Yaklaşık 200 sivil toplum kuruluşu bünyesinde barındıran Büyük Aile Platformu geçen yıl Eylül ayında olduğu gibi haftanın son gününde İstanbul Saraçhane’deki Anıt Park’ta LGBT karşıtı eylem düzenledi.
Eylemde “LGBT örgütlerinin Türkiye’deki faaliyetleri durdurulması” ve “medya, akademi, iş dünyası, sanat, spor ve eğitim aracılığıyla sürdürülen LGBT propaganda ve dayatmaların engellenmesi” talep edildi.
“Sosyo-kültürel teröre dur de”, “Aileye savaş açanlara geçit verme”, “Sanat dünyasında LGBT propagandasına dur de”, “Cinsiyetsiz toplum projesine dur de” yazılı pankartların açıldığı eyleme yaklaşık 3 bin kişi katıldı.
Dugin’den eyleme destek: “Bu sadece geleneksel İslami değerleri korumak isteyenlerin dindarların mücadelesi değil”
Etkinliğe video mesajla katılanlar arasında Türkiye kamuoyunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in danışmanı olarak bilinen aşırı sağ siyasetçi Aleksandr Dugin de vardı.
Parktaki dev ekranda yayınlanan konuşmasında Dugin, “Sevgili Türk dostlarım LGBT’nin normalleşmesine karşı bu buluşmayı düzenlediğiniz için çok mutluyuz. Burada farklı partilerden katılımcılar var. Bu sadece geleneksel İslami değerleri korumak isteyenlerin dindarların mücadelesi değil. Her şeyi normal hale getiren dayatmacı küresel liberalizm düşüncesine karşı mücadele etmek lazım” dedi.
Kalabalığa hitap edenler arasında yer alan gazeteci Erem Şentürk, “Eğer şu gün şu alanda olmazsanız okullarda çocuklarınıza ‘Kızım erkek olmak ister misin? Oğlum kız olmak ister misin?’ sorusu kanunen mecburiyet olacak. Dünya bu kazığı yedi sıra bizde. İnsanlığın soyunun devamı için, çocuklarımız için buradayız” ifadelerini kullandı.
Netflix, Disney ve sosyal medyaya cinsiyetsiz birey reklamı suçlaması
Vatan Partisi Merkez Kurul üyesi Zühre Genişel de yaptığı konuşmada Batı emperyalizminin LGBT propagandası ile Türk toplumunu hedef aldığını belirtti.
Genişel, “Milletvekillerini LGBT örgütlenmesi ve propagandasını yasaklayan çıkartmaya davet ediyoruz. Netflix, Disney gibi platformlarından ve sosyal medyadan her gün eşcinselliğin normalleştirildiğini, cinsiyetsiz birey reklamlarını yapıldığını görmüyor musunuz? LGBT propagandasının çocuk kitaplarına çizgi filmlere kadar girdiğinin farkında değil misiniz? Üniversitelerde LGBT projeleri yürütüldüğünü izlemiyor musunuz? Rusya ve Macaristan yasakladı, sıra bizde. Hedef alınan milli devletimizdir” dedi.
“Bu subliminal mesajlarla, filmlerle dizilerle çok normal bir şeymiş gibi gösteriliyor”
Eylemde bulunan Özer Akkaya isimli bir yurttaş VOA Türkçe’nin soruları üzerine dizi ve filmlerde sübliminal mesajlarla çocukların etkilenmek istendiği görüşünü savundu.
Akkaya, “Dünyada LGBT dediğimiz akım dayatmacı bir zorlama ile çocuklarımızın kanına girerek tamamen cinsiyetsiz, kadın ve erkekten ayrı bir toplum oluşturmaya çalışıyor. Bu tehlikeyi gördüğümüz için buradayız. Sonuna kadar direneceğiz. İnsanlar kendi çevrelerinde ne yaparlarsa yapsınlar, bu kendi özgürlükleri. Ama topluma bunu dayatmaya çalıştıklarında maalesef büyük sıkıntılar oluyor. Maalesef Türkiye’de de bu açıktan olmasa da subliminal mesajlarla, filmlerle dizilerle çok normal bir şeymiş gibi gösteriliyor. Çocuklarımız bu tehlikeye karşı uyarmazsak bilinçlendirmezsek bizim için çok büyük bir kayıp olacak. Tehlike olacak” dedi.
“Allah’ın emri, Atatürk’ün görevi”
Halime Seroğlu, “Ben önce Allah’ın bize emrettiği değerlerimize sahip çıkmak için, aile yapısı bozulmaması için buradayım. Her şey orta zaten gençliğin kaybolması demek geleceğimiz kaybolması demek. Biz gençliğimize Allah’ın emri üzerine sahip çıkmak üzere buradayız” diye neden eyleme katıldığını anlatırken bir başka katılımcı Rıza Türkmendağ ise “Bu LGBT üzerinden Türkiye’mize batı merkezli, emperyalist merkezli çok ciddi bir saldırı var. Geçmişimizle bağlarımız koparmaya yönelik bir saldırı. O saldırıya karşı durmak için omuz vermek için hangi görüşten hangi siyasetten olursa olsun bu saldırı birlikte göğüsleyebilmek için buraya geldik. Bu milleti korumak bu aileyi korumak gibi görevimiz var. Büyük Atatürk ‘ten tarihimizden böyle bir görev aldık” dedi.
Öğle saatlerinde başlayan etkinliğe katılanların bir bölümü konuşmaların ardından Fatih istikametinde yürüyüş gerçekleştirdi.
Büyük Aile Yürüyüşü’ne karşı Büyük Hayat Buluşması
Eylemin sürdüğü saatlerde Türkiye’nin en bilinen LGBTİ+ derneği KAOS GL’nin çağrısıyla youtube üzerinden “Büyük Hayat Buluşması” adıyla bir yayın yapıldı.
“Nefretin peşinden koşanlara karşı LGBTİ+ yaşamları savunmaktan vazgeçmeyeceğiz” sloganıyla yapılan yayına Türkiye İşçi Partisi İstanbul milletvekili Ahmet Şık, Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Yeşil Sol Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, Sol Parti Genel Başkanı Önder İşleyen ve çok sayıda gazeteci ile STK temsilcisi katıldı.
Toplantıda konuşan hemen herkes bu tür çağrıların nefret söylemi içerdiği görüşünde birleşti.
Tunç Soyer: “Bu nefret söylemi ve korku iklimi LGBTİ+ vatandaşlarımız için kabul edilebilir değil”
Gazeteci Yıldız Tar’ın moderatörlüğünde düzenlenen toplantıda konuşanlardan biri de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’di.
Soyer, “Bu nefret söylemi ve korku iklimi LGBTİ+ vatandaşlarımız için kabul edilebilir değil. Bu toplum ne kadar ayrışırsa o kadar kaybediyor, eksiliyor yoksullaşıyor. Kimseye bir faydası olmadığı gibi, bir vatandaşın cinsel yönelimlerini değiştirmek için mücadele ediliyorsa yolsuzlukla mücadele için ne yapıyoruz diye düşünmeliyiz. Öncelikle bu ekonomik krizde ve sıkıntıda nasıl düzlüğe çıkabiliriz toplum olarak, bunu konuşmamız gerekiyor. Bu nefret söylemlerinden vazgeçilmesi gerekiyor. Her bir vatandaşın özgürlüğü hepimizin özgürlüğü anlamına geliyor. Ayrım gözetmeksizin her vatandaşa eşit hizmet götürmek zorundayız” dedi.
“Tek adam iktidarından güç alan gerici güçlerin saldırıları karşısında uyanık olmamız gerekiyor”
Emek Partisi Gaziantep milletvekili Sevda Karaca tüm muhalefet partilerini LGBT’lerine yönelik bu eylemliliğe karşı birlikte olma çağrısında bulundu.
Karaca, “Dış güçlerin oyunu diyerek oluşturulan LGBTİ karşıtlığının toplumda bir karşılığı var. Bunu söyleyenlerin fikir babaları tüm dünyada kazanılmış bütün haklarımızı elimizden almak için önemli projelere imza atan büyük sermaye güçleri. Vatikan’dan tutalım Kıta Avrupası’na kadar Hıristiyan demokrat adındaki güçler de Saraçhane’deki söylemleri benimsiyor. Toplumda şiddetin aktığı yer LGBTİ karşıtlığı oluyor. Tek adam iktidarından güç alan gerici güçlerin saldırıları karşısında uyanık olmamız gerekiyor. Bu yüzden topyekün bir mücadele önemli. Tüm muhalefete seslenmek lazım. İktidarın en gerici politikalarına yedeklenmekten uzak durmalı ve uyanık olmalıyız” dedi