AKP teşkilatlarının çeşitli kademelerinde daha önce görev almış ancak şu an da aktif olarak bir görevi olmayan gönüllülerden oluşan ‘Nöbetçiler’ topluluğu, Bahçelievler’de İstanbul Buluşmaları toplantısına katılan Bilal Erdoğan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u yönetemediğini ve çeşitli bahanelere sığındığını ileri sürdü.
‘‘15 TEMMUZ BİZİM İÇİN BİR VAROLUŞ MESELESİYDİ’’
15 Temmuz kaos ve kumpas gecesinin kendileri için bir varoluş mücadelesi olduğunu söyleyen Bilal Erdoğan “Nöbet kelimesi geçince, içinde nöbetçi olduğu iddiası olunca, işin içinde 15 Temmuz ruhunu muhakkak hatırlamamız lazım. Bakın hani şimdi 14 Mayıs, 28 Mayıs Cumhurbaşkanımızı yine bu ülkenin lideri olarak seçtik. Allah’ın izniyle 5 yıl daha görev verdik. Şimdi önümüzde bir yerel seçim var. Ama bu 15 Temmuz meselesi Türkiye’de siyasi tercihlerde maalesef, maalesef diyorum. Keşke 15 Temmuz meselesinde Türkiye’de böyle bir kutuplaşma, onun etrafında olmasaydı. Keşke 15 Temmuz meselesinde milletçe hepimiz aynı safta yer alsaydık. Çünkü bu bizim için bir varoluş meselesiydi. Ama bakın daha yeni Antalya’da olan meseleyi görüyorsunuz. Yani maalesef bir tarafta 15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı isteyenler var. Bir tarafta da o darbenin karşısında millet cephesinde yer alanlar var. Ve hala bu cephe olduğu yerde duruyor maalesef. Gönül isterdi ki, hemen 15 Temmuz’un ardında muhalefet durması gerektiği yerde dursun ve Türkiye’de siyasi tablo 15 Temmuz şartlarında oluşmasın. Ama hala 15 Temmuz çizgilerinde bir kamplaşmayı görüyoruz. Onun için nöbette olunması önemli. Onun için teyakkuzda olmak zorundayız. Onun için bu vatanı, bu vatanın düşmanlarıyla işbirliği içinde olanlara bırakmama kararlılığını 15 Temmuz günü akşamı olduğu gibi aynen korumak zorundayız” dedi.
“MAALESEF İSTANBUL İYİ YÖNETİLMEDİ”
Erdoğan, “Türkiye’de adeta bir hak ile batıl mücadelesini andıran bu kamplaşma, bu şekilde sürdüğü müddetçe nöbetteyiz, nöbette olmaya Allah’ın izniyle devam edeceğiz. Hakikaten bu 5 yıla da yaklaştık, 4 buçuk yıl. Bu 4 buçuk yıl maalesef İstanbul iyi yönetilmedi. İyi yönetemediklerini biliyorlardı ki, birçok konularda dediler ki ‘Ankara bize köstek oluyor. İktidar bize engel olduğu için yapamıyoruz. Yoksa neler yaparız?’ Bunu niye kullandılar? Sözüm ona Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaklardı ya, 8-9 kişi birden Beştepe’de görev alacaklardı. Sözüm ona senaryo oydu, argümanları da bu. ‘Ankara bize engel olduğu için yapamıyor. Hele iktidarı bize verin o zaman görün’ Şimdi sana millet yine vermedi iktidarı. O zaman şunu deyin, diyebilirseniz. ‘Ya iktidar bizde değil, biz sözlerimizi yine yerine getiremeyeceğiz.’ Bunu deyin o zaman. Öyle değil mi? Dolayısıyla eğer Ankara size engel oluyorduysa niye geliyorsunuz bu göreve talip oluyorsunuz?” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL’U SEVEN ADAM BÖYLE GÖZÜ DIŞARILARDA OLMAZ”
Erdoğan, “Cumhurbaşkanımız 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zaman, Ankara gerçekten ona köstek olmasına rağmen bunu bahane yapmadı. Ne yaptı? Her gün hizmetle uğraştı. Her gün vatandaşının yanında yer aldı. Çöpten, çamurdan, çukurdan, İstanbul’u kurtardı. Şimdi 30 yıl öncesine göre belki 30 kat zengin bir İstanbul, 30 kat zengin bir ülkede yaşıyoruz. Bu kadar borç harç yok, ekonomi bu kadar güçlü, İstanbul’un birçok temel sorunu halledilmiş ama beyefendi hala sözlerini yerine getiremiyor. Birçok bahanenin arkasında saklanıyor. ‘Tatil bana yakışıyor. Uyumak bana yakışıyor’ diyor. Ne zaman bir başı sıkışsa, işte Bodrum’dan çıkıyor, bilmem nereden çıkıyor. Böyle İstanbul yönetilmez. İstanbul’a sevdası olan, İstanbul’u seven adam böyle gözü dışarılarda olmaz. Onun için her zaman, İstanbul’a kim belediye başkanı olursa onu biz 94 yılında İstanbul’a belediye başkanı olan Tayyip Erdoğan’la kıyaslayacağız. Çıtayı oraya koyacağız. ‘Verdiğin sözleri tutuyor musun? İstanbul’la yatıp İstanbul’la kalkıyor musun?’ diye soracağız. Dolayısıyla bu adam bu işi yapmadı. Bu adam yan gelip yattı. Bu adam gözünü Ankara’ya dikti. Bu adam CHP’nin başına mı geçecek? Cumhurbaşkanı mı olacak? Bunları beklemekten ömrümüz geçecek. Bari İstanbul’u kurtaralım” diye konuştu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***