyle gözüküyor ki şu an müzakereler tekrar başladı. Türkmenlerin aleyhine bir durum çıkmaması için hem Irak merkezi hükümetinin hem de Barzani’nin bu konularda daha temkinli olmaları gerekiyor. Oradaki Türklerin, Türkmenlerin yalnız olduğu düşüncesiyle hareket etmemeleri gerekiyor. Kaldı ki İran ile Türkiye arasında yapılan görüşmelerde de bu konu gündeme geldi. Suriye aynı şekilde çok önemli. Bu coğrafyada özellikle Barzani’nin Irak’ta, YPG’nin de Suriye’de yaptıkları son dönemde dengelerin değişmesine yol açtı. Bu da tabi Türkiye’nin, Suriye’nin ve İran’ın çıkarlarına uygun olmayan bir politika tarzı.’’
Bundan sonraki süreçte neler olabileceğine dair değerlendirmelerde bulunan Bağcı, Barzani’nin Kerkük’ü Kürt şehri haline getirmek istemesi durumunda olayların devam edeceğini belirtti:
‘‘Şu anda gördüğüm kadarıyla hem Barzani hem de Irak merkezi yönetimi geri adım atmış durumda. Olayların yatışması ve soğumasını bekliyorlar diye düşünüyorum. İleride tekrar olaylar patlak verebilir. Eğer Barzani Kerkük’ü Kürt şehri haline getirmek istiyorsa olaylar devam eder.’’
KÜRT LİDERLERDEN AÇIKLAMALAR:
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani Cumartesi gecesi Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) Başkanı Mesud Barzani ve Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı Neçirvan Barzani ile ayrı ayrı telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Es-Sudani’nin ofisinden yapılan yazılı açıklamada; Kerkük’te huzur ve istikrarın korunması, birlikte yaşam ve güvenliği bozmaya yönelik her türlü girişimin önlenmesi için acil tedbirler alınması gerektiği vurgulandı.
Haşdi Şabi taraftarlarının gösterilerini “bozguncu ve yasa dışı” olarak nitelendiren Barzani, “Kürt çocuklarımızın Kerkük’te kanının dökülmesinin bedeli ağır olur” dedi.
Neçirvan Barzani de yaptığı yazılı açıklamada güvenlik güçlerinin görevinin kentteki tüm toplulukların güvenliğini ayrım gözetmeksizin korumak olduğunu kaydetti, herkese itidal çağrısı yaptı. “Fitne ile bölünmeler önlenmeli ve bu duruma son verilmedir” diyen Kürdistan Yurtseverler Birliği Genel Başkanı Bafıl Talabani de Kerkük’te ortak yaşam ve kardeşlik ortamını bozmaya çalışan her türlü girişimi kınadıklarını söyledi. Talabani, “Yaşananları kabul edilemez buluyoruz. Kürt göstericileri öldürenler yargılanmalı” dedi.
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN’DAN AÇIKLAMA:
Bir hafta önce Irak’ta temaslarda bulunan ve IKBY yetkilileriyle de görüşen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise açıklamasında, “Irak’ın asli ve kurucu unsurlarından olan Türkmenlerin ana yurdu olan Kerkük’te olanları üzüntü ve kaygıyla karşılıyoruz” dedi.
Bakan Fidan, Kerkük’ün etnik köken ve din açısından Irak’ın küçük bir modeli olduğunu, Kerkük’ün huzur ve istikrarının Irak’ın bütününün huzur ve istikrarına etki ettiğini söyledi. Türkmenlerin haklarının korunmasının Türkiye için önemli olduğunu ve bunun siyasi pazarlık konusu yapılmaması gerektiğini kaydeden Fidan, Kerkük’te Türkmenlerin haklarını her zaman savunacaklarını yineledi.
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***